Suriye’de IŞİD’in elindeki son toprağın da alınmasına ramak kalırken, bölgedeki güçlerin arayışları da sürüyor. ABD ve Rusya’nın petrolün taşınması konusunda anlaştığı ancak önlerinde İran ve Türkiye’nin sorun olarak durduğu belirtiliyor. Bu durumda İdlib’in masada olacağı yarınki Soçi zirvesinde Türkiye ve İran’a ayar verileceği kaydediliyor.
Nazım Daştan / MA
Suriye iç savaşı, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) IŞİD’i bitirme noktasına getirmesi, ABD’nin askerlerini geri çekme açıklaması, Türkiye’nin Minbic başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’yi tehdit etmesi, İdlib’in El Kaide uzantılı Heyet Tahrir El Şam’ın egemenliğine geçmesi ile 2019 yılında yeni politik ve diplomatik denklemle devam ediyor. Yeni dengelerin kurulması noktasında, askeri gelişmelerden çok diplomatik ve siyasi gelişmelerin ağırlık kazandığı bir dönem yaşanıyor. Özellikle ABD, Rusya ve Türkiye arasında gerçekleşen görüşmelerde her ne kadar netlik kazanmayan yanlar olsa da, perde arkasında anlaşmaların yapıldığı anlaşılıyor. ABD’nin geri çekilme kararı, güvenli bölge meselesi, Adana Mutabakatı, İdlib ve Minbic tartışılan güncel konular olarak duruyor. Bu konular çerçevesinde başlatılan diplomasi trafiği de halen yoğunluğunu koruyor. Önümüzdeki günlerde ABD- Türkiye ile Rusya, İran ve Türkiye arasında görüşmeler devam edecek.
IŞİD bitiyor
Sahadaki dengeleri yaratan ve dünyanın sorunu haline gelen IŞİD DSG karşısında son nefesini veriyor. Kürtlerin öncülüğünü yaptığı DSG, IŞİD’e karşı başlattığı Cizre Hamlesi Dêra Zor operasyonunda sona geldi. IŞİD’in Suriye sahasında fiziki olarak bitirildiğine ilişkin yapılacak olan açıklamanın, hazırlıklarının yapıldığı öğrenildi.
IŞİD sonrası
IŞİD sonrası belirlenecek politikalar, muğlak. Sonraki politika için ABD; İngiltere, Fransa ve Almanya gibi Avrupalı güçlerin yanı sıra Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar ve Türkiye ile görüşmeler yaptı. Herkes savaşın başında oluşturulan bloklara (ABD, Avrupa güçleri, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye bloku ile Rusya, İran, Suriye rejimi ve Çin’in yer aldığı blok) dönmeye çalışsa da, özellikle Türkiye’nin Rusya ve İran ile girdiği ittifak ve anlaşmalar ile Arap dünyasından uzaklaşması buna izin vermedi. Daha da ileri giden ABD; Cemal Kaşıkçı cinayeti ile Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar’ı bir araya getirmeye çalışsa da burada da bir sonuç elde edemedi.
ABD ile Rusya’nın uzlaşısı
Eski ilişkiler oluşturulamayınca 2019’un ilk günlerinde farklı adımlar atılarak, dengeler değiştirilmeye çalışıldı. ABD geri çekilme kararı ile Suriye savaşında “onsuz bir şey yapılamayacağının” mesajını vermeye çalıştı. Aynı zamanda sahadaki konumunu da güçlendiren ABD’nin, bu hamlelerini Rusya’dan habersiz yapmadığı anlaşılıyor.
BOP ve Petrol
ABD; Irak’tan sonra gelen Suriye savaşını farklı bir şekilde yürüttü. Irak’ta kan kaybeden ABD, Suriye’de bunun yerine farklı bir şekilde savaşa dahil olarak bulunmaz fırsatlar elde etti. Suriye savaşını ABD ve Avrupalı güçler, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında ele aldı. Suriye’de başlatılan savaşın ağırlıkta petrol savaşı olduğu gerçeği dururken, uluslararası ve bölgesel güçler bu çerçevede savaşta rol alarak, pay kapma yarışına girdi.
Akdeniz koridoru
Irak’ın Kerkük bölgesindeki petrol bölgelerini denetimine alan ABD, Suriye sahasında Dêra Zor petrollerinde de denetim sağladı. ABD, Ortadoğu’da çıkardığı petrolü 2 yol üzerinden Avrupa’ya ulaştırıyor. Biri Kafkasya yolu olarak bilinen Rusya üzerinden, diğeri de Türkiye üzerinden gerçekleştiriliyor. Her iki yolda da sıkıntılar yaşayan ABD, Suriye savaşı ile birlikte üçüncü bir yol olan ‘Akdeniz koridorunu’ dillendirmeye başladı. Bu koridor ise Irak’ın güneyinden başlayarak, Suriye’nin kuzeyini tamamını içine alan ve İdlib ile denize varılan bölge olarak kabul ediliyor.
