‘İnfazda eşitlik istiyoruz, herkes için adalet’ kampanyası devam ediyor. Koronavirüs salgınında bile devletin ayrımcılık yaptığına dikkat çeken aileler, tutukluların derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi
Koronavirüs salgını hızla devam ederken infaz yasasındaki düzenlemede siyasi tutukluların devre dışı bırakılmasına tepkiler sürüyor. Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu’nun (MED TUHAD-FED), düzenlemeye karşı 64 kurum ve kuruluşla birlikte başlattığı “İnfazda eşitlik istiyoruz, Herkes için adalet” kampanyası devam ediyor. Mezopotamya Ajansı’na konuşan tutuklu yakınları siyasi tutukluların serbest bırakılması için çağrıda bulunurken, Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu Rozerin Kalkan’ın annesi de devletin hastalıkta bile ayrımcılık yaptığına dikkat çekti.
‘Tedbirler alınmıyor’
Antep H Tipi Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır tutuklu bulunan Adnan Yalçın’ın kardeşi Nurcan Yalçın, ağabeyinin kronik hastalığının yanı sıra 2015 yılından bu yana kolon kanseri olduğunu söyledi. Tutuklu Yalçın’ın geçirdiği ameliyattan sonra herhangi bir tedavi ve rutin kontrollerinin yapılmadığını dile getiren Yalçın, cezaevlerinde uzun yıllardır yüzlerce ağır hasta tutuklu olmasına rağmen devletin herhangi bir adım atmadığını vurguladı. Son zamanlarda yaşanan koronavirüs salgınından kaynaklı tüm tutuklu aileleri gibi tedirgin olduklarını ifade eden Yalçın, “Abimle konuştuğumuzda cezaevinde salgın için herhangi bir tedbirin alınmadığını, ortamın hijyen olmadığını söyledi. MED TUHAD-FED öncülüğünde tutsakların serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyasını biz hasta tutsak aileleri olarak destekliyoruz” diyerek kampanyanın tüm kesimler tarafından desteklenmesini talep etti.
‘Yaşlı ve hasta tutuklular…’
Siyasi tutukluları kapsam dışı bırakan infaz yasasının Meclis’e geldiğini dile getiren Yalçın, “Düzenlemenin adil olmadığını herkes çok iyi biliyor. Böylesi bir salgın karşısında tüm tutsakların tahliye edilmesi gerekiyor. Devlet siyasi tutuklulara karşı bir kez daha düşmanlığını ortaya koydu. İran gibi diktatör bir rejim, siyasi tutukluları tahliye ederken, Türkiye’de yapılmak istenen adaletsizlik içler acısı. Bu durum karşısında en azından ilk celsede yaşlı ve hasta tutsakların tahliye edilmesi gerekirdi” dedi.
‘Koğuşları eldivensiz arıyorlar’
Afyon T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mehmet Soylu’nun annesi Meryem Soylu ise cezaevlerinin koşulları virüsü atlatmak için uygun olmadığını dile getirdi. Oğlunun üç gizli kalp krizi geçirdiğini, astım hastası olduğunu belirten anne Soylu, “Hasta tutuklular cezaevi ortamında bu virüse karşı kendini savunamaz. Her koğuşta 20-30 kişi bulunuyor. Bu yüzden yeni yasa siyasi tutukluları da kapsamalıdır. Bafra hapishanesinde virüsten kaynaklı hayatını kaybeden 70 yaşındaki Mehmet Yeter, ailesi tarafından habersiz bir şekilde gömüldü. Bu kabul edilemez bir durumdu. Eğer çocuklarımız bu hastalıktan yaşamını yitirirse bize haber vermeyecekler. İnsan hakları savunucularını, tüm kesimleri siyasi mahkumlara yapılan bu durumu kabul etmemeye ve seslerini çıkarmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
‘Bu Kürt düşmanlığıdır’
Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde “örgüt üyeliği” iddiasıyla 10 yıl ceza alan, 4 yıldır tutuklu olan Rozerin Kalkan (23), telefonla aradığı ailesine cezaevinde yaşanan sorunları aktardı. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Kalkan, korononavirüse (Kovid-19) karşı cezaevi yetkilileri tarafından koğuşların dezenfekte edilmediğini söyledi. Rozerin Kalkan’ın annesi Şerife Kalkan (45) ise, tutuklular arasında ayırım yapılmaması gerektiğini belirterek, “Cezaevi yetkilileri çocuklarımızın sağlığını korumak adına herhangi bir adım atmıyor. Çocuklarımız da diğer tutuklular gibi serbest bırakılmalıdır. Salgın cezaevine yayıldığı zaman önlem alamazlar. Hastalık ve ölümde bile ayırım yapıyorlar. AKP hükümetinin getirdiği bu yasayı kabul etmiyoruz. Ben bir anneyim. Çocuklarımızın ölmemesini istiyorum. Yüreğimiz yanmasın. Bu yapılan ayırım insanlık dışı. Hırsızlar, uyuşturucu satıcıları, cinsel istismarcılar çıkacak, fakat kimliğine sahip çıkmak için mücadele edenler cezaevinde kalacak. Bu nasıl hak, hukuk ve adalettir? Bu Kürt düşmanlığıdır” şeklinde tepki gösterdi.
ADANA/DİYARBAKIR