Ne yazık ki hayatımız, ehven ve şer arasında sallanıp duran bir sarkaç hareketi üzerinde ilerliyor. Her seferinde birbirimize ya da kendimize, ‘ehven’ olanın ‘şer’ kısımlarını, bir daha bir daha hatırlatıp, fakat ardından ‘şer’in şirretini bir daha tekrarlayıp, kendi yuvamıza, ‘ehven’e sığınıp, yenisini bekliyoruz.
Ve yani ABD’de seçimini Joe Biden kazandı…
Burada esas önemli olan, Joe Biden’nın kazanması değil, Donald Trump’ın, kıl payı da olsa seçimi kaybetmesi. Çünkü Trump tam bir simge. Zengin ve şımarık olanın, düşüncesiz, nobran, sorumsuz olanın bir simgesi. Aşırı cahil olmanın verdiği cesaret ile aşırı muktedir olmanın sağladığı kuvvetin, ortaya karışık hali. Bu sinir bozucu davranış, o kadar inandırıcı ki kendisi bile buna, tereddütsüz bir şekilde inandığından, Beyaz Saraydan taşınmak için çantasını hala toplamıyor. Çünkü Trump, her an birisinin yanına gelip, kazandığını söylemesini bekliyor ve işin garibi bunu ona söyleyecek olanın ya da söylenmesinin de onun için önemi olmaması.
O zaten hep kazandığını düşünüyor.
İşte sadece bunlar yüzünden bile Trump’ın kaybetmesi güzel. Bir dizi filmde en sevmediğiniz karakterin dayak yemesi tadı alıyorsunuz. Zaten olacağını bildiğiniz ve defalarca seyrettiğiniz halde, böyle bir karakterin sopalanmasından keyif duymanız gibi bir şey.
Her şeyi herkes biliyor aslında. Yani o karakter zaten bu sevilmeyesi halleriyle, hiçbir şeyi beceremeyenlerin başkanı olmuş ve aynı cehaletin evrensel halinin, kıtır muktedir köşesi. Mesela Covid’e karşı, vücuda dezenfektan enjekte edilmesini önerebildiğinden, bütün ABD seçmenlerinin neredeyse yarısına yakınının oyunu alabilmiş durumda. Muhtemel hiç kimse Covid’e karşı dezenfektanı kendine enjekteye girişmemiştir ama milyonlarca oy, bunu önerebilene rahat rahat ve hatta tutkulu bir şekilde verildi bile.
Hatta tabii ki Trump kendisi Covid olduğunda da dezenfektan enjekte ettirmedi kendine ve ona oy atan milyonlarca seçmen de kullanmadığını biliyor ama esas mesele bu zaten. Bu kadar saçma ve manasız bir şeyi önerebilme gücüne aşık herkes. Yani Roma imparatorunun kendi atını ‘yurttaş’ ilan etmesi gibi bir güç gösterisine dönüşüyor her şey.
Misafir odasında herkesin içinde yellenebilme özgüveni bu.
Size son bir ‘ehven’i hali anlattım. Şimdi hep beraber sevinelim bu seçimin sonucuna…
Ve karşınızda yeni ehvenimiz, güle güle kullanınız….