İmralı Cezaevi’nde bulunan ve 19 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumunu değerlendiren HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, ‘Sayın Öcalan konuşmaya başladığında, AKP faşizmini geriletecek’ dedi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit altında tutulan ve 19 aydır da hiçbir şekilde kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için yapılan tüm aile ve avukat görüşleri de sonuçsuz kaldı. Avrupa ve Ortadoğu’dan da yakın tarihli yüzlerce avukatın görüş başvurusuna henüz bir cevap verilmiş değil.
Son olarak Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Parti Sözcüsü Ebru Günay, Abdullah Öcalan’ın yeğeni Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 20 Ekim’de Adalet Bakanlığı’na görüş için başvuruda bulundu. Ancak bu başvuruya da henüz bir cevap verilmiş değil.
AKP’nin topluma söyleyecek sözü yok
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Özgür Paksoy’a değerlendirmelerde bulunan Günay, Adalet Bakanlığı’nın başvurulara sessizliğine değinerek, “İktidarın İmralı Adası’na dair sessizliği, Kürt sorununa yaklaşımıyla doğru orantılı. Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar da kaynağını tecrit politikalarından, savaş politikalarından alıyor. AKP’nin tecrit ısrarı, aynı zamanda Türkiye toplumuna söyleyebileceği bir sözünün kalmamasıdır” dedi.
İktidar düşmanlık üzerine kurulu
Abdullah Öcalan’dan haber alınmasının önemine de değinen Günay, “Sayın Öcalan’ın sesinin, düşüncelerinin, görüşlerinin dış dünyaya ulaştığı andan itibaren toplumda nasıl bir atmosferin yaratıldığını çok iyi biliyoruz. AKP bu atmosferden korkuyor. Çünkü çok güçlü çözüm projelerine sahip, iktidarın kutuplaştırma, toplumu çatıştırma ve savaş siyasetine karşı ortak bir yaşamı inşa etme felsefesine ve perspektifine sahip. AKP iktidarı bunlara karşı düşmanlık besliyor. Bütün siyasi hattını, felsefi, yönetimsel hattını tehdit üzerinden kuruyor, topluma düşmanlık üzerinden kuruyor” diye vurguladı.
Hukuksuzluk İmralı’dan yayıldı
İmralı’da yaşanan hukuksuzluklara da değinen Günay, “İmralı hukuk sistemi negatif bir hukuk sistemidir. Hakların gasp edildiği, temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiği, her türlü keyfi uygulamaların ve bir işkence sisteminin kendisini var etmesi olarak tanımlamak mümkün. İmralı cezaevindeki bütün uygulamalar bir haliyle bütün Türkiye cezaevlerinde uygulanmaya başlandı. Avukat görüş yasağının engellenmesi, ziyaretçi gidişlerinin engellenmesi, haber alma hakkının engellenmesi gibi bir sürü fiili uygulamaya dönüp baktığımızda, Ada’da uygulanan birçok uygulama Türkiye’deki bütün cezaevlerinde uygulanıyor” dedi.
Rojava saldırısı tecritten bağımsız değil
Tecrit ile Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırıları arasındaki bağa da değinen Günay sözlerine şöyle devam etti: “Rojava’ya saldırıyı da tecritteki ısrarı da savaş politikalarını da birbirinden ayırmak mümkün değil. Kadın öncülüklü Rojava Devrimi, dünya halklarına umut oldu. AKP iktidarı bir kez daha Kürt düşmanlığı ve Kürt halkının kazanımlarına karşı tahammülsüzlüğünü orada gösterdi. Hemen yanı başında bir devrim gerçekleşti ve o devrimin sonucunda Araplar, Süryaniler, Ermeniler, Kürtler bir arada ortak bir insanlık değeri için yan yana gelip mücadele etti. Bunu kadın öncülüğünde gerçekleştirdi. Bu Ortadoğu’daki bir sürü dinamiği de değiştirmeye başladı. Toplumlar, kadınlar, halklar lehine değiştirmeye başladı. Bütün dünya kadınların mücadelesini gördü, Kürt kadınların mücadelesini gördü, farklı kimliklerin bir arada yaşamasının mümkün olduğunu gördü.
İnsanların bir arada, ortak yaşamasına tahammül edemeyen bir AKP iktidarı söz konusu. Bu nedenle Rojava’ya saldırı, doğduran Sayın Öcalan’ın felsefesinin hayat bulmasına saldırıdır. ”
Konuşursa faşizm gerileyecek
Abdullah Öcalan’la iletişim kurulması halinde fikirlerinin etkisine de değinen Günay, “Sayın Öcalan konuşmaya başladığında, AKP faşizmini geriletecek, kurumsallaştırmaya çalıştıkları faşizmi dağıtacak. Sayın Öcalan’ın görüşleri dış dünyaya ulaşmaya başladığı andan itibaren çok daha başka bir siyaseti konuşacağız. Biz, Ortadoğu ve Türkiye toplumu bunu deneyimledi, bunu yaşadı. Nasıl bir etki yarattığını Türkiye toplumu biliyor. Şimdi de buna ihtiyacımız olduğunun farkındayız” dedi.
ANKARA