Sivil toplum örgütleri, AİHM’in Abdullah Öcalan’a dair verdiği ‘ihlal’ kararını gündemine alan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne bildirimde bulunarak, ‘gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılması’ için çağrıda bulunulmasını talep etti
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AK BK), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014 yılında Abdullah Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine dair verdiği “ihlal” kararını görüşecek. Bakanlar Komitesi, 17-19 Eylül arasında yapacağı toplantıda AİHM’in ihlal kararlarının ve gerekliliklerin uygulanıp uygulanmadığını denetleyecek.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSSTD) ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), toplantı öncesi Bakanlar Komitesi’ne bildirimde bulundu.
Bildirimde, AİHM’in 18 Mart 2014’te verdiği kararla Abdullah Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı bulduğu hatırlatıldı.
Geçmiş kararlarla ilgili yapılan hatırlatmada, AİHM’in tutsaklar Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de benzer yönde ihlal kararı verdiği kaydedildi. Bildirimde, 10 yıl geçmesine rağmen söz konusu ihlal kararlarına dair Türkiye tarafından herhangi bir değişiklik yapılmadığına işaret edilerek, “Bu bildirim; Komite’nin Eylül ayında gerçekleştireceği oturumda konuyu gündeme alması ve daha önce devam eden ihlalin sürdürüldüğü ve Türkiye Hükümeti’nin konuya dair verdiği yanıtta ileri sürdüğü hususların cevaplandırılması açısından önem taşımaktadır” vurgusu yapıldı.
Bildirimde şu hususlar yer aldı:
– AİHM’in Vinter v. Birleşik Krallık, Öcalan (2) v. Türkiye ve bu grupta yer alan diğer başvurucular için hükmettiği kararlar ve Avrupa Konseyi üyesi çok sayıda ülkedeki uygulama doğrultusunda Sn. Öcalan’ın cezaevinde geçirdiği sürenin, kendisine cezasının gözden geçirilerek hafifletilmesini, indirilmesini ya da şartla salıverilmesine karar verilmesini talep etme hakkı verilmesini gerektirdiği, Türkiye’nin bunun gereğini yerine getirmeyerek başvurucunun haklarını ihlal etmeyi sürdürdüğü,
– Türkiye’deki mevzuat düzenlemeleri uyarınca Türkiye hukukunda bazı durumlarda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükmünün infazının ölünceye değin devam edeceğinin düzenlendiği, dolayısıyla Türkiye hukukunun, bu kategorik koşullu salıverilme yasakları ve istisnaları nedeniyle umut hakkının “cezanın hukuken indirilebilir olması” şartı ile uyumlu olmadığı,
– AİHM tarafından da Öcalan v. Türkiye (2) kararında ve bildirime konu diğer kararlarda tam olarak bu nedenle Türkiye hukukunda bazı durumlarda müebbet hapis cezasının hukuken indirilebilir olmamasını Sözleşme’nin ihlali olarak değerlendirildiği,
– Konuya ilişkin olarak TBMM bünyesinde sunulan yasa tekliflerinin gündeme alınmadığı ve hükümsüz bırakıldığı,
– Anayasa Mahkemesi’nin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası üzerinden yapılan bireysel başvurularda Adalet Bakanlığı’ndan görüş isteyerek, yeni somut bir adım attığı, ancak Bakanlığın sunduğu görüşlerde “ölünceye kadar hapis cezası” anlamı taşıyan ağırlaştırılmış müebbet yasa hükümlerini başvurucu hükümlülerle somut olarak ilişkilendirmeden soyut ve yüzeysel bir “tehlikelilik” değerlendirmesi ile gerekçelendirmeye çalıştığı ve Hükümet’in eylem planlarında sunduğu Cumhurbaşkanı af yetkisine atıfta bulunduğu,
– Türkiye Hükümeti’nin bugüne kadar AİHM kararları uyarınca herhangi bir adım atmadığı ve bu konuda yapısal bir adım atmamak konusunda sürdürdüğü ısrarının Türkiye’nin sunduğu eylem planları ve cevaplarında ileri sürdüğü görüşlerden de açıkça anlaşıldığı,
– Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM)’nin 11 Aralık 2023 toplantısında oylanan ‘Allegations of Systemic Tortura and Inhuman or Degrading Treatment or Punishment in Places of Detention in Europe’ kararında; Öcalan, Türkiye (2) davasının infazı kapsamında STK’lar tarafından Bakanlar Komitesi’nde dile getirilen Öcalan’ın tutukluluk ve tecrit koşullarına ilişkin olarak başvurular yapıldığı ancak Bakanlar Komitesi izleme/infaz sürecinin devam ettiği ve kişinin aynı ceza ve koşullarda tutulmaya devam edildiğinin kaydedildiği,
– BM İşkenceye Karşı Komite’nin 27 Aralık 2018 tarihli 5. Periyodik raporunda yer alan ‘Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 25. maddesinin 1. fıkrasının yürürlükten kaldırılması için atılan adımlar ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan kişilerin kısıtlayıcı tutukluluk koşullarının hafifletilmesi için alınan diğer önlemler hakkında lütfen güncel bilgi verin’ yönündeki tavsiyesine rağmen Türkiye Hükümeti “Genel tedbirlere dair bilgi vermeye devam edeceğiz” diyerek bu konuda yapısal bir adım atmayacağının ortaya konduğu,
– Türkiye’nin beşinci periyodik raporunun incelendiği BM İşkenceye Karşı Komite’nin 80. oturumunda Hükümet’in, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların Türkiye’deki cezaevi nüfusu içindeki oranının %1,24 olduğunu açıkladığı, ancak bu cevabın, somut rakamlardan ziyade sadece mahkumiyetleri kesinleşmiş ve cezalarını çekmeye başlamış olanları kapsadığı, buna karşın cezaevinde yargılanmakta olan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası riskiyle karşı karşıya olan kişilerin sayısını içermediği, ancak bu haliyle dahi Türkiye’de 4,000’den fazla ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsünün olduğunun anlaşıldığı ifade edilmektedir.
Bildirimin devamında şunlar talepler sıralandı:
– Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan kişi sayısı, her yıl bu cezayı alan kişi sayısı, ilgili kararların kesinleştiği yıllar ve sayı hakkında Türkiye Hükümeti’nden istatistiksel veri istenmesi,
– Türkiye’ye, iç hukukunda belirli suçlar için koşullu salıverilmenin kategorik olarak yasaklanmasına ilişkin hükümlerin hiçbir ayrım gözetilmeksizin yürürlükten kaldırılmasını sağlayacak gerekli mevzuat değişikliklerini hızla yapması ve yasaları değiştirmesi yönünde çağrıda bulunulması,
– Öcalan (2), Kaytan, Gurban ve Boltan vs. Türkiye (Application No. 24069/03, 27422/05, 4947/04, 33056/16) kararının uygulanmasının daha sık incelenmesi ve somut bir ilerleme sağlanmaması durumunda, Bakanlar Komitesi Sekreterliği’nin bir sonraki inceleme için bir geçici karar taslağı hazırlanması,
– Bakanlar Komitesi Başkanına veya Bakanlar Komitesi Genel Sekreterine, Reykjavik Deklarasyonu bağlamında kararların uygulanması konusunda ilgili ulusal makamlarla siyasi diyaloğu güçlendirmesi ve Türkiye Hükümeti yetkililerine yazı yazması talimatının verilmesi talep edilmiştir.
HABER MERKEZİ