Hasta ve infazı yakılan tutuklular için başlatılan Adalet Nöbeti’nin 200’üncü gününde Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yapıldı. Aileler, cezaevlerinin işkencehaneye dönüştüğünü belirterek ‘Yanımızda olun’ çağrısı yaptı
Hasta ve infazı yakılan tutuklular için Diyarbakır’da başlatılan Adalet Nöbeti’nin 200’üncü gününde sürüyor. 200’üncü gününe ilişkin Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Tutuklu Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER), İnsan Hakları Derneği (İHD), HDP Yerel Yönetimler, Diyarbakır Barosu, Barış Anneleri, 78’liler Girişimi,Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türk Mimar ve Mühendisleri Odaları Birliği (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, DİK, Kürt Edebiyatçılar Derneği ve çok sayıda kurumun katılımıyla Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yapıldı.
“Hasta Tutsaklara özgürlük” yazılı pankartın taşındığı açıklamada konuşan tutuklu ailelerinden İnci Güler, amaçlarının hasta tutukluların bırakılması olduğunu söyledi. Tüm siyasi partilerin yanlarında olması gerektiğini belirten İnci,”Öncelikle ağır hasta tutuklular, sonrasında ise infazı yakılanlar serbest bırakılsın. Yalnız değiliz” dedi.
ÖHD Diyarbakır İl Eşbaşkanı Özüm Vurgun İstanbul’da dün yaşanan adalet Nöbeti’ndeki polis şiddetini de kınayarak, “Mücadele edenlerle birlikte olmaya devam edeceğiz. Zafer direnenlerin olacaktır” diye belirtti.
‘Aileler dinlenseydi 18 tabut çıkmazdı’
TUAY-DER Yöneticisi Avukat Fırat Taşkın ise, cezaevlerinin anti demokratik uygulamaların merkezi haline geldiğini belirterek, “Başta yaşam hakkı ihlali olmak üzere yoğun hak ihlalerinin merkezi olmuştur” dedi. Hasta tutukluların haklarının sistematik bir şekilde ihlal edildiğini belirten Şimşek, ATK’lerde hasta tutuklulara bilimsel ve tarafsız değerlendirmelerden uzak “Cezaevinde kalabilir” raporlarının verildiğini söyledi. Taşkın, “Ailelerin taleplerinin ilk gün duyulmuş ve karşılık bulmuş olsaydı cezaevlerinde bugüne kadar 18 hasta tutsağın tabutu çıkmış olmayacaktı” ifadelerini kullandı.
Taşkın konuşmasının devamında,” Hasta tutukluların doğal olmayan ölümlerine sebep olan uygulamalara derhal son verilmesini ve infazların tamamlanmasına rağmen tahliye edilmeyen tutsakların biran önce tahliye edilmesini talep ediyoruz” dedi.
‘Tutukluların tahliyesi keyfi engelleniyor’
Daha sonra konuşan İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Yusuf Erdoğan, Nisan 2022 itibariyle hastanelerde 657’si ağır olmak üzere bin 517 tutuklunun bulunduğunu aktardı. Erdoğan, “Hasta tutuklulara adil davranılmalıdır. Bunu politik olarak baz almamalılardır. ATK tek karar verici mercii olarak karşımızda durmaktadır. Hasta mahpuslar cezaevlerinde yaşamını yitirmektedir. İHD hasta mahpusların tarafındadır, onlarla mücadeleyi sürdürmeye devam edecektir” dedi.
Ardından söz alan TİHV Temsilciliği üyesi Murat Aba, cezaevlerinin işkencehanelere dönüştürüldüğünü belirterek, “Hasta tutukluların talepleri ya çok geç yerine getirilmektedir yada hiç getirilmemektedir” dedi. Aba, “Devlet temel görevi olan vatandaşını sağlıklı ortamda yaşatma görevini yerine getirmiyor. İdari ve gözlem heyeti cezalandırma yöntemi olarak mahpusların tahliyesini keyfi engelliyor. Başta hasta tutuklular olmak üzere infazı yakılanlar umarız ki bırakılırlar” şeklinde konuştu.
Mücadele vurgusu
Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mehdi Özdemir ise, annelerin mücadelesine katkı sunarak hasta tutukluların taleplerine ses olmak istediklerini söyledi. Özdemir, “Gereken katkı ve mücadeleyi sergileyeceğimizi belirtmek istiyoruz. Tutukluların tahliyeleri maalesef engellenmektedir” dedi.
Türkiye’nin dahil olduğu uluslararası hukuka uymaya çağıran Özdemir, “Annelerimizin talep ettiği infazı yakılan mahpuslar başta olmak üzere bu idare ve gözlem kurullarının mahkemelerin yerine geçerek mahpusları ikinci kez cezalandırmaktadır. Bu anlamda cezaevinde yaşamı katlanamaz kararlar almaktadırlar. Mahkemenin vermiş olduğu karar neticesinde tahliye olmaları gerekirken idare ve gözlem kurullarının verdiği kararlarla infazı yakılanların tahliyesi engellenmektedir. Yaşam hakkının korunmasını, hasta tutukluların tahliyesi ve infazı yakılanların serbest bırakılmasını talep ediyoruz” diye belirtti.
HDP İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ise şunları söyledi: “Biz annelerimizi, ailelerimizin direnişini selamlıyoruz. Hak, hukuk, adaleti, hasta tutuklu ve infazı yakılanları sahiplenmek için direniyorlar. Biz ısrarla diyoruz ki annelerimiz yaptıkları direnişi kıymetli buluyoruz ve sonuna kadar onların yanındayız. Bu sadece annelerin, ailelerin sorumluluğu olmamaldıır. Bu kurum ve kuruluşlar, siyasi partilerinde çabası olmalıdır. Toplum güçlü ses çıkarırsa bu tutuklular tahliye olur. Nöbetin bir parçası olarak annelerin sesini yükseltmeliyiz.”
‘Yanımızda durun’
Son olarak konuşan hasta tutuklu Abdullah Kırtay’ın kızı Herdem Merwanî, nöbete başladıklarında tek olduklarını şimdi ise milyonların kendileri ile birlikte olduğunu söyledi. 200 gün boyunca Ankara’ya gittiklerini ve siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirten Merwanî, görüştükleri siyasi partilerin hepsinin kendilerine söz vermesine rağmen yanlarında olmadıklarını belirtti. Görüştükleri tüm partilerin yanlarında olmalarını isteyen Merwanî, “Beraber bu sorunu çözebiliriz” dedi.
Açıklama atılan “Biji berxwedana zindanan” ve “Hak hukuk adalet” sloganlarıyla son buldu.
DİYARBAKIR