Açlık grevindeki müvekkilleriyle görüşen ÖHD’li avukatlar, tutsakların talepleri karşılanmazsa eylemlerin büyüyeceğini belirtti. STK’lar ise yaşanan hukuksuzluğu dikkat çekerken, hasta tutsak Poyraz tekli hücrede eylemini sürdürdüğünü söyledi
İmralı Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlanması amacıyla dünya genelinde “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” sloganı ile kampanya başlatılmıştı. Küresel çapta ses getiren kampanyaya, Türkiye cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar da açlık grevi eylemi ile dahil oldu.
27 Kasım’da başlayan açlık grevleri, 100’ü aşkın cezaevinde 25’inci gününde sürüyor. Tutuklu yakınları ise tutsakların eylemine destek amacıyla 5 kentte Adalet Nöbeti’ne başladı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi avukatları, açlık grevindeki müvekkilleriyle görüşerek, taleplerini dinlerken, Erzurum Dumlu 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tekli hücrede tutulan hasta tutsak Önder Poyraz da ailesi aracılığı ile mesaj gönderdi.
Riha’da (Urfa) ise ÖHD, İHD ve SES yöneticileri, açlık grevindeki tutsakların taleplerinin haklı ve meşru olduğuna dikkati çekti.
‘Direniş büyüyebilir’ mesajı
Av. Halil Coşkun, Mezopotamya Ajansı’ndan Delal Akyüz’e konuşarak, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekti ve İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanının ‘3 maymunu oynadığını’ belirtti.
Coşkun, “Müvekkillerimizle yaptığımız görüşmede taleplerinin karşılanmaması durumunda eylemlerinin farklı şekillerde devam edeceklerini aktardılar. Daha kötü sonuçların ortaya çıkmaması için gerekli merciler bu konuda adım atmalıdır” çağrısı yaptı.
Açlık grevindeki müvekkilleriyle görüşen avukat Onur Can Aykut, tutsakların taleplerin karşılanmaması durumunda direnişlerini büyütecekleri mesajı verdiğini ifade etti. Aykut, “Sonuç alıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini söylüyorlar. Kamuoyunda da destek istiyorlar” diye belirtti.
‘Tutsaklar morali ve dirençli’
Avukat İmdat Ataş ise, tutsakların moralli ve dirençli olduğunu belirterek, “Tutsaklar taleplerinin kamuoyunun gündemine gelmesi ve ses verilmesini istiyorlar. Çünkü bu eylemler sorunların gündeme gelmesi için son çare olarak düşünülüyor. Ancak cezaevi yönetimlerinin taleplere kulak tıkaması ve baskıları artırması açlık grevi eyleminin yaygınlaşmasına neden olabilir” diye kaydetti.
Tutsak Poyraz tekli hücrede açlık grevinde
Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde 14 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaralı bir şekilde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Önder Poyraz ise, tutuklu bulunduğu Erzurum Dumlu 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden ailesi aracılığı ile mesaj gönderdi. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsak listesinde yer alan Poyraz, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, hastanede başlattığı eylemi tekli hücresinde sürdürdüğünü söyledi.
MA’dan Zeynep Durgut’a konuşan Poyraz’ın eşi Firdevs Poyraz, eşinin hastaneye kaldırıldığından haberi olmadığına işaret ederek, “Arkadaşları ailelerini arayıp, Önder’in hastaneye kaldırıldığını ve kendisinden haber alamadıklarını aktarmışlar. Bunun üzerine hastane yönetimini aradık. Hastaneye kaldırdıklarını ve ameliyat olacağını söylediler. Önder ile en son konuştuğumda bana ‘ben açlık grevindeyim. Benim açlık grevine giren arkadaşlarımdan hiç bir farkım yok, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit son buluna dek sürdüreceğiz’ dedi. Daha sonra kendisinden bir haber alamadım” dedi.
Poyraz, tekli hücrede kalamayacağını belirterek herkesin onların talebine sahip çıkması ve seslerinin duyulması gerektiğini söyledi.
