PKK Lideri Abdullah Öcalan, İsrail ile Filistin arasındaki savaşa dair yaptığı değerlendirmelerde, HAMAS ve Arafat’ın siyasetine, İsrail-Filistin arasındaki çatışmalara sık sık değinmişti. Abdullah Öcalan, çözüme de dikkat çekerek, ‘Filistin’e bir ulus-devlet sorunu çözmez’ değerlendirmesi yapmıştı
“İslami Direniş Hareketi” olarak adlandırılan Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı saldırılarla, İsrail-Filistin arasındaki savaş yeniden patlak verdi. İsrail devletinin ilan edildiği 14 Mayıs 1948’de başlayan savaş, ulus devlet sisteminin yarattığı bir kriz oldu. İsrail devletinin kurulmasının ardından aynı yıl Arap ülkeleri İsrail’e saldırdı. Bu savaşla birlikte İsrail toprakları genişledi ve Filistinliler kendi topraklarında mülteci konumuna düştü. 1967 yılına gelindiğinde ise “Altı Gün Savaşı” olarak bilinen İsrail’in Mısır, Suriye ve Ürdün’e saldırılarıyla başlayan savaşta, İsrail Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi ve Golan Tepeleri’ni ele geçirdi.
1993 ile 1995 yıllarında İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında imzalanan Oslo Anlaşmaları, Filistin otoritesinin kurulmasını ve barışçıl bir çözümü hedeflese de savaş hali devam etti. 2000 yılında “İkinci İntifada” olarak bilinen büyük Filistin ayaklanmasıyla savaş şiddetli çatışmalarla sürdü, bu durum İsrail Hamas arasındaki çatışmalara neden oldu ve Gazze Şeridi’nde savaşın alevlenmesine yol açtı.
Nedeni: Ulus devlet
Ortadoğu’da ulus devlet sisteminin bir sonucu olan bu savaş, her ne kadar uluslararası güçlerin girişimleriyle sonlandırılmaya çalışılsa da demokrasinin sağlanmaması nedeniyle 7 Ekim’de bir kez daha patlak verdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan, 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde, İsrail ile Filistin arasındaki savaşa dair sık sık değerlendirmelerde bulunmuştu. MA’nın derlediği görüşmelerde Öcalan, görüşmelerinde söz konusu savaşın ulus devlet sisteminden kaynaklandığına işaret ederek, “sınırları içermeyen demokratik çözüm” önerisinde bulunmuştu.
‘Demokrasi ilaç gibidir’
Abdullah Öcalan, 3 Ekim 2000 tarihli görüşmede, Ortadoğu’da devletlerin şiddete ve savaşa, anti-demokratik, gerici, şovenizme ve milliyetçiliğe dayalı olduğunu belirterek, barış ve demokrasinin gelişmesini istemediklerini kaydetti. Abdullah Öcalan, 25 Aralık 2001 tarihli görüşmede, milliyetçiliğin İsrail ve Filistin’i vahşete dönüştürdüğünü ifade ederek, “Demokrasi ilaç gibidir, herkes kazanacak. Milliyetçilik çağdaş aşiretçiliktir. Aşiretçiliğin eskisi de çağdaşı da yanlıştır” dedi.
‘Sonuç sıfır’
Abdullah Öcalan, 3 Nisan 2002 tarihinde avukatlarıyla yaptığı görüşmede dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron ile Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’ın izlediği siyasete dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“İki halkı intihara götürüyorlar. Bu intihar eylemleri Arafat’ın dışında değildir. Ben Arafat halkına ihanet ediyor demiyorum, ama siyaseti Filistinlileri buraya getirdi. Bizi de bu siyasetle boğmak istediler. Bana da Arafatçılığı dayattılar, bu oyuna gelmedim. Şimdi de İsrail-Filistin çatışması geliştiriliyor. İki halkın kaderini silah tekellerine kurban ediyorlar. Bugün İsrail-Filistin, yarın Irak olur, başka bir yer olur. Ortadoğu’da bu hiçbir zaman sona ermez. Filistin ve İsrail, halkının sorunlarını çözemedi. Sonuç sıfır.”
Ulus devlet çatışmayı doğurur
Ulus devlet modelinin çözüm olmadığını 27 Haziran 2007 tarihli görüşmede de vurgulayan Abdullah Öcalan, “Ulus-devlet eşittir faşizm. Ulus-devletler karşılıklı çatışmayı doğurur. İşte El Fetih ve Hamas’ın durumu ortada. Onlar da ulus-devlet anlayışının getirdiği çıkmazdadırlar. Benim daha önce çözüm olarak sunduğum sistem Demokratik Ortadoğu’yu öngörüyor” dedi.
‘Başkasına hizmet ediyor’
Hamas’ın İslamiyet ile ilgisinin olmadığını dile getiren Abdullah Öcalan, 21 Ocak 2009 tarihli görüşmede, “Hamas, ne diye provokatif amaçlı iki füze atıyorsun? Senin gücün var mı? Hayır. İsrail’in gücü var mı, güçlü silahları var mı? Var. O halde sen İslamiyet’e değil, başka şeye hizmet ediyorsun. İslam için savaş böyle mi olur? Hz. Muhammed’in savaşları böyle miydi? Hz. Ali’nin yaptığı savaşlar böyle miydi? Hayır. Hz. Muhammed ve Hz. Ali’nin savaşları yüce amaçlıdır, devrimci niteliklidir, ideolojik içeriklidir. Hamas’ın savaşı sadece kendisinin iktidarı içindir. İslam’ı kendi iktidarları için kullanıyorlar. Ben burada İsrail’i övmüyorum, İsrail ile ilgili çözümlemelerim, düşüncelerim biliniyor. Bunların anlayışlarını, amaçlarını anlamak için söylüyorum” şeklinde konuştu.
Çözümsüzlük ortada
Ulus devletin devletlerarası menfaat çatışmasına dayandığını kaydeden Abdullah Öcalan, 14 Ekim 2009 tarihinde, “Ulus-devlet mantığı, sorunu Iraklaşmaya götürür. Görüyorsunuz her gün karmaşa, karışıklık, insanlar ölüyor. Ulus-devlet mantığının Filistin-İsrail sorunundaki çözümsüzlüğü ortadadır. İşte Filistin’e bir ulus-devlet sorunu çözmez. Hamas var, Hamas gider, El Kaide gelir. Bizim sunduğumuz çözüm; sınırları içermeyen demokratik bir çözüm modelidir. KCK, bu sorunun çözümünün adıdır. Bizim çözüm önerimiz KCK modelidir” önerisinde bulundu.
Kaynak: MA