Dünyanın en çok sera gazı üreten ikinci ülkesi olan ABD, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında sera gazı salınımını azaltmayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması’ndan resmi olarak çıktı
‘Küresel çabalarda büyük boşluk oluşacak’
ABD’deki sera gazı salınımını 2005’teki verilere göre 2025 yılında yüzde 26 oranında düşürmeyi ön gören anlaşmadan ABD’nin çekilmesiyle ilgili BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Genel Sekreteri Patricia Espinosa, “Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmasına yönelik küresel çabalarda büyük boşluk yaratacak” ifadelerini kullandı. Afrika Müzakere Grubu Başkanı Tanguy Gahouma-Bekale ise, “İklim değişikliğiyle kolektif küresel mücadele açısından kaybedilen bir fırsat” dedi.
Anlaşma imzalandığı dönem Başkan Yardımcısı olan Joe Biden, 3 Kasım’daki seçimlerde başkan seçilmesi halinde Paris İklim Anlaşması’ndan çıkmayacağını belirtmiş, 2 trilyon dolarlık ekonomiyi dönüştürme planı ile birlikte 2050 yılında sıfır emisyonun sağlanmasını vaat etmişti. Seçimi Trump’ın kazanması halinde 2035 yılındaki emisyon miktarının 2019’daki göre yüzde 35 artacağı belirtiliyor.
Paris Anlaşması nedir?
Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde sera gazları salınımını azaltmaya yönelik önlemleri içeren bir anlaşmadır. Anlaşma 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmıştır ve yeterli sayıda üye ülkenin imzalamasının ardından 4 Kasım 2016 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Anlaşma 195 üye ülke tarafından imzalanması bakımından, dünya tarihinde iklim değişikliği ile ilgili en geniş kabul görmüş anlaşma olma özelliğine sahiptir.
Anlaşma ile devletler aşağıdaki amaçlarda hem fikir olmuşlardır:
• Uzun dönemde, küresel sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında kalmasının sağlanması
• Sera gazı salınımının küresel seviyede azalma eğilimine geçirilmesi
• Anlaşma yürürlüğe girdikten itibaren bilimin elverdiği her türlü olanak kullanılarak sera gazı salınımını azaltacak her türlü önlemin en kısa sürede devreye alınması
DIŞ HABERLER