2 yıldan fazla bir süredir kendisinden haber alınamayan Abdullah Öcalan, ayrıcalık değil, hukukun uygulanmasını istiyor
Uluslararası komployla getirildiği İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 25 aydır haber alınamıyor.
‘Ayrıcalık değil hukuk’
İmralı’da kendisiyle yapılan görüşmelerde sürekli avukat görüşünün önemine vurgu yapan Abdullah Öcalan, ayrıcalık değil, hukuk istediğinin altını çizdi. PKK Lideri, avukatlarıyla 30 Nisan 2003’te yaptığı görüşmede, “Bana ayrımcılık yapın demiyorum. Sadece haklarım neyse onu uygulasınlar. Hukuku uygulasınlar. Benim üzerimden pazarlık yapıyor. Ben ayrıcalık istemiyorum. F tipi kuralları neyi gerektiriyorsa, onu yapsınlar. Yanlış bir politika Türkiye’yi felakete götürür. Benim itirazım bu. Ben bir saat, üç saat pazarlığı istemiyorum. Ben hukuku istiyorum. Ben ayrıcalık istemiyorum. Cezaevine tanınan hakları istiyorum. Pazarlık kötüdür. Doğru siyaset yaptırmaz” uyarısında bulundu.
‘Tecrit ağırlaşıyor’
Abdullah Öcalan, İmralı Adası’nda yasaların uygulanmadığını belirttiği 10 Eylül 2003 tarihinde, görüşmenin olmadığı her hafta tecrit sisteminin derinleştiğini ifade ederek, yasaların işletilmesi gerektiğini söyledi.
‘CPT ilkeleri uygulansın’
Avukat görüşünün önemine vurgu yapan Abdullah Öcalan, 24 Eylül 2003 tarihli görüşmede, “Haftada en az iki saat avukat görüşmesi olmalı. Eğer aile gelirse, bir saat aileye ayrılabilir, bir saati sizinle (avukat) olabilir. Ama gelmezse haftada en az iki saat sizlerle görüşmem sağlanmalı. Mektup ve yazışmalara kısıtlama konulmamalı, bazı şeyleri yazmak istiyorum, mektup alınıp verilmesi gerekiyor. Yayın hakkının da olması gerekiyor. Avrupa Konseyi’ni harekete geçirin. Adalet Bakanlığı’na gidin. Tecrit kaldırılsın, koşullar düzeltilsin. CPT’nin ilkeleri uygulansın” diye belirtti.
‘Bizi kandırmaya çalışmasınlar’
PKK Lideri, İmralı’nın Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) önerisi olduğuna işaret ederek, 25 Kasım 2009 tarihli avukat görüşmesinde şunları söyledi: “Bu, onların projesidir. Benim buradaki koşullarımda da bu şekilde tutulmamda da sorumlu olanlar kendileridir. Burası onların bir projesidir. Benim buraya konulmam da onların bir projesiydi. Bu durum böyle bilinmeli. CPT sorumludur. Buraya gelmek zorundalar. Gelip burayı görüp, incelemek zorundadırlar. Yoksa olmaz. CPT kendisi geldi buraya incelemelerde bulundu. F tipine nakledilmem gerektiğini, F Tipi cezaevi inşaatının yapılması ve benim buraya nakledilmem gerektiğini CPT söyledi. Bütün bunları CPT istedi. Bana burada buradaki koşullarımın eskisine göre daha iyi olacağını belirttiler ama hiçbiri olmadı. Koşullarım daha da kötüye gitti. Buraya gelip kendi yarattıkları eserlerini görmeliler. Bizi kandıramazlar, kandırmaya çalışmasınlar.”
‘Taviz koparamazlar’
Abdullah Öcalan, 12 Ekim 2011’de ailesiyle yaptığı görüşmede, aile ve avukat görüş engellerinin taviz koparmaya yönelik olduğunu belirterek, “Sizi ve avukatları getirmiyorlar. Bu şekilde benden taviz koparacaklarını sanıyorlar! Burada 10 yılda tek başıma kalsam, bu şekilde benden taviz koparamazlar. Doğrulardan taviz vermem. Bütün haklarımızı gasp ediyorlar, ara sıra görüştürerek bunu örtbas etmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Hukuki değil
Abdullah Öcalan, kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart 2021’de gerçekleştirdiği “kesintili” telefon görüşmesinde de avukat görüş engeline tepki gösterdi. PKK Lideri, 4 buçuk dakika süren görüşmede, “Bu yapılanlar için hem sen hem de devlet yanlış yapıyor. Nedeni şudur; bir yıldır hiçbir şekilde görüşme yok. Bu yapılanlar ne devlet hukukunda ne de başka bir hukukta yer alıyor. Senin gelmen yanlış ve çok tehlikeli. Devlet de çok tehlikeli. Bu doğru bir şey değil. Bir görüşme olacaksa, hukuksal çerçevede olmalıdır. Bir yıl sonra kendi istekleri üzerine telefonla görüşmesi yaptırmak olmaz. Bu yaptığınız çok yanlış. Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Bu asla kabul edilemez. Bu aynı zamanda çok tehlikelidir. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Avukatlarımın buraya gelerek benimle görüşme yapmasını istiyorum. Bu hukuki bir şeydir. 22 yıldır buradayım. Bu sorun gelecekte nasıl olacak? Bu sorun ancak hukukla çözüme kavuşturulabilir. Neden buraya gelmiyorlar? Şayet bir görüşme olacaksa, bu avukatlarla olmalıdır. Çünkü bu durum hem siyasi hem de hukukidir” dedi.
Kaynak Haber :MA / Özgür Paksoy