ABD yeraltı sularını zehirleyip tüketen kaya gazı üretimleriyle Avrupa pazarını ele geçiriyor. Diğer yandan Rusya’nın TürkAkım vd. doğalgaz boru hatlarının sıkıntılı durumu ise sürüyor
ABD, kaya gazı üretimlerini sürekli arttırırken buradan elde edilen gazı sıvılaştırarak (LNG) tüm dünyaya pazarlama yoluyla sermaye yapılarını destekliyor. Ancak bu süreçlerde yeraltı suları, doğal yaşamın tümü ve deniz ekosistemi adeta katlediliyor. Savaşlara yol açabilecek gerginliklerin en önemlisi ise büyük bir pazar olan Avrupa’nın gazını hangi süper gücün sağlayacağı noktasında yaşanıyor. Kuzey Akım 1 ile Avrupa’ya doğalgaz satan Rusya’nın Kuzey Akım 2 ve TürkAkım boru hatlarıyla taşımak istediği doğalgaza ise ABD engel olmayı sürdürüyor.
AB’nin LNG payı yüzde 27’ye ulaştı
Avrupa Birliği, 2019 yılında 108 milyar metreküp ile şimdiye kadarki en yüksek yıllık LNG ithalatını gerçekleştirdiğini açıkladı. Avrupa Komisyonu doğalgaz piyasa raporuna göre, 2019 yılında Avrupa’nın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı şimdiye kadarki en yüksek düzeyde gerçekleşti. LNG’nin toplam gaz ithalatındaki payı yüzde 27 olarak gerçekleşti. 2019 yılında Avrupa’nın LNG ithalatı faturası ise 16.3 milyar euro oldu. Bir önceki yıl AB LNG için 15.4 milyar euro ödemişti. 2019 yılı son çeyreğinde ise LNG ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 42 arttı. LNG ithalatı ağırlıklı olarak ABD’den ve Katar’dan yapılıyor.
ABD ve Rusya rekabeti
2019 yılında Katar Avrupa’ya 30 milyar metreküp (bcm) LNG ihraç ederken, Rusya 21 milyar metreküp (bcm) ve ABD ise 17 milyar metreküp (bcm) LNG ihraç etti. ABD ile Rusya arasında Avrupa’ya LNG ihracatında rekabette ABD arayı kapatmaya başladı. Avrupa’nın geçen yıl net doğalgaz ithalatı yüzde 10 artış ile 398 milyar metreküpe (bcm) ulaştı. Avrupa’nın toplam gaz tüketimi geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 2 artarak 482 milyar metreküp (bcm) olurken, üretimi yüzde 9 azalarak 109 milyar metreküp (bcm) oldu.
ABD şirketleri tehdit etti
Rusya’dan Almanya’ya Baltık Denizi’nin altından gaz taşınmasını öngören Kuzey Akım 2 projesi konusunda ABD’nin Berlin Büyükelçisi şirketlere uyarıda bulunmuştu. Büyükelçi Richard Grenell, projeyle bağlantılı şirketlere mektup göndererek Amerika’nın Yaptırımlar Aracılığıyla Düşmanlarla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında cezalandırılabileceklerini belirtti. AFP’ye konuşan bir büyükelçilik sözcüsü, Grenell’in mektupta, söz konusu şirketlerin CAATSA kapsamındaki Amerikan yaptırımlarıyla karşılaşma tehlikesi altında olduğunu hatırlattığını söyledi. ABD Başkanı Donald Trump’a yakın bir isim olan Grenell, şirketlere gönderdiği mektubun bir tehdit olarak algılanmaması gerektiğini, sadece ‘ABD politikasının açık bir mesajı’ dedi.
AB ABD’ye avuç mu açıyor?
Almanya’da iktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin eski bakanlarından olan Von Der Leyen, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinden etkilenen AB ülkelerinin ekonomik krizden çıkmaları için daha fazla para ayrılması gerektiğini vurgulayarak, “Avrupa için bir Marshall Planı’na ihtiyaç var” sözleri kapitalist ekonomilerin ciddi ve büyük bir krizde olduğunu gösteriyor. Marshall Planı, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerini yeniden ayağa kaldırmak için ABD’nin yürürlüğe koyduğu ekonomik yardım paketinin adıydı. Avrupa’da ortaya çıkan ekonomik kriz sürecinde ABD’ye avuç açmaya hazırlanan AB’nin doğalgazda ABD’ye kalıcı bir bağımlılık ilişkisine girmesi mümkün görülüyor.
Avrupa LNG’ye döndü
Trump, Kuzey Akım 2 projesi nedeniyle Almanya’nın Rus doğalgazına bağımlı olduğunu ve “tamamen Rusya tarafından kontrol edildiğini” öne sürmüş, Berlin’in Moskova’nın “esiri” olduğunu söylemişti.
Trump, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, “Rusya’dan korunmak istiyorsun ama Rus gazına milyarlar ödüyorsun, üstelik NATO’ya para vermiyorsun” ifadelerini kullanmıştı. Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesi ile TürkAkım projelerini ‘rakip boru hatları’ olarak niteleyen Trump, Avrupa Birliği için cebinden para vererek ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı amacıyla onlarca liman inşa edeceğini ifade etti. ABD Başkanı Trump ile AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in ‘Sıfır gümrük vergisi’ uzlaşısına varıldığı görüşmede LNG alımının artırılması kabul edildi.
TürkAkım tehlikede
Rusya boru hatları ile AB pazarına ulaşmaya çalışırken, ABD ise kaya gazı ile sağladığı doğalgazı LNG’ye çevirip tanker taşımacılığıyla AB’ye pazarlama çabasında. Türkiye ise bu gel gitin içinde rol kapma peşine düşmüş durumda. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Türk Akımı’ için, “31.5 milyar metreküp doğalgaz taşıyacak proje ile gazın en az yarısını Avrupa’ya göndermeyi düşünüyoruz” sözlerini sarfetmişti. ABD Enerji Bakanı Rick Perry ise, “ABD, TürkAkım ve Kuzey Akım-2’ye karşı mücadelesini sürdürüyor. Bunun sebepleri de ortada. Ukrayna ve Avrupa vatandaşları, tek kaynaktan enerji tedariğinin esiri haline gelmemeli” sözleri, doğalgaz üzerinde ciddi bir gerginliğin yaşandığını açıkça gösterirken, TürkAkım projesinin de tehlikede olduğu yapılan iddialar arasında.
Bulgaristan hisse aldı
TürkAkım’nın Bulgaristan’a bağlanma anlaşması yapılmasına karşın henüz boru hattı irtibatlanmadı. Diğer yandan Bulgaristan’ın Rusya’ya doğalgaz bağımlılığını azaltmak için Yunanistan’ın kuzeyindeki Dedeağaç yüzer LNG terminali (FSRU) projesinden yüzde 20 hisse satın alması dikkat çekti. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borissov, doğalgaz terminalinde Bulgaristan hissesinin Yunanistan’ın kamu enerji şirketi DEPA ile aynı olacağını belirtti. Terminalden yılda 6.1 milyar metreküp doğalgazın gelmesi beklenirken, ABD ve Katar’dan gelecek olan LNG’nin Yunanistan-Bulgaristan Boru Hattı yolu ile Güneydoğu Avrupa’ya ulaştırılması planlanıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