Diyarbakır’da açıklama yapan siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri, Türkiye’de cezaevleri ve dışarıya yayılan açlık grevlerinin, toplumsal barışa duyulan ihtiyacın manifestosu olduğunu belirterek, açlık grevindekilerin talebinin bir an önce karşılanması gerektiğini kaydetti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve cezaevlerinde başlatılan açlık grevine ilişkin Diyarbakır’daki siyasi parti ve sivil toplum örgütleri ortak basın açıklaması düzenledi.
Hazırlanan ortak açıklamanı okuyan HDP Batman Milletvekili Ayşe Başaran,“Her türlü hukuk, insani değer ayaklar altına alınarak, Sayın Öcalan’ın 2011 yılından beri avukatları ile, 2015 yılından beri İmralı Heyeti ile, 2016 yılından beri ailesi ile görüşülmesine izin verilmiyor. AİHM kararlarına ve CPT tarafından yayınlanan raporlara rağmen, Sayın Öcalan’ın yasalarca tanınmış temel hakları gasp ediliyor” dedi.
‘Tecridin de ötesinde bir uygulama’
Öcalan’a özellikle 2015 Nisan ayından bu yana avukat, aile, vasi, heyet ile iletişim, haberleşme, telefon, mektup ve faks olanağını da yasaklayan mevcut saldırı ve mutlak tecrit uygulamasının da ötesinde bir durum olduğunun vurgulayan Başaran, “İmralı özelinde Sayın Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit uygulaması, en temel haklara, ulusal ve uluslararası yasalarla güvence altına alınmış evrensel normlara aykırıdır; insanlık dışıdır” ifadesinde bulundu.
‘Tecrit edilen barış umududur’
İmralı ile iletişim kanallarının açık olduğu süreç boyunca Türkiye halklarının, barış iklimini tattığını ve bir arada yaşamın mümkün olduğunu gördüğünün altını çizen Başaran, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye toplumu 2013-2015 umut, barış ve çözüm iklimini bizzat sayın Öcalan’ın çabalarına borçludur. Bugün tecrit edilen kapısına kilit vurulan bu barış umudu ve çözüm iradesidir. İmralı’daki tecrit ile başlayarak Türkiye’ye yayılan, karanlık savaş atmosferi, kriz ve kaostur.”
‘İnsani ve haklı bir taleptir’
Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Güven’in başlatmış olduğu süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 29 güne ulaştığını belirten Başaran, mutlak tecridin kaldırılması talebiyle Güven’in başlatmış olduğu açlık grevinin Türkiye’nin tüm cezaevlerindeki HDP, DBP, DTK ve TJA’nın üyeleri ve milletvekillerinin de katılımı ile etmekte olduğunu dile getirdi. Başaran, “Bu isyan ve çığlık büyüme, gelişme ve herkesi etkileyebilecek tehlikeli boyutlara ulaşma potansiyeline sahiptir, insani ve haklı bir taleptir. Bu talep Türkiye’de insan haklarından, barıştan ve bir arada yaşamdan yana olan demokratik şahıs ve kurumların ortak talebidir” sözlerini kaydetti.
Duyarlılık çağrısı
Açlık grevleri henüz kritik bir aşamaya ulaşmamış olması tüm taraflar için çözüm fırsatı sunmakta olduğunu belirten Başaran, “Kritik aşamaya ve korkulan boyutlara ulaşmadan, bu haklı talebin kabul edilmesi hem tutsakların bedensel bütünlüğünün korunmasını sağlayacak hem de Türkiye’nin toplumunun barış içinde bir arada yaşamasına katkıda bulunacaktır” diye konuştu.
HABER MERKEZİ