Tecrit edilen ve tedavi hakları engellenen 4’ü ağır hasta olmak üzere 6 tutuklunun açlık grevi sürüyor. Sivil toplum örgütleri kamuoyuna ‘Ses çıkarmazsak açlık grevleri yayılacak’ çağrısında bulundu
Cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerine karşı, Kırıklar 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklular yazar Zeki Bayhan, Ramazan Çelik ve Yücel Kızmaz’ın 28 Ağustos’ta başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri sürüyor. Denizli T Tipi Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Ekim Polat’ın, tedavi hakkına erişim için başlattığı açlık grevi ise 39’uncu gününe girdi.
Sincan Cezaevi’nde tutulan Sibel Balaç 263, Silivri Cezaevi’nde tutulan İlker Kızılaltun da 24 gündür “Adil yargılanma” talebiyle ölüm orucunda. 257 gün ölüm orucunda kalan Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Gökhan Yıldırım ise, 5 Eylül’de infazı ertelenerek tahliye edildi.
Ses çıkarılmazsa yayılacak
Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Derneği (EGE-TUHAYDER) yöneticisi Hediye Tekin, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı Cezaevi’nde devreye sokulan tecrit politikasının bugün bütün cezaevlerine yayıldığına işaret ederek, “Seslerini duyuramayan tutuklular, yaşanan bu tecrit politikalarına karşı açlık grevlerine girmek zorunda kalıyor” dedi.
Kırıklar Cezaevi’nde 3 ağır hasta tutuklunun yaşanan hak ihlallerine karşı açlık grevine girdiğini hatırlatan Tekin, “Neredeyse her hafta cezaevlerinde ölümler yaşanıyor. Eğer Kırıklar Cezaevi’ndeki tutuklular açlık grevini sürdürürse diğer cezaevlerine yayılma riski de var. Kamuoyunun bu yaşananlara ses çıkarması gerekiyor” çağrısı yaptı.
Ölümler normalleşiyor
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu Sözcüsü Ahmet Çiçek ise, hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen ve şuan açlık grevi eylemlerinin sürdüğü Kırıklar Cezaevi’ndeki duruma değindi. Çiçek, tutukluların burada birçok kez sağlık hakları için benzer eylemler gerçekleştirdiğini hatırlatarak, kalıcı bir çözümün olmadığını ve bunun da hak ihlallerini arttırdığını söyledi.
Çiçek, inşası süren yüksek güvenlikli cezaevlerine işaret ederek, “Tutukluların sosyal, spor faaliyetleri pandemi gerekçesiyle engelleniyor ve tutuklular tecrit ediliyor. Bu durum tutukluların psikolojisini etkiliyor, kimseyle paylaşım yapamayan tutuklular intihar ediyor. Bu ölümlerin normalleşmesi daha çok ölümün yaşanmasına neden olacak” uyarısında bulundu.
Dışarıdaki sesleri olmalıyız
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) yöneticisi Ümit Akduman ise şunları söyledi: “Tutukluların dışarıdaki sesi olmalıyız. İnfaz erteleme hakkını AKP iktidarı uyuşturucu tacirlerine, Çevik Bir’e uyguluyor. Ama devrimci tutsaklara, muhalif kesimlere bu hakkı tanımıyor. İki taraflı bir uygulama var. İnfaz erteleme hakkı herkes için uygulanması gerekiyor.”
Delal Akyüz – İzmir / MA