Adalet Bakanı Türkiye’nin, tarih boyunca hukuk dışı hiçbir yola girişmediğini ileri sürdü. Ancak bu dönem darbe girişimi sonrası yaşanan hukuksuzluklar, kayyumlar ve siyasilerin tutuklanmaları ile anılmaya devam ediyor
Tolga Balcı
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, gündeme dair değerlendirmeler yaptı. , Türkiye tarihinde yaşanan darbeleri, idamları ve hukuksuzlukları görmezden gelerek ilginç bir cümle kuran Gül’e göre Türkiye, tarih boyunca hukuk dışı hiçbir yola girişmedi. Oysa Türkiye’de AKP’li yıllar darbe girişimi sonrası yaşanan hukuksuzluklar, kayyumlar ve siyasilerin tutuklanmaları ile anılıyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durum Adalet Bakanlığı’nı yalanlar vaziyette. Türkiye darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’le birlikte bir çok hak gaspına ve yasaklara şahit oldu. Bu hukuksuz uygulamalar OHAL sonrasında da artarak devam etti. bakanın göremediği hukuk dışı uygulamaların bir kısmını sizler için derledik.
KHK’ler ve işten atmalar
OHAL döneminde yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle toplam 125 bin 800 kişi kamu görevinden çıkarıldı. İhraç edilen yurttaşların işe geri iade kanalları kapatıldı. OHAL komisyonu sadece bin 300 kişi için işe dönüş kararı verdi.
Barış için Akademisyenler bildirisini imzalayan ilk bin 128 akademisyenden 148’i hakkında dava açıldı. AYM’nin ifade özgürlüğü kararından sonra bu kararlar bozuldu ama akademisyenler üniversiteye hala geri dönemedi.
‘Gülen cemaati’ ile bağlantısı olduğu iddia edilen birçok okulun kapatılmasının yanı sıra, 64 özel kurs merkezi, 847 öğrenci yurdu, 47 özel sağlık merkezi, 15 vakıf üniversitesi ve 145 vakıf kapatıldı. OHAL sonrası itiraz başvuruları reddedildi.
91 gazeteci tutuklu
OHAL dönemi ve sokağa çıkma yasakları uygulanırken Özgür Gündem’in ve Özgürlükçü Demokrasi’nin de içinde bulunduğu toplam 70 gazete, 34 radyo ve 33 televizyon kanalı kapatıldı birçok gazeteci de işten çıkarıldı ve yüzlerce gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde TGS’nin aktardığına göre 91 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu olduğu belirtiliyor. Gazeteci yazar Ahmet Altan, Mezopotamya Ajansı çalışanları Sadık Topaloğlu ve Sadiye Eser ve ismini sayamadığımız bir çok gazeteci hukuksuz kararlar neticesinde hala hapishanede.
HDP’nin yaşadığı hukuksuzluklar
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 2019 yılında partilerine yönelik operasyon ve gözaltılar ile ilgili bir almanak hazırladı. Rapora göre bir yılda gerçekleşen operasyonlarda 4567 HDP’li gözaltına alındı, 797 HDP’li tutuklandı, 32 belediyeye kayyum atandı. 24 belediye eş başkanı da haklarında açılan ‘terör’ soruşturmaları kapsamında tutuklandı.
Kayyum sadece belediye başkanları yerine atanmadı. HDP’li Belediye meclis üyelerinin yerine de kayyumlar atanmaya devam ediyor. Bakan Gül’ün açıklama yaptığı sıralarda Diyarbakır Bağlar Belediyesi meclis üyesi üç kişinin yerine kayyum atandı.
AİHM kararları uygulanmıyor
HDP’nin önceki dönem eşbaşkanları ve vekilleri hala hapishanede. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yargılamalarında yaşanan hukuksuzlar ise akıllardan çıkmış değil. Selahattin Demirtaş olumsuz sağlık durumu ve AİHM’nin hakkında verdiği karara rağmen hala cezaevinde.
Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ankara’ya çağrıda bulunarak, iki yılı aşkın süredir tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istedi. Ama Kavala’nın tutukluğu bu karara rağmen devam ediyor.
Sosyal medya gözaltıları
AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdikleri için Türkiye’de sosyal medya paylaşımları yüzünden yüzlerce insan gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu uygulama hala devam etmekte Bianet’in 2017 yılında yaptığı haberde her gün ortalama 6 kişinin sosyal medya paylaşımları yüzünden gözaltına alındığını gözler önüne serdi.
İfade özgürlüğü ve eylem yasakları
Gezi Parkı eylemleri iktidarın hukuksuz uygulamalarında bir dönüm noktası olarak görülebilir. Eylemlere milyonlarca insan katıldı. Protestolarda 8 kişi yaşamını yitirdi. Toplam 10 bine yakın kişi yaralandı. Yüzlerce kişi tutuklandı, bunlardan 120’den fazlası hakkında dava açıldı. Gezi parkı eylemler bittikten sonra karakol görüntüsü aldı. Park hala polis kontrolünde.
2018 Ağustos ayında İçişleri Bakanlığı Cumartesi Anneleri’nin, Galatasaray lisesi önünde kayıplarını sordukları alan yasaklandı.
2017 Kasımında Lezbiyen, Gay, Biseksüel ve Transgender (LGBT) hakları gruplarının düzenlemek istediği kitlesel etkinlikler Ankara valiliği tarafından yasaklanmıştı, bu yasak başka kentlerde yapılacak toplantı ve etkinliklerin yasaklanmasına da emsal teşkil ederek, 2018 boyunca uygulanmaya devam etti ve Türkiye’nin LGBT gruplarına yönelik baskıcı yaklaşımının giderek arttığını ortaya koydu. Temmuz ayında İstanbul Valiliği her sene yapılan Onur Yürüyüşü’nü, güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması gerekçeleriyle üst üste dördüncü yılında yine yasakladı.
Van’da 21 Aralık 2016 yılından bu yana gösteri ve eylem yasaklar kaldırılmadı. Son olarak geçtiğimiz gün Van’da yasaklar 15 gün daha uzatıldı
Grup Yorum üyelerinin hapishaneye atılması İçişleri Bakanlığı’nın ‘terör’ listesine alınması ve akabinde gelişen konser yasakları hala devam ediyor. Grup üyeleri açlık grevlerini sürdürken hapiste bulunan Yorum üyesi İbrahim Gökçek ölüm orucuna girmiş durumda.
İnternette sansür
Vikipedi (Wikipedia) AYM’nin engelleme hukuksuzdur demesine rağmen Türkiye’de hala erişime kapalı. Son olarak bugun açıklama yapan Adalet Bakanı Gül ‘gerekçeli kararı bekliyoruz’ dedi. Mezopotamya Ajansı, Sendika.org gibi siteler ise içerik engellemesine en çok maruz kalan siteler. Türkiye’de içlerinde haber sitelerinin de olduğu onbinlerce site hala engelli durumda.
Erdoğan Adalet Bakanı’nı yalanladı
Geçtiğimiz gün Saray’da engelli memur atamalarında konuşan Erdoğan Berfin Özbek davası üzerinden yargıyı eleştirmişti. Erdoğan, Berfin Özbek’in yüzüne kezzapla saldıran failin aldığı 13 yıllık hapis cezasını eleştirerek hakimlere ‘Kanunlara bakmayın vicdanınızı dinleyin’ dedi.
Kadın Cinayetleri ve Hukuksuzluk
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığını söyleyen kadın örgütleri cezalarda indirim olduğunu her platformda dile getiriyor. Yaşanan cezasızlık politikası yüzünden Türkiye’de kadın cinayetleri artmaya devam ediyor. Failler mahkemede kravat taktığı için hala ceza indirimi alıyor ve İstanbul Sözleşmesi mahkemelerce görmezden geliniyor.
2019’da Türkiye’de, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre 474 kadın öldürüldü. Bu, son 10 yıldaki en yüksek rakam.
Haber Merkezi