Sınır Fırat
Sahadaki konumlanmada ABD petrol bölgelerinin kaynağında bulunurken, Rusya ise bu petrolün Avrupa’ya ulaştırılması yolunda bulunuyor. Rusya, Suriye’de bulunan enerji yataklarından faydalanma karşılığında ABD’nin Akdeniz’e ulaşmasına sıcak bakarken, enerjiden faydalanmak için çeşitli girişimlere başvurdu. 2015’in başlarında ABD ve Rusya’nın Suriye savaşında bir anlaşmaya gittiği ve anlaşma kapsamında Fırat’ın doğusunun ABD’ye, Fırat’ın batısının da Rusya’ya bırakıldığı belirtilmişti. Her iki güç arasında sınır Fırat Nehri olarak belirlenirken, 2019 ile birlikte bu anlaşmanın güncellenmek istendiği belirtiliyor.
İran ve Türkiye engel
Rusya ile ABD’nin bu konuda yeni anlaşmalar yaptığı, her iki gücün önünde de bu anlaşmayı engelleyen iki bölge gücü olarak İran ve Türkiye durduğu belirtiliyor. Türkiye; Cerablus’tan İdlib’e kadar Fırat’ın batısı olarak bilinen bölgede yer alırken, İran ise Haleb’ten başlayıp İdlib’e, oradan da Akdeniz kıyılarına kadar sahada etkili bir biçimde yer alıyor. Türkiye; Rusya ve Suriye rejimi için, İran da ABD için sorun teşkil ediyor. Her iki gücün İran ve Türkiye’nin bölgedeki güçlerini azaltma çerçevesinde birlikte hareket edeceği aktarılıyor.
Asıl mesele İdlib
Bu kapsamda yılın ilk günleri ile birlikte Türkiye her ne kadar Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine saldırmak için fırsat arasa da, ABD ve Rusya’nın tavrı Türkiye’nin bölgedeki gücünü ve hevesini kırdı. Süreç çerçevesinde İdlib çözülmesi gereken en büyük gündem haline getirildi. Her fırsatta “Fırat’ın doğusu” diyen Türkiye’nin gündemi de yavaş yavaş değişmeye başladı.
İran rol ve güç sahibi
Türkiye’den sonra İran’a da yönelimlerin olduğu ve ABD’nin bu konuda baskı yaptığı belirtiliyor. İran’ın bölgedeki gücünün azaltılması rolünün Rusya’ya verildiği, ancak Rusya’nın İran’ı henüz ikna edemediği dile getiriliyor. İran’ın Türkiye’ye benzemediği, alternatiflerinin çok olduğu ve bu konuda esnek davranabileceği belirtilirken, yapılanlara karşı hamle kapasitesi olduğu söyleniyor. Kimi kaynaklar İran’ın askeri güçlerini farklı bir alana çekmek için hazırlıklarının olduğunu belirtirken, bölgeden tam olarak ayrılmayacağı ifade ediliyor.
Soçi’de gündem İdlib olacak
Rusya ise, Adana Mutabakatı’nı gündeme getirerek Türkiye’ye Suriye topraklarından çıkarmanın yolunu gösterdi. Rusya ile Türkiye’nin bu konuda çeşitli anlaşmalara gittiği ve 14 Şubat’ta Soçi’de gerçekleştirilecek Rusya, İran ve Türkiye görüşmesinde bunun netlik kazanacağı kaydediliyor. İdlib’e tam hakim kılınan Heyet Tahrir El Şam’a (HTŞ/El Nusra) Rusya ve Suriye rejiminin operasyon yapmasının masada olduğu kaydedilirken, bu güne kadar HTŞ karşıtlığı temelinde hareket etmeyen Türkiye medyası da “HTŞ’ye operasyon yapılabilir” haberlerini geçmeye başladı. Yine HTŞ içerisinde bulunan MİT’in önemli üyelerinin de İdlib’ten çıkarılmaya başlandığı gelen bilgiler arasında. Bölgeye yönelik olası bir operasyonun 14 Şubat’ta yapılacak görüşmeden sonra netlik kazanacağı aktarılıyor. Kimi kaynaklar ise görüşme ile Türkiye’ye biraz daha zaman verileceği yorumunda bulunuyor.