İHD’li avukatlar Osmaniye Cezaevi’nde tutuklularla görüştü. Tutukluların yoğun şekilde hak ihlaline maruz kaldığını belirten avukatlar tüm siyasi partileri ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nu göreve çağırdı.
Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutukluların her geçen gün artarak devam eden hak ihlallerine maruz kaldığı bildirildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, 6 Ağustos’ta tutuklularla görüşüp maruz kaldıkları hak ihlallerini kamuoyuyla paylaştı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’in haberinde yer alan bilgilere göre İHD Merkezi Cezaevi İzleme Komisyonu Sözcüsü ve İHD Adana Şube Başkanı Avukat İlhan Öngör, tutukluların ve yakınlarının kendilerine yoğun başvuruları neticesinde İHD’li avukatların 6 Ağustos’ta Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne giderek tutuklularla görüştüğüne yer verdi. Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nin kurulduğu ilk günden bu yana hak ihlallerinin yoğun yaşandığı bir cezaevi olduğuna işaret eden Öngör, tüm çabalarına rağmen sorunların çözülemediğini aktardı. Tutukluların yasal haklarını kullanamadığını, ayakta sayım dayatmasına maruz kaldıkları, kitap, mektup ve gazetelerin verilmediğini ve hasta tutukluların tedavilerinin engellendiğinin taraflarına aktarıldığını dile getiren Öngör, bu uygulamaların idarenin keyfi tutumundan ötürü yaşandığına dikkat çekti.
‘Meclis incelemede bulunmalı’
Tutukluların hak talebinde bulunmalarına karşının cezaevinin idaresinin disiplin cezaları ve infaz yakmalarla cevap verdiğine değinen Öngör, cezaevinde gergin bir ortamın mevcut olduğuna işaret ederek, “Bu durumun cezaevinin ideolojik yaklaşımlarından kaynaklandığını düşünüyoruz. Bu keyfi uygulamalar sürekli devam etmektedir ve mahpuslara tanınan bu yasal hakların hiç biri verilmemektedir. Mahpuslar adeta cezaevinde ceza içinde ceza yaşamaktadır” dedi. Hak ihlallerine karşı Meclis’te bulunan tüm siyasi partileri göreve çağıran Öngör, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun bir heyet oluşturup cezaevine gitmesini isteyerek, “Sorunların yerinde tespit edilerek raporlaştırlması önemlidir. Sorunun çözümü noktasında aktif ve etkin bir soruşturma talep ediyoruz” diye çağrıda bulundu.
‘Hastaneye sevkler yapılmıyor’
İHD ile görüşen tutuklular ihlalleri şöyle anlattı: “Yasal olarak hakkımız olmasına rağmen koğuş değişikliği taleplerimiz hiç bir şekilde kabul görmüyor. Oysa aynı suç tipinden yatmakta olan mahpusların bir arada kalmasına ve oda değiştirmesine engel çıkartılmaması gerekir. Mahpusların hastaneye sevki önünde türlü zorluklar çıkartılıyor. Cezaevi doktoru olarak görev yapan doktor, siyasi suçlardan yatmakta olan mahpuslara karşı ideolojik, ırkçı yaklaşımlar sergilemektedir. Doktor tedaviye yönelik hiç bir işlem yapmamaktadır. Çoğunlukla rahatsızlıklarla ilgisi olmayan ilaçlar yazmaktadır. Ağrı kesicilerle tedavi dışında bir işlem yapmamaktadır. Doktor hasta mahpusların hastaneye sevkinde de zorluklar yaşatmaktadır.
Kur’an-ı Kerim bile inceleniyor
Kitap ve yayınların cezaevine girişine keyfi engeller çıkartılmaktadır. Selahattin Dermirtaş’ın kitabı Seher’in cezaevi güvenliği için tehlike arz ettiği gerekçesi ile mahpuslara verilmesi engellenmiştir. Bir ay boyunca Yeni Yaşam gazetesinin parasını vermiş olmamıza rağmen gazetemiz bize verilmedi. Keyfi bir şekilde bu gazetenin bize verilmesi engellenmektedir. Kuran-ı Kerim o dahi kitap okuma komisyonunun incelemesinin ardından bir ay sonra bize verildi.
Mektup ve radyolara el konuluyor
Yakın zamana kadar cezaevi berberi koğuş içinde bizleri tıraş ediyordu. Bir süredir koridorda tıraş olun sonrada bütün koridoru temizleyin şeklinde dayatmalar olmaktadır. Akşam 18.30’da kapatılan havalandırmalar bir süredir 17.00’de kapatılmaktadır. Cezaevi kantininden aldığımız tıraş makinelerinin uçlarına da el konuldu. Kantinden almış olduğumuz radyolara da idare tarafından el konuldu. Keyfi bir şekilde disiplin cezaları verilmektedir. Ayakta sayım konusunda bir dayatma yaşanıyor. Bu konuda da daha önceden de kabul etmeyen mahpuslar darp edilmişti. Hakaret ve şiddete maruz kalıyoruz. Leyla Güven ve Selahattin Demirtaş’tan gelen mektuplara el konuldu. Leyla Güven’in mahpuslardan Hasan Alan’a gönderdiği mektubuna el konuldu. Ardından Hasan Alan Maraş Türkoğlu T Tipi Cezaevine sevk edildi.”