Doğal güzellikleriyle meşhur Dersim’de ardı ardına barajlar ve HES’ler yapıldı. Son olarak ise Munzur Dağları’nın tamamı maden sahası ilan edildi. Tahribatları derleyen Ekolojist Çetinkaya, Dersim’in yaşanılmaz hale geleceğini, 30 köy ve mezranın da haritadan silineceğini kaydetti
Doğal güzelliğiyle bilinen Dersim’de ardı ardına barajlar ve HES’ler yapıldı, zengin bitki florasının bulunduğu dağları ise maden ocaklarına açıldı. Tahribatları derleyen ekolojist Haydar Çetinkaya, Dersim’in yaşanılmaz hale geleceğini, 30 köy ve mezranın da haritadan silineceğini kaydetti.
Dersim’de Munzur Dağları’nın tamamının maden sahası ilan edilmesi, Çanakkale’de ise Kaz Dağları’nın yok edilmesine karşı tepkiler sürüyor. Son dönemlerde özelikle doğayı hedef alan projelerin hızla hayata geçirilmesi dikkat çekerken, ekolojist Haydar Çetinkaya, Türkiye’de sadece son 10 yılda yaratılan doğa tahribatının karnesini derledi.
‘En büyük kültürel yıkım Hasankeyf’
Çetinkaya, doğa talanına karşı hukuksal kazanımların çoğunun ayaklar altında ezilerek, yargı kararlarının hiçe sayıldığını vurguladı. Çetinkaya, “En büyük kültürel yıkım projesi Hasankeyf, Peri, Munzur vadisi projeleri, Küre Dağları talanı, termik santral projeleri, Sinop-Akkuyu ve İğneada nükleer santral projeleri, çevre yolları, Bergama, Karadeniz yeşil yol, İstanbul 3. Yol ve orman kıyımı, Artvin Yusufeli baraj projesi, Allianoi antik yerleşimini yok eden Yusufeli barajı ve daha niceleri örnek verilebilir” dedi.
Dersim’de hayata geçirilen projeler
Son 10 yılda en çok tahrip edilen alanlardan birinin Dersim coğrafyası olduğunu dile getiren Çetinkaya, bu süre zarfında hayata geçirilen projeleri ise şöyle aktardı: “Dersim sınırları dâhilinde 6 adet baraj ve HES projesi tamamlanarak enerji üretimine geçmiştir. Dersim’in doğal sınırlarını oluşturan Karasu ve Peri Çayları üzerinde yapılan projelerle Dersim’in etrafı göllerle çevrilmiştir. Aynı şekilde Ovacık Mercan Şahverdi-Işıkvuran bölgesinden başlayıp, Pülümür Hel Dağları ve Bağır Dağı eteklerine kadar uzanan (Eskigedik-Karagöz-Hasangazi-Kırklar) boyunca da kontrolsüz ve denetimsiz onlarca alanda krom madeni çıkarılmıştır.”
Kum ve mermer ocakları dehşet saçıyor
Çetinkaya, Dersim’de yerli şirketler tarafından açılmış olan onlarca kum ocağı nedeniyle akarsu yataklarına ciddi zarar verdiğini kaydederek, Pınarlar Vazgirt bölgesinde Elemar madencilik tarafından açılan ve işletilen mermer ocağının yarattığı tahribatın da dehşet boyutunda olduğunu kaydetti.
5 ayrı sahada ruhsat verilen bölgeler
Çetinkaya, bu şirketin Dersim’de yürüteceği projeler hakkında ise şu bilgileri verdi:
* Ovacık Topuzlu köyü. Ruhsatlandırılan alanın büyüklüğü 7024,46 hektar yani 70 bin 240 dönüm. Çıkarılması planlanan madenler: Altın ve Bakır. Haritadan silinecek alanlar: Cevizlidere, Karataş ve Söğütlü köyleri
* Ovacık Karayonca Köyü. Ruhsatlandırılan alanın büyüklüğü 11.625,72 hektar yani 116 bin 250 dönüm. Çıkarılması planlanan madenler: Altın ve Bakır. Haritadan silinecek alanlar: Aşlıca, Sarısaltık, Kurukaymak, Yüceldi, Buzlutepe ve Uzundal Köyleri
* Ovacık Karaoğlan Köyü. Ruhsatlandırılan alanın büyüklüğü 1071,88 hektar yani 10 bin 710 dönüm Çıkarılması planlanan madenler: Bakır, Kurşun ve Çinko Madeni. Haritadan silinecek alanlar: Doludibek ve Aktaş köyleri.
* Ovacık Topuzlu Köyü. Ruhsatlandırılan alanın büyüklüğü 6521,51 hektar yani 65 bin 210 dönüm. Çıkarılması planlanan madenler: Bakır. Haritadan silinecek alanlar: Halitpınar, Karataş, Kozluca ve Bilgeç köyleri.
