CHP PM üyesi Zeki Kılıçaslan, yerel seçimlerin anti demokratik uygulamalara karşı direniş alanı olduğunu belirtirken, cezaevlerindeki açlık grevleri için, “muhalefet tarafından çok daha fazla görünür kılınması gerekir, hepimiz açısından öz eleştiri konusu” dedi.
Yerel seçimlere doğru gidilirken, partilerin seçim stratejileri ve gösterecekleri belediye başkan adayları da büyük oranda açıklandı. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tartışmalı geçen ve krize dönüşen aday belirleme süreci gündemdeki yerini korurken, Parti Meclisi (PM) üyesi Zeki Kılıçaslan, seçime doğru gidişatı ve muhalefetin pozisyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Yereller direniş alanlarıdır’
Kılıçaslan, seçimlerde AKP-MHP ittifakının “beka sorunu” olarak baktığını buna karşın, yerel seçimlerin muhalefet açısından demokratikleşme konusunda önemli olduğunu belirtti. Türkiye’de seçimlerin anti demokratik koşullarda girildiğine dikkat çeken Kılıçaslan, “AKP-MHP, beka sorunu diyerek dünyadaki ve Ortadoğu’da ki kaostan yararlanarak güvenlik politikaları üzerinden kutuplaşmalar yaratarak seçimi kazanmak istiyor. AKP-MHP anti demokratik rejimi konsolide etmek istiyor. Ve bunun üzerinden iktidarı paylaşıyorlar. Bizim içinde bu seçimler tabi ki çok önemli. Aynı zamanda antidemokratik yapıya karşı direnişin olabileceği yerler olan yereller, bizim açımızdan çok önemli. Var olan antidemokratik baskılara karşı her yerde biz bu mücadeleyi sürdürmeliyiz. Seçimlerde böyle bir alan olduğu için burada mücadele etmemiz çok önemli” dedi.
‘İktidar değil kendimiz belirlemeliyiz’
Muhalefetin alması gereken pozisyona ilişkin de konuşan Kılıçaslan, “Muhalefetin, sahte bir kutuplaşmanın dışına çıkıp, yerel sorunlardan, halkın katılımından, yolsuzluklardan, ekonomik kriz ve bunlar üzerinden ana propagandamızı sürdürmeliyiz ki karşı tarafın seçmenlerinin içine girebilelim. Seçimleri, iktidarın belirttiği minvalde değil de kendi belirlediğimiz alana çekip, ekonomik kriz, halkın sorunları ve iktidarın kendilerinin itiraf ettikleri yereldeki başarısızlıklar üzerinden gitmemiz daha doğru” diye belirtti.
‘İktidarın sıkıştırdığı siyaset alanından çıkmalıyız’
Muhalefet kanadında gelişen ve gelişemeyen tartışmalı ittifaklara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçaslan, bu konuda partisini CHP’yi cesur olmamakla eleştirdi. Kılıçaslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İttifaklar politikasında HDP’nin de içinde olduğu bir ittifak politikası olmalıydı. İYİ Parti 24 Haziran seçimlerinde net bir tavır aldı. İYİ Parti’nin kesin reddetmesi nedeniyle HDP ittifakların dışında kaldı. Ama şimdi bir zaman geçti ve yerel seçimler var. Durum değişmiştir. Aslında Türkiye çapında ortak bir şey de belirlenmiyor. Belli yerlerde belli adaylar gösteriliyor ve CHP’nin burada çok net tutum alması gerektiğini düşünüyorum. Zaten CHP niçin bundan korkuyor? CHP, ilkesel olarak ‘HDP ile ittifak olmaz’ demiyor en azından bu noktaya geldi diye düşünüyorum. Ama bir grup seçmeninin uzakta olacağından korkuyor. CHP tabanının bir kesiminde var ama bunun da aşılmakta olduğunu düşünüyorum. Zaten bu psikolojik engelin aşılması lazım. Parti yönetimi, iktidarın bizi sıkıştırmak istediği siyaset alanına sıkışıp kalırsa, o psikolojik engeli aşamazsak asla iktidar alternatifi olamayız. Tersine biz onların bizi sıkıştırmak istediği alanın dışına çıkmalıyız. HDP ile ittifakın gayet doğal olduğunu, bu ittifakı her zaman yapabileceğimizi veya duruma göre yapmaya da biliriz derse CHP, zaten iş bitecek. CHP’li biri olarak bunu söylüyorum; bu psikolojik engelin kırılması sadece yerel seçimler için değil Türkiye’de iktidar blokuna karşı başka bir iktidar alternatifinin oluşması açsından da önemli. Bu olmazsa Türkiye’de demokratik bir iktidar seçeneği olamaz.”
‘Hepimiz açısından öz eleştiri konusu’
Kılıçaslan, hukuksuzluklara dikkat çekmek için tutuklu bulunduğu cezaevinde açlık grevine giren CHP PM üyesi Eren Erdem, yine 89 gündür tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve aynı taleplerle cezaevlerinde süresiz- dönüşümsüz açlık grevinde olan 281’in üzerinde tutuklunun eylemlerine dair ise herkesin öz eleştiri vermesi gerektiğini söyledi. Kılıçaslan, “Çok daha fazla muhalefet tarafından görünür kılınması gerekir ama hepimiz açısından öz eleştiri konusu. Muhalefetin, iktidarın baskıcı, örtücü, görmezden gelen, dışlayıcı, tamamen kamufle edici politikalarının ve gündeminin altında eziliyoruz. Öz eleştiri yapmak zorundayız. Hep beraber açlık grevlerini daha görünür kılmalıyız. Açık grevleri her zaman iktidarın karakterini yansıtan şeyler. Görünür kılabilirsek iktidarın değişimi de o kadar mümkün” dedi.
İktidara çağrı
Kılıçaslan, açlık grevleri konusunda iktidar ve adalet kurumlarının, uluslararası sözleşmelere bağlı kalarak, temel insan hakları ilkeleri içerisinde adım atmaya çağırdı.
Kaynak:Diren Yurtsever / MA