Artan kadın cinayetlerinin sorumlusunun AKP iktidarı olduğunu söyleyen kadınlar, yasaların uygulanması ve yaşamın her alanında cinsiyet eşitliği için çalışma yürütülmesinin cinayetleri önleyebileceğini ifade etti
Kadın cinayetlerine karşı kadınların tepkileri artarak büyüyor. Emine Bulut’un boşandığı erkek tarafından öldürülmesine dair tepkilere karşı hükümet kanadından bir kez daha “İdam cezası” tartışması ortaya atıldı. Kadın cinayetlerindeki artış ve hükümetin söylemlerini değerlendiren Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Canan Yüce, Güne Bakan Kadın Derneği Zübeyde Akpınar ve Kadın Platformu üyesi Aynur Şahin ile Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ergin Çağlar’a konuştu.
Yargı ‘erkek’ işliyor
Cinayet oranlarındaki artışın nedenlerinin başında yasalara uyulmaması, ayrımcı ve cinsiyetçi dil olduğuna dikkat çeken Canan Yüce, AKP hükümetinin de söylem ve pratikleriyle cinayetleri özendirdiğini ifade etti. Toplumun birçok alanında cinsiyetçiliğin hakim olduğunu söyleyen Yüce, “Polisten, doktoruna, savcısından hâkimine kadar mevcut erkek yargı, cinsiyetçi bakış açısıyla, kadını koruyan yasaların etkin bir şekilde uygulanması engelliyor. Kadın katillerine, uygulanan ‘haksız tahlil, iyi hal indirimleriyle’ kadın cinayetlerinin önünü açıyor. Kısacası tüm bunları yan yana getirdiğimizde hükümet adeta katliamları özendiriyor” dedi.
Sözleşme uygulanmalı
Kadın katliamları sonrasında hükümetin tekrardan idam tartışmasını açmasını da değerlendiren Yüce, “Kadın cinayetlerine karşı mücadeleyi salt ‘Suç ve ceza’ ikileminde değerlendirmek, idam istemek, kadın cinayetlerinin destek aldığı, kadın katillerin beslendiği ataerkil sistemi, şiddetin yapısal nedenlerini, iktidarın sorumluluğunu, yargının cinsiyetçi bakış açısını görmezden gelmektir” diye konuştu. Kadın cinayetlerini engellemenin tek yolunun cinsiyetçi olmayan, eşitlikçi bir toplumsal anlayışı ve işleyişi inşa etmekle sağlanacağını vurgulayan Yüce, “İstanbul sözleşmesi uygulanmalı. Şiddetin nasıl duracağını bütün yönleriyle somut kurum ve yetkililere, somut görevler vererek gösteren Sözleşme, bu konuda çok iyi bir rehberdir. Sözleşmenin asıl anlamı kadınların hayatının kurtulmasıdır, her yönüyle sahip çıkmalıyız. Bunun anlamı birçok kadının hayatta kalması olacaktır” dedi.
Cinayetler toplumsal sorun
Mersin Kadın Platformu’na bağlı Güne Bakan Kadın Derneği Zübeyde Akpınar ise cinayetlerin toplumsal bir sorun olduğunu belirterek, “Son 18 yıldır iktidar da olan siyasi partinin toplumsal cinsiyet eşitliğine olan yaklaşımı, kabul edilemez “ dedi. Şiddetin son bulması için eğitiminden, yargı sistemine, kolluk kuvvetlerinden, yerel yönetimlere kadar şiddeti önlemek için birçok planın devreye girmesi gerektiğini savunan Akpınar, “Kadına yönelik şiddetin ve çocuk istismarının önlenebilmesi için iktidar tarafından toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan bir yaklaşımla bütün kamu kurum ve kuruluşları kapsayan acil eylem planı hazırlanmalı. Toplumsal cinsiyet eşitliği anaokullarından başlayarak ders olarak okutulmalı, toplumsal yaşamın her alanında, bütün politikalar belirlenirken eşitlikçi bir yaklaşım gözetilmeli, kadın düşmanı tüm söylem ve politikalardan vazgeçilmeli. Mecliste sadece bu gündemle bir oturum düzenlenmeli ve kadın örgütleri bu oturuma katılıp görüşlerini aktarabilmelidir” diye konuştu. İktidarın kadına yönelik şiddetin sonlanmasındaki gayretinin samimiyetsiz bulduklarını idam tartışmalarını da bundan dolayı açtığını aktaran Akpınar, kadın cinayetlerine tepkiler yükseldikçe hükümet tarafından bilinçli olarak ortaya atıldığını asıl amacın muhalefeti bastırmak olduğunu söyledi.
Cinsiyetçi politikanın ürünü
Kadın Platformu üyesi Aynur Şahin de, iktidarın cinsiyetçi söylemlerinin kadın cinayetlerinde etkili olduğunu vurguluyor. HDP’li belediyelere kayyum atanması ve eşbaşkanlığa yönelik saldırıların da bunun son örneği olduğunu belirten Şahin, “Kadınların toplumun her alanında yer alması eşit temsil edilmesi, sözünü söylemesi, topluma kadın eli değmesi iktidarın rahatsız olduğu şeyler. Siyasi partilerde eşbaşkanlık yasal hale gelmişken belediyelerde, yerel yönetimler aracılığı ile kadınların doğrudan icracı olacakları alanlardan uzaklaştırılmaları hükümetin kadın düşmanı cinsiyetçi politikalarının açık göstergesidir” şeklinde dile getirdi.
KADIN SERVİSİ