Zeki Kayar*
Abdurrezak Süğür arkadaşla yakın akrabayız. Hem köyümüz birbirine yakın (bizim köyün adı Gundikê Melê, onlarınki Zorava’dır) hem de aile olarak akrabayız. Daha 1990 öncesinde köyümüz boşaltılmadan önce hatırlıyorum, bizim köyün büyükleri onların köyüne gittiklerinde onlara “mamo” (amca) diyorduk. Özellikle de Abdurrezak heval, o zaman hem yaşça bizden büyüktü hem de demokrasi ve özgürlük mücadelesindeki aktif katkılarından dolayı herkes ona “Mamê Evdırrezak” (Abdurrezak Amca) diyordu. O söylem ona o kadar çok yakışıyordu ki…
Daha sonraki yıllarda İstanbul’a göç ettiğinde de kendisini gördüm. Orada da birlikte çalıştığı tüm işçi arkadaşları ona aynı sıfatla (mamo-amca) hitap ediyorlardı. Kendisinin doğal bir özelliğiydi. Gördüğü ve ilişki içinde olduğu her insanda, emekçi yapısı ve mütevaziliğiyle bir saygınlık oluşturuyordu.
O dönemin zor koşullarından dolayı her birimiz farklı bir alana gittik ve ilişkimiz koptu. Hiçbir şekilde haber alamadım kendisinden. 2007 yılında Bolu Cezaevi’nden, Antep Cezaevi’ne gittiğimde bir baktım ki, kendisi oradadır. Halen aynı güleryüzlü yapısıyla etrafa neşe saçıyordu adeta. Orada hemen ilk dikkatimi çeken ise tüm arkadaşların ona Mamê Evdirrezak diye hitap etmeleriydi. Oysa cezaevlerinde heval dışında neredeyse hiçbir sıfat, ünvan, meslek ismi kullanılmaz. Ama ona olan saygı o kadar büyüktü ki, herkes rahatlıkla ve severek Mamo-amca diye hitap ediyordu.
Sonraki yıllarda Siirt Cezaevi’ne gönderildik ikimiz de. Orada da aynı saygınlık söz konusuydu. 2012 yılında kendisi Şakran Cezaevi’ne götürüldü. Bir yıl sonra da ben Bandırma Cezaevi’ne getirildim. Geçen haftaya kadar da aile aracılığıyla sürekli birbirimizi soruyor, selam gönderiyorduk birbirimize. Daha önce gördüğüm ve bildiğim kadarıyla kendisinin ciddi bir rahatsızlığı yoktu; sağlığı iyiydi. Düzenli spor yapıyordu ve günlük yaşamda aktifti. Hiçbir pratik işten kendini geri bırakmıyor ve o yaşına rağmen yıllar önce dışarıda gördüğüm gibi, yine yoldaşlarına yardım etmeye çalışıyordu. Kendisi emekle, fedakârlıkla ve saygı-sevgiyle özdeşleşmişti hepimizin gönlünde.
En son geçen hafta Siirt milletvekilimiz Meral Danış Beştaş’ın Meclis TV’de yaptığı konuşmadan öğrendik ki, Mamê Evdirezak, Halil Güneş ve Salih Tuğrul arkadaş yaşamını yitirmiş. Her üç arkadaş için de üzüldük. Başta ailelerinin ve hepimizin başı sağolsun! Anıları önünde saygı ile eğiliyorum. Bu değerli yoldaşlarımızın ruhları şad olsun! Siirt Cezaevi’nde birlikte kaldığı Habib Aydoğdu, Naif Özkılıç, Rızgar Turhan arkadaşlar da başsağlığı dileyip, ailelerine özel selamlarını iletiyorlar.
* Bandırma 1 No’lu T Tipi Cezaevi
Not: Abdurrezak Süğür solda gözlüksüz. Zeki Kayar ile birlikte görünüyor