Tahran’da Kuzey-Doğu Suriye, Şam’la ilişkiler, Ukrayna, tahıl krizi gibi konuların ele alınacağı Putin, Erdoğan, Reisi üçlü görüşmesi öncesi ABD’den yetkililer açıklamalar yaptı. Yetkililer Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye yeni askeri operasyon başlatmasının IŞİD’le mücadelede kötü sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu
Minbic ve Til Rifat’a operasyon yapacaklarını açıkladıktan sonra Rusya, İran ve ABD’den izin isteyen, hava sahasını açık tutmalarını talep eden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İran’a ziyarete hazırlanırken, ABD’li yetkililerden ‘IŞİD’ uyarısı yapıldı
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 1 Haziran 2022’de partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda konuşurken “İşte buradan bir kez daha tekrar ediyorum; güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç’i teröristlerden temizliyoruz. Ardından da aşama aşama diğer bölgelerde aynısını yapacağız. Türkiye’nin bu meşru güvenlik adımlarına bakalım kimler destek verecek, kimler köstek olmaya çalışacak, göreceğiz” demişti. Peşi sıra ABD, Rusya, İran, İsveç, Finlandiya gibi ülkelerle ve NATO ile Kürtler üzerinden pazarlıklar yapıldı. Haziran 2022 Madrid NATO Zirvesi’nde de Kürtler üzerinden ABD, İsveç, Finlandiye ve NATO Sekreteri ile pazarlıklar yapıldı.
Erdoğan 4 yıl sonra İran’a yeni resmi ziyaret gerçekleştirecek. 19 Temmuz 2022’de başlayacak ziyarette İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile görüşmesi planlandı.
Ancak Kremlin de sürpriz bir program hazırladı ve Rusya Başkanı Vladimir Putin’in de Tahran’a gideceği açıklandı. Tahran’da ikili görüşmeler ve üçlü görüşmeler yapılacak. Üçlü görüşmenin Astana formatı ve Soçi formatında yapılması bekleniyor.
‘Türkiye’nin olası operasyonu IŞİD’in işine yarar’
ABD’nin resmi ajansı VOA’nın (Amerika’nın Sesi) haberine göre ABD Savunma Bakanlığı’nın Ortadoğu’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Dana Stroul, Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik operasyon hazırlıklarını değerlendirdi.
Dana Stroul ”Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki olası operasyonuna şiddetle karşı çıkıyoruz ve bunu Türkiye’ye açıkça ifade ettik” dedi.
Washington’daki bir forumda konuşan Dana Stroul, IŞİD’in Türkiye’nin bölgedeki operasyonundan faydalanacağını belirtti. Stroul, saldırı olursa DSG’nin “Rusya hatta İran ile işbirliği yapması olasılığını” gündeme getirdi.
VOA haberinde şu ifadeler yer aldı: “Stroul ve diğer Amerikalı yetkililer IŞİD’in ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) denetiminde ülkenin kuzeydoğusundaki derme çatma hapishanelerde tutulan 10 bin savaşçıyı serbest bırakmaya yönelik operasyonlar başlatma niyetinde olduğuna dair istihbaratın arttığını ve bu durumun kaygılarını tetiklediğini bildirdi. Stroul, IŞİD’in, militanlarının tutulduğu bu gözaltı tesislerini örgüte istihdam sağlamak için kaynak olarak gördüğünü belirterek SDG’nin ülkenin kuzeyine kaymasına neden olacak askeri operasyonların ya da kara harekatlarının buna zemin hazırlayacağı uyarısında bulundu. Ocak ayında IŞİD’in 4 bin militanı Haseke’deki El Sina cezaevinden kaçırma girişimi, SDG’nin ayaklanmayı bastırmak için 10 bin askerini kullanmasının ve ABD jetleri ile helikopterleri tarafından desteklenmesinin ardından başarısız olmuştu. Yine de bir düzine kadar deneyimli militanın cezaevinden kaçabilmesi terör örgütüne, özellikle SDG’nin Türkiye’nin operasyonu için birliklerinin yerini değiştirmesi durumunda bu taktiğin sonuç getirebileceği umudunu verdiği sanılıyor. Stroul, ABD’nin Türkiye’nin PKK’nın Suriye ve Irak’taki faaliyetleri konusundaki meşru kaygılarını anladığını, Pentagon’un Türkiye ile bu faaliyetlere karşı mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğini söyledi. Ancak Stroul bir operasyonun ‘fazla ileri gitmek’ olabileceği uyarısında bulundu, ‘Böyle bir operasyon, ABD güçlerini ve küresel koalisyonun IŞİD’e karşı kampanyasını tehlikeye atarak Suriye’ye daha fazla şiddet getirecektir’ dedi.
