Türkiye’nin İdlib’teki çetelere yıllarca hamilik yaptığını ve operasyona da bu yüzden karşı çıktığını ifade eden yazar Erk Acarer, “İdlib’te kıyamet kopacak gibi görünüyor. Bununla beraber Türkiye de ciddi olarak dış politikada yaptıklarının bedelini ödeyecek.” dedi.
Suriye rejiminin olası İdlib operasyonu ve sahada yaşanan son gelişmeleri yazar Erk Acarer Mezopotamya Ajansı’ndan Bilal Seçkin’e değerlendirdi. Tahran’da gerçekleştirilen 3’lü zirvede Türkiye’nin taleplerinin karşılanmadığını ifade eden Acarer, “Türkiye başından beri ‘İdlib vurulmayacak, İdlib’i barışçıl yollarla hal edeceğiz’ gibi açıklamaları var. Ancak İran’ın ve Rusya’nın bunu dinlemediği çok aşikar. Putin sert diplomatik diliyle İdlib’te başından beri savunduğu şeyi gerçekleştirecek. Bir an önce bölgenin terör örgütlerinden arındırılmasını istiyor. İdlib’te çok sert radikallerin olduğunu ve Erdoğan’ın bu radikalleri korumak istediğini biliyoruz. Ama aynı zamanda bu radikalleri emperyalizm unsurlarının da korumak istediğini biliyoruz. Çünkü baktığımızda bu operasyona karşı çıkanların arasında ABD ve AB ülkelerin bir kısmı da var. Dolayısıyla İdlib’te kıyamet kopacak gibi görünüyor. Bununla beraber Türkiye de ciddi olarak dış politikada yaptıklarının bedelini ödeyecek. Türkiye dış politikada çok açık bir kıskaç altındadır” dedi.
‘AKP dışarıdaki dizaynı içeri taşıdı’
AKP’nin İdlib operasyonuna karşı çıkma sebeplerine dikkat çeken Acarer, Türkiye’nin savaşın başından beri selefi grupları koruduğunu söyledi. Acarer, “Suriye’deki muhaliflerle de konuştuğumda ÖSO’cuların çok ciddi bir şekilde Türkiye’den para desteği aldıklarını söylüyor. Türkiye en başından beri bu insanları çeşitli nedenlerle dizayn etti. Bu insanlar öncelikle Neo-Osmanlıcılık hayalleriyle dizayn edildi ama bunun olmayacağını biliyorduk. Fakat AKP iktidarı çok tehlikeli bir şey daha yaptı. Dışardaki dizaynı içeriye taşıdı. Yani 2015 Haziran’ından 1 Kasım’a geçen süreci kastediyorum. Dışarıda Neo-Osmanlıcılık hayallerini gerçekleştiremezsin, bu mallar elinde kalırsa bunlar kullanışlıdır der, bu sefer de Türkiye içerisinde çekim kazanmak için koçbaşı olarak kullanırsın. Dolayısıyla Türkiye 2010 yılından bu yana kah dizayn ettiği, kah kullandığı adamlardan nasıl kurtulacak.”
‘AKP endişeli’
Türkiye’nin son gelişmelerden başının ciddi anlamda dertte olduğunu ifade eden Acarer, “Cihatçı gruplar ölmek istemeyeceği için Türkiye içerisinde çıkabilir. AKP’ye, ‘Bu zamana kadar bize hamilik yaptınız ama şimdi terk ediyorsunuz. Şimdi biz de silahlarımızı size doğrulturuz’ diyebilirler ki AKP de bundan çok endişelidir” diye belirtti.
‘Emperyalistler kurnaz ve ahlaksızdır’
Kürtlerin de İdlib’ten etkileneceğini düşünen Acarer, “Kobane ile Rojava’da bir başka yaşam standarttına, insanca yaşam talebine tanıklık ettik. Kürtler Rojava modelinde ısrarcı olurlar mı, savaşın en başından beri arkasında durduğu özgürlüklere, insan haklarına dayalı bir modeli hala isteyip istemediğini bilmiyoruz. Muhtemelen fikirlerinin arkasındalar. Bununla ilgili Kürtler açısından asıl sorun emperyalistlerin bunun ne kadarına izin verip vermeyecekleri meselesidir, bu belirsiz. Çünkü emperyalistler kurnaz ve ahlaksızdır” dedi.
‘YPG güçleri ve Suriye ordusu birlikte hareket edebilir’
Demokratik Suriye Güçleri’nin (SGD) Efrin’e olası operasyonunun mümkün olabileceğinin altını çizen Acarer, “Suriye yönetiminin de ilk günden itibaren dünya kamuoyuna anlatmaya çalıştığı bir akdi var. Suriye yönetimi ‘Bizim ülkemizi yıkacaklar, dinciler, demokrasi kisvesinde ülkeyi paramparça yapacaklar ve buna izin vermeyeceğim’ diyordu. Ama bunu dünyaya anlatamadılar. Şimdi geldiğimiz noktada Afrin’e bakalım. Değişen bir şey yok ki. Bir Arap temelinin kurulduğu bölge Kürtlerin elindeyken birdenbire Sünni-Cihatçı bir kemer oluşturuldu. Dolayısıyla başından bu dinci yapılara karşı çıkan birinin, bu yapılara karşı son hamlede de mücadele vermesi çok doğaldır. Bana göre de Afrin bir şekilde temizlenecek. Çünkü Afrin, Türkiye’nin başını çektiği, tepeden inme bir biçimde yeni bir nüfusla değiştirildi, yeni bir asimilasyon uyguladılar. İdlib operasyonu sonucunda YPG güçleri ve Suriye ordusu birlikte hareket edebilir” ifadelerini kullandı.
‘Dünyayı ve Türkiye’yi büyük riskler bekliyor’
İdlib ve genel olarak Suriye’de tek bir gerçeğin olduğunu ve bunun da Türkiye’nin kaybetmesi olduğunun altını çizen Acarer, sözlerini şöyle tamamladı: “Son noktada Türkiye’yi büyük riskler bekliyor ama dünyayı da büyük riskler bekliyor. Ortadoğu’da barıştan, kardeşlikten, paylaşımdan söz edilmeden çözülecek hiçbir şey yoktur. Özellikle de, taşeronlara yataklık yapan emperyalizmle, hamilik planları yapan, Osmanlıcılık planları yapan 3’üncü sınıf programlarla hiçbir şey çözülmez.”