PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 24 yıl önce gerçekleştirilen uluslararası komploya karşı Kürt halkı; yürüyüş, imza kampanyaları, kepenk kapatma, açlık grevleri gibi eylemlerler itirazını kesintisiz sürdürüyor
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan ve 25 Mart 2021 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 15 Şubat 1999’da gerçekleştirilen uluslararası komplonun üzerinden 24 yıl geçti. Bu süreçte komploya karşı eylem ve etkinlikler kesintisiz bir şekilde sürdü; 100’ü aşkın kişi bedenlerini ateşe verdi. Milyonlar, yürüyüş, imza kampanyası, açlık grevi ve kepenk kapatma gibi eylemlerle hep ayakta oldu.
Komploya karşı ilk büyük eylem, “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemleri oldu. Mehmet Halit Oral’ın tutuklu bulunduğu cezaevinde 9 Ekim 1998 gecesi bedenini ateşe vermesiyle başlayan eylemler, tüm dünyaya yayıldı. 100’den fazla kişi bedenini ateşe verdi. Eylemlerde onlarca kişi yaşamını yitirdi.
2019 yılında Zülküf Gezen (17 Mart), Ayten Beçet (23 Mart), Zehra Sağlam (24 Mart), Medya Çınar (25 Mart), Yonca Akıcı (29 Mart), Siraç Yüksek (2 Nisan) ve Mahsum Pamay (5 Nisan), tutuklu bulundukları cezaevlerinde tecride karşı yaşamlarına son verdi. Aynı yılın 22 Mart’ında Uğur Şakar, Almanya’nın Krefeld kentinde yaşamına son verdi. Öcalan’a dönük ağırlaştırılan tecride karşı en son, bu yılın başında Bubo Taş (12 Ocak) ve Mehmet Akar (16 Ocak) bedenlerini ateşe verdi.
‘İhbar’ kampanyası
Bir diğer geniş katılımlı kampanya, “Önderliğe Özgürlük Kampanyası” adıyla başlatılan kampanya oldu. 1 Şubat-1 Mayıs 2004 tarihleri arasında her ilde komiteler oluşturularak, “Abdullah Öcalan Kürt halkının önderidir. Barış ancak onunla gelişebilir. Biz Öcalan’ız, Öcalan da halktır. Bizim irademiz tutsak edilmiştir. Benim iradem olmadan benim hiçbir anlamım yoktur. İrademe kavuşmak istiyorum” şeklinde ihbarlar yapıldı. Kampanya kapsamında Merdîn’de 3 bin 500, Nisêbîn’de 3 bin 600, Êlih’te 11 bin 180, Amed’de 30 bin 600, Wan’da 6 bin 500, Agirî’de 951, Adana’da 8 bin 600, Fransa’da bin 500, Silopiya’da 6 bin 85, Colemêrg’de 2 bin, Bismil’de 11 bin 541, Farqîn’de 7 bin 867, Kop’ta 10 bin 17 dilekçe verildi. Dilekçe verenlerin büyük bir kesimi hakkında soruşturma ve davalar açıldı. Tutuklular da Öcalan’ın yanına götürülme talebiyle başvurularda bulundu.
3 milyon imza
Temmuz 2005 ile Mayıs 2006 tarihleri arasında Özgür Yurttaş Hareketi tarafından “Öcalan Siyasal İrademdir Kampanyası” adıyla yeni kampanya organize edildi. Bu kampanya kapsamında, “Ben bir Kürdistanlı olarak Abdullah Öcalan’ı Kürdistan’da siyasi bir irade olarak görüyor ve kabul ediyorum” diyen 3 milyon 243 bin kişiden imza toplandı. Kampanya süresince yüzlerce kişi gözaltına alındı. Toplanan imzalar 20 Ekim 2006 tarihinde Ankara Dedeman Otel’de düzenlenen bir toplantı ile kamuoyuna açıklandı.
‘Êdî bes e’ hamlesi
Öcalan’ın sağlık koşullarının düzeltilmesi talebiyle 15 Aralık 2007’de startı Amed’de verilen ve 900 mektupla başlayan kampanya kapsamında, birçok il ve ilçeden yüzlerce insan Meclis İnsan Hakları Komisyonu, Avrupa Konseyi (AK) İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa İşkenceyi İzleme Komisyonu’na (CPT) mektup gönderildi. 2007 yılında Demokratik Toplum Partisi (DTP) “Onurlu Bir Yaşam İçin Êdi Bes e” diyerek bölge kentlerinde yüzbinlere ulaşan miting düzenledi. Mitingde bir araya gelen yüzbinler, Öcalan’a özgürlük taleplerini haykırdı.
‘Sayın Öcalan’ kampanyası
Abdullah Öcalan’a “Sayın” diye hitap edildiği için verilen cezalar ile açılan dava ve soruşturmalara karşı, 23 Mayıs 2009 tarihinde “Sayın Öcalan demek suçsa ben de bu suçu işliyorum ve kendimi ihbar ediyorum” kampanyası başlatıldı. En büyük “ihbar” eylemi olarak tarihe geçen kampanya ile Amed, Şirnex, Wan, Mêrdîn, Colemêrg, Agiri, Mûş, Bedlîs, Çewlig, Dêrsim, Riha gibi Kurdistan illeri ve Türkiye kentlerinde yüzbinlerce kişi kendini ihbar etti. Sadece 48 günde 36 bin kişi kendini “ihbar” etti. Kendini “ihbar” edenlerden 495’i gözaltına alındı, bin 350’si hakkında soruşturma başlatıldı. Kitleselleşen eylemin önüne geçmek için dilekçeler savcılar tarafından kabul edilmezken, yurttaşlar posta yolu ile savcılıklara dilekçelerini göndererek kendini ihbar etti. Sonraki süreçlerde de bu konu çokça gündeme geldi. En son Öcalan’a “Sayın” demek suç olmaktan çıkarıldı.
10 milyon imza
Öcalan’a Özgürlük, Kürdistan’a Barış İnisiyatifi organizasyonu ile 6 Eylül 2012 tarihinde dünya çapında “Öcalan’a özgürlük” kampanyası başlatıldı. Startı Belçika’nın başkenti Brüksel’de verilen kampanya kapsamında 10 milyondan fazla imza toplandı. Toplanan imzalar Avrupa Konseyi’ne sunuldu. Aralarında aydın, yazar, kanaat önderleri, akademisyen ve sanatçıların da bulunduğu 127 kişinin imzasıyla 15 Şubat 2014’te “Öcalan’a özgürlük” kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında toplanan milyonlarca imza ilgili yerlere gönderildi.
200 günlük açlık grevi
8 Kasım 2018 tarihinde Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde açlık grevi eylemi başlatıldı. Greve binlerce tutuklu dahil oldu. Grev, Öcalan’ın avukat görüşünün sağlanması ve gelen mesaj üzerine 200’üncü gününde sonlandırıldı.
Tutuklular, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 27 Kasım 2020 tarihinde yeni bir süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi başlattı. 107 cezaevinde 2 binden fazla tutuklunun katıldığı eyleme, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ve Maxmur Kampı’nda kalanlar da destek verdi. Tutukluların 290 gün süren açlık grevi eylemi 12 Eylül 2021 tarihinde sonlandı.
2023 yılı nöbetle başladı
2023 yılı da PKK Lideri Abdullah Öcalan için yapılan kampanyalarla başladı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle Meclis önünde Adalet Nöbeti başlattı.
Haber: Müjdat Can / Riha-MA