New US-funded prisons will be "purpose built facilities" to hold #ISIS fighters being detained in NE #Syria, per @DeptofDefense's Stroul
How many will be built, where not yet decided, per Stroul, who adds the facilities will not be to deradicalize #ISIS youth
— Jeff Seldin (@jseldin) July 13, 2022
Timothy Betts’in açıklaması
Haberte göre aynı forumda açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Koordinatör Vekili Timothy Betts de benzer kaygıları aktardı. Betts, Suriye’de askeri faaliyetlerin artmasının yalnızca istikrarsızlığı ve IŞİD’in fırsatlarını arttıracağını söyledi. ABD Uluslararası Kalkınma Dairesi (USAID) de Türkiye’nin müdahalesinin insani krizi derinleştireceği uyarısını yaptı.
Beyaz Saray İç Güvenlik Danışman Yardımcısı Joshua Geltzer ”Kendini yeniden canlandırmaya çalışıyor” dediği IŞİD’in en azından küçük toprak parçalarını kontrol etme çabalarını sürdürdüğünü bildirdi. Geltzer, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta bu yıl 350 saldırıyı üstlendiğini hatırlatarak ayrıca Suriye ve Irak’taki IŞİD liderlerinin dünya genelindeki bağlantıları ve maddi kaynakları üstünde hala etki sahibi olduklarını söyledi.
500 bin göç ve istikrarsızlık
USAID’in Ortadoğu yetkilisi Andrew Plitt de, bölgede yerlerinden olabilecek 500 bin kişi daha olduğunu belirterek Türkiye’nin bu yöndeki faaliyetlerinin “ne kadar istikrarsızlaştırıcı olacağını” anlatmak için diplomatik çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Haberde “VOA’nın eriştiği Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği henüz konuyla ilgili yorum yapmadı. ABD’nin Suriye’de 900 kadar askeri var, bunların çoğu kuzeydoğuda IŞİD hücreleriyle mücadelesinde SDG’ye destek veriyor. Amerika’nın ve diğer Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin istihbarat verileri, IŞİD’in Suriye ve Irak’taki militan sayısının çoğu uzak bölgelerde küçük hücreler halinde faaliyette bulunan 6 bin ile 16 bin kişi arasında olduğunu gösteriyor. ABD, SDG ve Iraklı yetkililer grubun temel lider kadrosunun Salı günü Mahir el Agal’ın öldürüldüğü saldırının da aralarında olduğu üst düzey IŞİD yetkililerini hedef alan saldırılar sonucu zayıfladığı görüşünde.”
39 kişi ABD’ye götürüldü
Haberde ayrıca şunlar kaydedildi: “Amerikalı yetkililer dün IŞİD’le bağlantılı toplam 39 Amerikan vatandaşının Irak ve Suriye’den 2016’dan bu yana geri getirildiklerini söyledi. Bu rakam Adalet Bakanlığı’nın 2020 rakamlarından 12 fazlasına işaret ediyor. Dışişleri Bakanlığı ülkeye geri getirilen 39 vatandaşın 15’inin yetişkin olduğunu, içlerinden 11’inin IŞİD’e verdikleri destekle bağlantılı suçlarla suçlandıklarını ve 24’ünün ise reşit olmadığını belirtti.
Adalet Bakanlığı yetkilileri daha önceki açıklamalarında ülkeye geri getirilen IŞİD bağlantılı iki yetişkin hakkında suçlama yapılmadığını çünkü bu kişilerin aileleri tarafından henüz çocuk yaşta IŞİD’e verildiklerini bildirdi.”
Türkiye’nin hazırlığı ve Astana formatı
AKP-MHP yönetimi, NATO Madrid Zirvesi’ne katılan ülkeler dahil, birçok ülke ile Kürtler üzerinden pazarlıklara 2022de hız verdi. TSK ve fiilen TSK’ye bağlanan Suriye Milli Ordusu; İdlib, Cerabşlus, Azez, El Bab, Efrin, Serekaniye, Gire Spi (Tel Abyad) hattında çok sayıda ortak üs kurdu. Haziran 2022 başından beri yeni operasyon için sınıra yığınak yapıldı, SMO tatbikatlar gerçekleştirdi.
AKP-MHP yönetimi operasyonun diplomatik ayağı için de görüşmelere hız verdi. Bu zeminlerden birisi Astana formatı oldu. Suriye’nin ele alındığı ve iş savaşı uzatıcı rol oynayan 18. Astana toplantısı da Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da 15-16 Haziran 2022’de yapıldı.
Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı Suriye Genel Müdürü Büyükelçi Selçuk Ünal başkanlığındaki heyet temsil etti. Rusya’yı Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, İran’ı Dışişleri Bakanı Siyasi İşler Danışmanı Ali Asgar Hacı başkanlığındaki heyetler temsil etti. Türkiye, Kuzey Suriye’ye operasyon iznini İran’dan alamadı.
Astana sonrası 28 Haziran 2022’de İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan 2 Temmuz 2022’de de Suriye’nin başkenti Şam’a giderek Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile bir görüştü ve Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de askeri operasyon yapmasına karşı olduklarını söyledi
Astana nedir?
Kazakistan’ın başkentinin eski adı Astana idi. Astana’nın adı Mart 2019’da Nur Sultan olarak değiştirildi.
İlk Astana formatlı görüşmeler 23 Ocak 2017’de Rusya ile Türkiye arasında başlatıldı, Türkiye ve Arap ülkeleirnc edesteklenen ÖSO temsilcileri, Şam temsilcileri, Türkiye, Rusya, İran katıldı. Türkiye, Rusya ve İran 4-5 Mayıs 2017’deki 4. Astana Toplantısı yaptı ve İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam’daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 “Gerginliği Azaltma Bölgesi” oluşturuldu.
Temmuz 2017’deki 5. Astana görüşmelerinde Gerginliği Azaltma Bölgelerine ilişkin detayları görüşmek için Ortak Çalışma Grubu oluşturuldu. 8. Astana görüşmeleri 21 Aralık 2017’de Nur Sultan’da yapıldı. “Tutukluların serbest bırakılması”, “Mayınlanmış tarihi alanların temizlenmesi”, “Gerginliği Azaltma Bölgeleri”, “Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenecek Ulusal Diyalog Kongresi’ne hazırlık” gündem başlıklarıydı.
30 Ocak 2018’de Rusya’nın Soçi kentinde Suriyelilerin ve “garantör” ülkeler Türkiye, Rusya ve İran’ın temsilcilerinin katıldığı kongreden Anayasa Komitesi kurma kararı çıktı. Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde dönemin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılımıyla 16 Eylül 2019’da Çankaya Köşkü’nde düzenlenen “Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirvesi”nden onaylanmış Anayasa Komitesi listesinde uzlaşı çıktı.
Mayıs 2018’de yapılan 9. Astana görüşmeleri yapıldı, Cenevre’de BM şemsiyesinde süren, Kuzey-Suriye temsilcilerinin alınmadığı, ÖSO temsilcilerinin ve Suriye yönetimi temsilcilerinin katıldığı Suriye Anayasa çalışmaları ele alındı.
Diğer Astana formatlı görüşmelerde de İdlib, Anayasa, Kürtler ele alındı. HTŞ gibi yapıların İdlib’den çıkarılması, kentin ağır silahlardan arındırılması yönlü imzalar atıldı, ancak Türkiye uymadı. Türkiye’nin İdlib, Kuzey-Doğu Suriye’deki SMO güçlerini Libya’ya, Dağlık Karabağ’a, Irak’a da taşıdığı sık sık basında yer aldı ve tartışma konusu oldu.
Hatay sınırında TSK-SMO ve HTŞ kontrolündeki İdlib’de, yine TSK kontrolündeki Efrin’de (Afrin) IŞİD liderleri ABD operasyonu ile öldürüldü.
IŞİD’in halifelik ilan eden, Musul ve Şangal’de soykırım yaptıran Lideri Ebubekir el Bağdadi, 26 Ekim 2019’da Hatay sınırına yakın Barişa (Barisha) bölgesinde ABD tarafından düzenlenen operasyonda öldürüldü.
IŞİD’in yeni lideri olduğu kaydedilen, Musul ve çevresini işgalinde, Rojava’daki bası saldırılarda rol Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi de 3 Şubat 2022’de Hatay-İdlip sınırındaki Atme bölgesinde öldürüldü.
ABD, 27 Haziran 2022’de Suriye’nin İdlib ilinde El Kaide bağlantılı Hurras al-Din’in üst düzey lideri dediği Ebu Hamza el Yemeni’yi SİHA saldırısı ile öldürdüğünü açıkladı.
ABD, 12 Temmuz 2022’de Efrin’de (Afrin) Cinderes yakınlarında düzenledikleri hava saldırısında IŞİD’in üst düzey yetkililerinden Maher al-Agal’ı (Maher Al-Akkal) öldürdüklerini duyurdu.
IŞİD liderlerinin nasıl TSK kontrolündeki yerlerde yaşadığı tartışma konusu oldu.