Türkiye, S-400 aldığı için ABD’den yaptırım beklerken Avrupa Birliği’nden (AB) önemli bir adım geldi. Avrupa Birliği diplomatları Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına cevap olarak arasında yaptırımların da bulunduğu tedbirler listesi üzerinde anlaştı. Euronews Türkçe’de yer alan habere göre kullanılan üslubun tonu üzerinde yapılan uzun tartışmaların ardından anlaşılan metinde Türkiye’nin Kıbrıs açıklarında gerçekleştirdiği doğal gaz arama çalışmalarının ‘yasa dışı’ olduğu belirtilerek kınanıyor. Ayrıca Avrupa Birliği’nin üyelik öncesi destek fonlarının kesilmesi ve Ankara’yla üst düzey görüşmelerin iptali gibi önlemler de değerlendirme kapsamına alınıyor.
Taslakta ne var?
Pazartesi günkü Dış İlişkiler Konseyi toplantısı öncesi hazırlanan taslakta Türkiye’nin sondaj faaliyetlerine son vermemesi halinde bazı özel yaptırımlarla karşılacağı hatırlatılıyor. Taslakta ayrıca Avrupa Birliği’nin Komisyon ve dış ilişkiler komitesinin çarşamba günü yaptığı 2020’ye ait üyelik öncesi desteklerin azaltılması önerisini destekleyeceği ve Avrupa Yatırım Bankası’ndan Türkiye’deki kredi operasyonlarını gözden geçirmesini isteyeceği belirtiliyor. AB üyesi ülkelerin daimi temsilcilerinin hemfikir olduğu taslağa göre, Türkiye’nin üyelik için gerekli reformları hayata geçirmesi adına verilen 145,8 milyon euroluk desteğin kesilmesi öngörülüyor. Sivil toplumu desteklemek için verilen 252 milyon euroya ise dokunulmuyor.
Tartışmalı kısım
Avrupa Birliği 2018 yılında da Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlarda yaşanan gerileme nedeniyle 175 milyon euroluk desteği kesmişti. Gözden geçirme istenen Avrupa Yatırım Bankası’nın ise Türkiye’de verdiği krediler 2018 yılında 380 milyon euroyu aşmıştı. Daimi temsilcilerinin üzerinde özellikle durduğu kısım Avrupa Komisyonu ve Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi’nden özel önlemlerle ilgili çalışma yapılmasını istendiği bölüm oldu. Diplomatlara göre metin sondaj faaliyetleri ile ilgili kişiler ve şirketlerle ilgili hedefe yönelik yaptırımlar getirilmesine olanak sağlayacak şekilde hazırlandı.
Görüş ayrılıklarının olduğu nokta doğrudan yaptırımlar üzerinde çalışmaya başlanılması mı yoksa ilk etapta sondaj faaliyetlerinin sürmesi halinde gündeme alınması üzerine oldu. Kıbrıs Rum tarafı özellikle daha sert bir dil kullanılmasını isterken diğer diplomatlar da bu talebe paralel olarak ilk seçeneğe yöneldi.