STK temsilcileri: Tutsakların talepleri karşılanmalı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şubesi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Serhat Kurt, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eşbaşkanı Ferhat Demir ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Riha Şubesi Hapishane Komisyonu Eşsözcüsü Halil Akbaş, tutsakların başlattığı açlık grevini MA’dan Ceylan Şahinli’ye değerlendirdi.
ÖHD Riha Şubesi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Serhat Kurt, yaşanan hukuksuzluklara dair her yıl 3’er aylık aralıklarla tutsakların durumunu rapor ettiklerini belirterek, açlık grevlerinin 2’nci gününde Urfa 1 ve 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevlerini ziyaret ettiklerini ifade etti. Kurt, yaptıkları ziyaretlerde cezaevlerinde hak ihlallerine dair herhangi bir adım katılmadığını, buna karşı tecridin giderek derinleştirildiğini ifade etti. Tutsakların greve başladıkları gün Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, ulusal ve uluslararası insan hakları kurumlarına mektup yazdıklarına değinen Kurt, “Talepleri haklı taleplerdir. Savaş ve tecrit politikalarına karşı siyasi tutsaklar geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi son süreçte de yeniden açlık grevine girdiler. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit yakalandığı günden bu yana uygulanmaktadır. Bu tecrit artık işkence boyutunu aşıyor” dedi.
‘Sayın Öcalan’ın fikirleri siyasetin önünü açacağını biliyoruz’
İHD Riha Şubesi Hapishane Komisyonu Eşsözcüsü Halil Akbaş ise, tutsakların açlık greviyle hem devlete hem de AKP-MHP iktidarına mesaj verdiklerini belirterek, tecritle iktidarın halklara korku salmak istediğini söyledi.
Tutsakların sınırlı imkanlarına rağmen direnişi bırakmadıklarını belirten Akbaş, insan hakları savunucuları, aydınlar, kanaat önderlerinin tecridi kırmak ve demokrasinin yeniden tesisi için birlikte hareket etmeleri gerektiğine vurgu yaptı. Akbaş, “Demokratik ve hukuki sınırlar içerisinde hakkımız olan sokaklara çıkmamız ve sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Sokaklarda özgür yaşamak istediğimizi ve bunun için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini haykırmamız lazım. Sayın Öcalan’ın fikir ve düşüncelerinin Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu’da yürütülen siyasetin önünü açacağını hepimiz biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Sağlık hakkına erişim
SES Riha Şube Eşbaşkanı Ferhat Demir de, tutsakların açlık grevlerindeki en temel taleplerinden birinin sağlık hakkına erişim ve hasta tutsakların durumu olduğunu ifade ederek, “Basına yansıyan ve yapılan şikayetlerden de biliyoruz ki cezaevlerinde mahpusların sağlık haklarına dönük ciddi ihlaller yaşanıyor. Mahpusların sağlığa erişiminde ciddi zafiyetler var. Hasta tutsakların da sağlığa erişiminde yaşadıkları sorunları görüyoruz” dedi.
Malta ve Tokyo bildirgeleri
Cezaevi idarelerinin, açlık grevine başlayan tutsaklar için vermeleri gereken gıdaları tutsaklara tam olarak vermediklerini belirten Demir, “Mahpusların açlık grevlerinde almaları gereken bazı gıdaları almadıklarına dair bilgiler ediniyoruz. Açlık grevleri, hali hazırda mahpusların yaşadıkları antidemokratik uygulamalara karşı bir eylemsellik şekli. Bunu yaparlarken de hak ihlali yaşıyorlar. Mahpuslara Dünya Tabipleri Örgütünün belirlediği etik ilkeler ışığında yaklaşılması gerekiyor. Hem Malta hem de Tokyo Bildirgelerinde açlık grevlerine giren mahpusların hakları güvence altına alınmıştır. Bunlara uyulması elzemdir” diye konuştu.
HABER MERKEZİ