Wan ve Amed’de Adalet Nöbeti’ni devam ettiren aileler, tutuklu bulunan yakınlarının sürdürdüğü ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ talepli açlık grevi eylemleri için dayanışmanın büyütülmesini beklediklerini vurguladı. Amed’deki eylemde tutsak yakınları, İmralı’ya yeni yıl kartları gönderdi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır tecrit altında tutulan ve 33 aydır kendisinden hiçbir şekilde haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için 10 Ekim’de uluslararası düzeyde başlatılan ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyası eylem ve etkinlikleri kapsamında cezaevlerinde tutsaklar 27 Kasım’da dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatırken, tutsak yakınları da Amed, Mersin, Adana, Wan ve İstanbul’da ‘Adalet Nöbeti’ başlattı.
Tutsak yakınlarının sürdürdüğü nöbetleri her gün onlarca kişi ziyaret ederek dayanışma göstermeye devam ederken, nöbet tutanlar dayanışmayı büyütme çağrılarını sürdürüyor.
Wan’da Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Örgütü binasında, 23 gündür Adalet Nöbeti eyleminde olan tutsak yakınları da cezaevlerindeki yakınlarının yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çekerek, tutsakların dışarıdakilerin sessizliğinden rahatsız olduğunu dile getirdiklerini belirtti.
‘Açlık grevleriyle birlikte baskılar arttı’
Adalet Nöbeti eyleminde olan Xemê Aydın, hasta tutsak oğlu Rojhat Aydın şahsında bütün tutsaklara özgürlük talep ederek, “Hepimizin tutukluların başlattığı bu eyleme destek olması gerekiyor” mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
Aydın, oğlunun sağlık sorunlarına dikkat çekerek, “Sağ ve sol parmakları kesik, ayağında, kolunda ve gözünde şarapnel parçaları var. Şu an tek kişilik hücrede tutuluyor. Son bir yıldır görüşüne gidemiyorum. Bir yıl sonra ilk defa dün gittim gördüm. Cezaevine giderken çok zorluk yaşıyoruz, gitmesek de aklımız onda kalıyor. 9 yıldır tutuklu ve halen tek kişilik hücrede” diye belirtti.
Adalet Nöbeti eylemine katılan Kevser Bitik de cezaevindekilerin dışarıdakilerin sessizliğinden oldukça rahatsız olduğunu dile getirdi. Oğlu Sinan Bitik’in görüşüne gittiğini söyleyen anne Bitik, “Cezaevlerinde açlık grevleri günlerdir devam ediyor. Bir hafta önce oğlumun açık görüşüne gittim ve dışarıdaki sessizlikten rahatsız. Tutsaklara ses olmamız gerekiyor. Başlatılan açlık grevi eyleminden sonra tutsakların üzerindeki baskılar arttı, bu yüzden tutsakların tek talebi dışarda olan halkın ayaklanmasıdır. Kürt halkının ses çıkarması, cezaevlerinin önüne gitmeleri, sokağa çıkmaları gerekiyor artık” ifadelerini kullandı.
‘Herkes eylemlere ses olmalı’
Erzirom ve Wan cezaevlerinde tutsak olan iki yeğeni için Adalet Nöbeti’nde olan Nebahat Abi ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki sistematik tecridin bütün cezaevlerine sirayet ettiğini belirterek, “Öcalan’dan da, çocuklarımızdan da haber alamıyoruz. Bu bizler için çok zor bir durum. Öcalan ile görüşme olsun diye bu nöbeti başlattık. Cezaevlerindeki yurttaşlar serbest bırakılsın, tabutlar çıkmasın artık istiyoruz. Şu an tutuklu bulananlar dilini ve varlıklarını savundukları için cezaevindeler. Kürt’ü öldürüyorlar, cezaevine atıyorlar sesini kısmaya çalışıyorlar. Fakat Kürt halkı mücadele etmeye devam ediyor ve edecek” dedi.
Abi, sadece Türkiye kamuoyunun değil, uluslararası devletlerin de Türkiye’deki hukuksuzluğa duyarlı olmasını isterek, “Bütün devletler Türkiye’nin zulmüne karşı kulaklarını, gözlerini kapatmış durumda. Cezaevlerindeki tutuklular bu hukuksuzluk karşısında açlık grevine başvurdu. Önderleri için mücadele ediyorlar, Kürt halkı için mücadele ediyorlar. Herkesin bu eylemlere ses olması gerekiyor, çünkü hepimizin acısı ve derdi birdir” şeklinde konuştu.
Amed nöbetindeki eylemcileri ziyaret edenler de Kürt sorununun demokratik çözümü için İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın rolüne işaret etti.
Bugün ayrıca Amed’deki eylemde tutsak yakınları, İmralı’ya yeni yıl kartları gönderdi. Nöbet eylemine katılanlarla birlikte Rezan (Bağlar) PTT’nin ilçe şubesine giden tutsak yakınları, Abdullah Öcalan için hazırladıkları kartları hep birlikte İmralı’ya gönderdi.
‘Çözümün adresi belli’
Ziyaretçilerden, Makbule Akyüz, “Artık anaların yüreği yanmasın” sözleriyle taleplerini dile getirerek “Önderimiz üzerinde olan ağır tecrit son bulsun. Barış, eşitlik ve kardeşlik olsun diye rahatsızlıklarıma rağmen buraya geldim” ifadelerini kullandı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünde muhatap olduğunu vurgulayan Akyüz, “Öncelikle bir çözüm olacaksa önderimizle yapılacak görüşme ile sağlanacak. Önderimiz tutsak olduğu sürece hiçbir çözüm gelişemez. Öndelikle görüştürülmemelerinin nedeni fikirlerinden korkmalarıdır. Eğer fikirleri topluma ulaşırsa kendi iktidarları zarar görür diye herhangi bir görüşme yaptırmıyorlar. Çözümün adresi bellidir. Bu adres doğru okunmadan barış ve huzur da gelmez” diye konuştu.
‘Toplumsal mücadele için el ele vermeliyiz’
Cezaevlerinde politik tutsakların taleplerine herkesin sahip çıkması gerektiğini söyleyen Sultan Altan, “Toplumsal bir mücadele için ele ele vermeliyiz. Bu hepimizin görevidir ve görevimizi yerine getirdiğimiz anda tecrit kırılır. Bundan sonra Sayın Öcalan’la bir telefon görüşmesi, bir avukat görüşmesi veya bir aile görüşmesi çözüm olmayacak. Tek çözüm Sayın Öcalan’ın tamamen fiziki özgürlüğüne kavuşmasıdır” diye belirtti.
DEM Parti Xana Axpar (Çınar) İlçe Eşbaşkanı Emine Acar, tecridin son bulmasını talep ederek, savaş politikalarının çözüm olamayacağını kaydetti. Acar, “Çözüm muhatabı 40 yıldır Kürt halkına önderlik yapan Sayın Öcalan’dır” dedi.
Abdullah Öcalan’dan 3 yıldır haber alınamadığının altını çizen Mehmet Salih Kaya da, “Bu tecridin kırılması için buradayız. Bu halkın öncüsü ve hareketin lideridir. Onun mesajı topluma ulaşmasın diye tecrit ediliyor. Tecrit sadece Kürt toplumu üzerinde etki etmiyor tüm toplumlara etki ediyor. Bugün cezaevlerinde yaşananlar tecritten bağımsız değildir. Tecridin kaldırılması için toplumsal bir mücadele gerekli. Halkımız alanlarda olmalıdır. Tecrit kırılırsa güzel şeyler de o zaman gelecek” diye belirtti.
Kaynak: MA