Murat Çakır
Efsanevi Uzay Yolu dizisindeki Atılgan gemisinin kaptanı James T. Kirk (alias William Shatner) nihâyet 90 yaşında birkaç dakikalığına gerçek uzay yolculuğu yaptığı gün, BM Dünya Açlık Endekisi’ni açıklıyordu. Bilinen nedenlerden ABD’li milyarder Jeff Bezos’un yüzlerce milyon dolar tutan reklam uçuşu, dünya çapında 811 milyon insanın açıklık sınırında yaşadığı haberinden daha fazla ilgi topladı. Yani milyonların milyonerlerden daha çok olması gerçeğine rağmen, günümüz dünyasında milyonerlerin sesinin açlık çeken milyonlarca insanın sessiz çığlıklarından daha çok duyulduğu yeniden teyit edilmiş oldu.
BMÖ 2016 yılında “2030’a kadar sıfır açlık” hedefini önüne koymuş ve “Açlık ve yetersiz beslenme çözüm olmadığından değil, çözümleri uygulama, beslenme hakkını korumak ve gerçekleştirmek için gerekli siyasi iradenin olmamasından dolayı vardır” tespitini yapmıştı. Nitekim 2021 Dünya Açlık Endeksi, daha doğrusu “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” adlı rapor sadece bu tespiti doğrulamakla kalmıyor, aynı zamanda dolaylı olarak bu gelişmenin sorumlusunun emperyalist-kapitalist dünya düzeni olduğunu kanıtlıyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu IFAD, BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, BM Dünya Gıda Programı WFP ve Dünya Sağlık Örgütü WHO tarafından ortaklaşa hazırlanan rapor, dünyanın belki de en güvenilir küresel çalışması olmasına rağmen egemen siyaset tarafından dikkate alınmamaktadır. Aksine özel sermaye birikimi lehine politikaların uygulanması, savaşları ve çatışmaları körükleyen yayılmacılığa ağırlık verilmesi, dünya çapında açlığın ve yoksulluğun yaygınlaşmasına yol açmaktadır.
Dünya çapında her on kişiden birisinin akut açlık çektiği tespit edilen raporda, sağlıklı beslenmenin maliyetinin uluslararası yoksulluk eşiği olan günlük 1,90 doların en az beş katı olduğu vurgulanıyor. Yapılan tahminlere göre 3 milyarı aşkın insanın satın alma gücü sağlıklı beslenmeyi sürdürmeye yeterli değil. Rapor ayrıca 2019 yılında beş yaş altı 191 milyon çocuğun gelişiminin sekteye uğradığını ya çok kısa ya da çok zayıf kaldıklarını, bununla beraber beş yaş altı 38 milyon çocuğun Obezite sorunu yaşadığını tespit etmektedir.
Bu sorun salt yoksul coğrafyalarla sınırlı değil elbette. Örneğin Almanya’da 18 yaş altındaki çocukların yüzde 20,5’i yoksulluk sınırı altına yaşamakta. Tam gün çalışmasına rağmen, sosyal yardım almak zorunda olanların sayısı bir milyonu geçiyor ve emeklilerin yüzde 16’sı yoksul. Enflasyon oranlarının böylesine arttığı bir dönemde, iklim krizi ve pandeminin de etkisiyle sağlıklı beslenme için günde beş euro ayıramayan 2,5 milyon çocuğun varlığı ve yaygınlaşan yoksulluk, çöplerden gıda maddeleri toplamanın hırsızlık suçu sayıldığı “zengin” Almanya’nın toplumsal gerçekliğidir. Resmi verilere göre Almanya’daki iki milyon hane bu kış ciddi ısınma sorunları yaşayacaktır. Aynı veriler, Almanya’daki varlıkların küçük bir azınlığın elinde daha da yoğunlaşmakta olduğunu göstermektedir.
Komünistler olarak kapitalizm sağlığa zararlıdır derken işte bunları anlatıyorduk…