* Dersim Geyiksuyu köyü. Ruhsatlandırılan alanın büyüklüğü 17.107,30 hektar yani 171 bin 070 dönüm. Çıkarılması planlanan madenler: Bakır ve Gümüş Madeni. Haritadan silinecek alanlar: Geyiksuyu, Atadoğdu, Taşıtlı, Uzundal, Karaoğlan, Aşlıca, Garipuşağı, Aktaş, Elgazi ve Aktaş köyleri.
Pertek’de değerli maden ruhsatı alındı
Dersim’de büyük ölçekli maden arama çalışması yürüten şirketlerden birinin de Pertek bölgesinde değerli madenler için ruhsat alan Kanada Toronto merkezli TIGRIS EURASİA adlı madencilik şirketi olduğunu dile getiren Çetinkaya, Pertek projelerinin Amerika merkezli Ravello Investment Group Limited Şirketi tarafından yürütüldüğünü söyledi. Çetinkaya, Pertek ilçesi aşağı Kolonkaya köyü bölgesinde yıllardan beri yapılan çalışmalar neticesinde bölgede krom madeni rezervlerine ulaşıldığını, bu amaçla 1960 hektarlık bir sahada işletme ruhsatı alındığını kaydetti.
Bakır-gümüş maden için sondajlama
Çetinkaya, ruhsatlandırılan bir diğer bölgenin de Pertek Tozkoparan projesi olduğunu, alanın büyüklüğünün ise 1982 hektar olduğunu kaydederek, “Pertek ilçesi Yeniköy-Akbayır köyleri (Cankurtaran) bölgesinden yer alan tepelerden başlayacak olan proje sınırlarının Tozkoparan köyü hudutlarının da bir kısmını içine alarak Çevirme ve Günboğazı sınırlarına kadar uzanacaktır. Şirketin yine bu sahada bakır, gümüş gibi önemli maddenler peşinde olduğu ve sondajlama çalışmaları yürüteceği bilinmektedir” ifadelerine yer verdi.
Munzur dağları peşkeş çekiliyor
Munzur Dağlarının Erzincan iline bakan tarafında da çok sayıda madencilik faaliyeti yürütüldüğünü yineleyen Çetinkaya, “Bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz İliç ilçesinde faaliyet gösteren Çöpler altın madenidir. On yıldan fazladır altın çıkarılan bu bölgede şimdiden yüzlerce hektar alan yerle bir edilmiştir. Erzincan İliç de karşımıza çıkan şirket ise yine ABD’li Alacer Gold ile Türk şirket Lidya madenciliğin ortak ürünü olan Anagold madencilik şirketidir” dedi.
‘Dersim zehirlenecek’
Çetinkaya, çoğu projenin Tunçpınar madencilik olmak üzere ruhsatların alındığı alanların Ovacık, Hozat, Çemişgezek ve Dersim merkez sınırları arasında yer aldığını, bunun da 44 bin hektarlık devasa bir alandan oluştuğunu kaydederek, “Madenlere ulaşmak ve ayrıştırmak için kullanılacak siyanür başta olmak üzere her türlü ayrıştırıcı kimyasallar toprağımızı, suyumuzu, havamızı, bitkilerimizi, canlılarımızı ve bizi zehirleyecektir” uyarısında bulundu.
30 köy ve mezra haritadan silinecek
Çetinkaya, maden sahalarından etkilenen 30’u aşkın köy ve mezranın tamamen haritadan silineceğini belirterek, bunların Cevizlidere, Karataş, Söğütlü, Aşlıca, Sarısaltuk, Kurukaymak, Yücelli, Buzlupınar, Uzundal, Doludibek, Aktaş, Dibek, Elgazi ve Garipuşak köyleri ve bağlı mezraları olduğunu söyledi.
‘Hep birlikte karşı çıkalım’
Çetinkaya, maden sahalarının yaratacağı tahribatlardan yalnızca insanlar, doğal yaşam ve doğanın etkilenmeyeceğini yineleyerek, “Aynı zamanda inanç merkezlerimiz de etkilenmiş olacak. Bir kere Munzur Dağlarının kendisi bizim için başlı başına kutsal bir mekandır. O nedenle projelerin yürütüldüğü her yer kutsalımızdır. Bölgeyi madenler yoluyla yerle bir etmek istiyorlar. Türkiye’nin 2’nci temiz hava sahasına sahibiz. Bu projelerin hayata geçirilmesi halinde Dersim yaşanılamaz bir hale gelecek. Sermayelerine sermaye katıyorlar. Bölgemiz rantın kurbanı oluyor. Doğamızı korumaya devam edeceğiz. Hep birlikte bu projeler karşı durmak gerekir” dedi.
MA / Semra Turan