Cezaevlerinde siyasi tutsakların ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm’ talebiyle başlattığı açlık grevi eylemi 30’uncu gününde devam ederken tutsaklardan Esma Başkale, ‘Talebimiz kabul edilene kadar eylemimiz sürecek’ dedi. Urfa 2 Nolu Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklar ise ‘Halkımızı mücadeleyi büyütmeye, sesimizi her alanda yaymaya çağırıyoruz’ mesajı yolladı
İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talebiyle cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 30’uncu gününe girdi. İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsak Esma Başkale taleplerinin kabul edilene kadar eylemlerinin süreceğini belirtti.
Üçüncü ayına giren “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyasına katılan tutsaklar 27 Kasım’da açlık grevi eylemi başlattı.
‘Talebimiz kabul edilene kadar eylemimiz sürecek’
İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsak Esma Başkale de, açlık grevi eylemine katılan tutsaklardan biri. Esma Başkale’nin ablası Melek Başkale, 22 Aralık’ta kardeşiyle yüz yüze yaptığı görüşmede, kardeşinin kendisine eylemlerinin sonuç alıncaya kadar süreceğini söylediğini aktardı.
Kardeşinin 2018 yılında da PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmemesi üzerine başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde 5 ay yer aldığını hatırlatan Başkale, Mezopotamya Aajansı’na konuşarak, aileler olarak tutsakların yanında olacaklarını söyledi.
‘Direnmekte kararlılar’
Tutsakların moral ve motivasyonuna dikkati çeken Başkale, “Moral ve motivasyonları çok yüksektir. Açlık grevi tecrittin son bulması için başlatıldı. Sayın Öcalan’a yönelik tecrittin kaldırılması için bir an önce görüşmeler sağlanmalı. Tecrit kırılmayana kadar tutsaklar açlık grevi eylemini sürdürerek, direnmekte kararlıdır” diye belirtti.
Başkale, tutsakların taleplerinin hukuki ve meşru olduğunu belirterek, “Hiçbir tutsak tecridi kabul etmiyor. Herkesin bu hak hukuk mücadelesine destek vermesi gerekiyor” diyerek çağrıda bulundu.
‘Halkımızı sesimizi her alanda yaymaya çağırıyoruz’
Urfa 2 Nolu Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan tutsaklar da eylemlerine dair ailelerine mektup gönderdi.
Tutsaklar tarihi bir dönemeçten geçildiğini belirterek, “Halkların soykırımı üzerinden kurulan zulüm sistemi 100 yılı geride bıraktı. 100 yıl önce yıkılan imparatorluktan bir çok halk özgürlüğüne kavuşma imkanı yakalarken, bazıları da kurban edilip soykırıma uğratıldı” dedi.
Milletvekilliği karşılığında Koçgîrî’de ihanet eden Hasan Hayri’nin Meclis’e geleneksel elbiseleriyle gittiği için idam edildiğini hatırlatan tutsaklar, soykırımı fark edip buna karşı bir refleks geliştiren Şex Saîd, Xoybûn, Dersîm gibi direnişlerin ne yazık ki tarihin bu yöndeki akışını değiştiremediğini belirtti.
Öcalan ve arkadaşlarının, bu zulüm sistemine ‘dur’ dediğini ifade eden tutsaklar, şunları ifade edildi:
“Bir halka özgürlük cephesi oluşturdu. Bundan ki kendisinden utanılan bir Kürtlük, şimdi başı dik ve gürül gürül çağlayan bir meşaleye döndü, gurur kaynağı oldu. Önder Apo, Kürt kadınları, gençleri ve tüm halklara bir daha ölüm, katliam olmasın diye adeta bir aydınlanma çeşmesi yarattı. Halkların mezarlığı haline getirilen Kurdistan’ı tekrar halkların cenneti haline getirme koşullarını yarattı. Başta bilinmesi gerekiyor ki eğer biz gençler, kadınlar, halk ve tüm insanlık olarak çağın önderini hala bu soykırım sistemi içerisinden çıkaramamışsak, bu bizim için bir utanç kaynağıdır. Zindandaki yoldaşlarınız olarak bu utançtan kurtulmak halkımız ve önderimizin özgürlüğünü sağlamak adına geliştirilen mücadeleye destek olmak için açlık grevi başlattık. Bu anlamda tüm halkımızı mücadeleyi büyütmeye, sesimizi her alanda yaymaya, bütün sokakları, şehirleri direniş alanını haline getirmeye çağırıyoruz. Umut biziz, güç biziz, zulüm ne kadar vahşi olsa da kalbimizin ve ruhumuzun efendisi biziz.”
HABER MERKEZİ