Uluslararası komplo sürecinde Tacikistan’da Abdullah Öcalan’la 10 gün beraber kalan Yazar Ezîzê Cewo: Kürtlere dünyada yer arıyordu
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 9 Ekim 1998’de devreye konulan uluslararası komplo, 26’ncı yılına girdi. Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO koordinatörlüğünde 23 ülkenin yer aldığı uluslararası komplo fiziki imhası amaçlanan Abdullah Öcalan’a, “çarmıha gerilme” olarak tanımladığı süreçte ilk çivi, “İhanetin yılan solukluğunu yaşadım” dediği Moskova’da çakıldı. 130 gün süren “sürek avı” ardından komplonun bir parçası olan Rusya’ya ikinci gidişi sonrası yaşanan Tacikistan süreci ve karanlıkta kalan 10 günü Abdullah Öcalan, “Bağırsaydım, haykırışımı kimse duymazdı; ölseydim, kimse cesedime ulaşamazdı” şeklinde anlattı.
Bu nasıl bir oyun?
Yazar Ezîzê Cewo, o dönem Abdullah Öcalan ile birlikte Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de bir Rus askeri üssünde geçirdiği 10 günü anlattı. Cewo, Abdullah Öcalan’ın ikinci kez Moskova’ya gelme sürecinde Rusya hükümetinin buna karşı olduğunu ancak bazı kişi ve kurumların Kürt kartını kullanmak için bu gelişin önünü açtığını dile getirdi. Resmi iltica başvurusunun kabul edilmemesinin ardından Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’ye götürüldüklerini aktaran Cewo, o dönemde Abdullah Öcalan’ın “Bu nasıl bir oyun, kimler bunun içerisinde?” sorusuna yanıt aradığını söyledi.
‘Kapitalist sistemin tutsağıydı’
Telefon görüşmesinin dahi yasaklandığı Duşanbe’deki Rus askeri üssünde Abdullah Öcalan’ın sürekli yoğunlaştığını dile getiren Cewo, “Bir gün Kazakistan’da bahçede yürüyorduk. Başkan, ‘Kürtler artık değişiyor. Kürtler artık eskisi gibi değil, 1970’lerdeki Kürtler yok, büyük bir değişim var. Halkımız artık kendi kaderini kontrol altına almaya hazır, yapacak büyük işlerimiz var. Sadece bunu başarmamalıyız, aynı zamanda dünyaya duyurmalıyız. Kürtlerin de dünyada yerini alması gerekiyor’ diyordu. Önderlik Türkiye’nin tutuklusu değil, kapitalist sistemin tutsağıdır. Kurdistan’ın özgürleşmesine izin verirlerse, Kürtlerin de Türklerin de hatta Avrupa’nın da rahatlayacağını anlayacaklar” dedi.
‘Yönelimleri analiz ediyordu’
Abdullah Öcalan’ın komplonun farkında olduğunu sözlerine ekleyen Cewo, “Başkan Rusya’ya geldiğinde, hep yan yanaydık. Hiçbir zaman halka, düşmana, devlete sitem etmedi. O her şeyi biliyordu, öngörüleri güçlüydü. Süreçleri ve yönelimleri analiz ediyordu” şeklinde konuştu. Abdullah Öcalan’a uygulanan komplonun bir kişiye yönelik olmadığını, bir halkın iradesine yönelik gerçekleştiğini dile getiren Cewo, komployla Abdullah Öcalan’ın paradigmasının, ezilen halkları özgürleştirme mücadelesinin hedef alındığını belirtti.
‘Bizler suçluyuz’
Kapitalist sistemin temsilcilerinin Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin ve başlattığı mücadelenin yayılmasından korktuğuna dikkat çeken Cewo, tecridin de paradigmasının yayılmaması için uygulandığını söyledi. Dünyanın Abdullah Öcalan’ın felsefesinin farkında olduğunu ancak Kürtlerin hala bunu anlamadığı eleştirisinde bulunan Cewo, “Kürt halkına karşı işledikleri suçlar, bu tecrit ve Kürt Halk Önderi’ne yönelik eylemler, adaletsizliğin, ahlaksızlığın, vicdansızlığın, yamyamlığın geldiği son noktadır. Dünyada hiçbir şey cevapsız kalmıyor, doğada da aynı. Er ya da geç bunların cevabını alacaklar. Bugün 24 yılı aşkın süredir o hapishanede tek başına kalan Başkanımıza yönelik tecrit karşısında, halk olarak tüm işgalcilerden daha suçluyuz. Bu, millet olarak liderimize sahip çıkmadığımız anlamına geliyor” dedi.
‘Rojava büyük bir şans’
Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen demokratik modelin Abdullah Öcalan’ın düşünce ve fikirlerinden oluştuğunun altını çizen Cewo, o bölgedeki tüm etnik grupların ve azınlıkların kendilerini Rojava yönetiminde gördüklerini söyledi. Birçok Avrupa ülkesinden Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturulan sisteme dair inceleme yapıldığını söyleyen Cewo, “IŞİD, Ortadoğu ve Kurdistan’a geldi, onları durdurup, bellerini kıranlar Kürtlerdi. Hangi Kürtlerdi? ‘Apocu’ Kürtlerdi. Apo’nun ideolojisinden mezun olmuşlardı. PKK ile dünya sistemi ideolojik olarak farklıdır. Ama isteseler de istemeseler de işbirliği yapıyorlar. IŞİD’e karşı işbirlikleri var. Bu durum Türkiye’yi, özellikle de Erdoğan’ı kızdırıyor. Başkan, Rojava’ya önem veriyordu ve onun projesini daha da sahiplenmeliyiz” dedi.
‘Ulusal bakış gerekli’
Kürt sorunu çözülene ve Kürt halkı statü sahibi olana kadar komplonun devam edeceğini dile getiren Cewo, son olarak şunları dile getirdi: “Her alanda uyanık olmamız gerekiyor. Sürekli tehdit altında olduğumuz için kendimizi zevk ve rahatlık dolu bir yaşama kaptırmamalıyız. Birçok milletle birlikte yaşadık. Bugün komplonun son bulması için Kürt halkının birlik olması gerekiyor. Kürt sorunu çözülene, Kürtler birleşene kadar biz böyle olacağız. Bizi hep öldürecekler, tutuklayacaklar, başkalarına teslim edecekler, ülkemizi yok edecekler ve kimse bir şey söylemeyecek. Bu halkı kendileri 4 parçaya ayırdılar. Ulus olarak Kürt halkının hakları için ulusal, genel bir bakış gereklidir.”
Haber: Bazid Evren / Amed-MA