Hakkari başta olmak üzere sınır kentlerinde yıl içerisinde birçok kişi Türk ve İran askerleri tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Son bir hafta içerisinde Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde sınır ticareti yapan Haşem Tilaver, İran İslam Cumhuriyet askerlerince, Hakkari’nin Derecik ilçesine bağlı Çemekurk köyünde de Vedat Ekinci, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Sınırda yaşanan ölümleri değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Sait Dede, devlet politikası gereği yaşanan her ölümün üstünün örtüldüğünü bu nedenle de ölümlerin ardı arkasının kesilmediğini söyledi.
Sınır hattındaki tüm yerleşim yerlerinin sınırın diğer tarafında yaşayanlarla akrabalık bağı olduğuna işaret eden Dede, insanların bu sınırları “suni sınırlar” olarak gördüğünü hatırlattı. Devlet eliyle sınırda çok acı olayların yaşandığına tanıklık ettiklerini belirten Dede, “Derecik’te yaşanan son olay bu devlet politikasını en iyi anlatan olaydır. Derecik’te her köy neredeyse Irak Federal Kürdistan Bölgesi’nde yaşayan insanlarla akraba ve hısım. Aynı zamanda ticari ilişki içerisindeler. Hatta bazı ailelerin çocuklarının bir bölümü o tarafta bir kısmı da bu taraftadır” dedi.
‘Münferit değil’
Özellikle son 4 yılda devletin bölge insanına karşı savaş güden bir politika yürüttüğünü vurgulayan Dede, “Son dört yıldır devletin bölgedeki politikası Kürdistan’ı boşaltma, yok etme, tekrar sömürge haline getirme ve Kürtleri yok saymadır. Buradaki mesele bir örgütle savaşma ya da çatışma değildir. Biz bunu Rojava’da da gördük, biz bunu güneyde de kuzeyde de görüyoruz. Devlet yapabileceği her yöntemle Kürtlerin üzerine geldi ve gelmeye devam ediyor. Bunu siyasal, sosyal ve ekonomik anlamda da yapıyor. Sınır bölgelerinde bunu en çok ekonomik anlamda yaptı. Yaylalar, köyler yasaklandı, bu da yetmedi bütün tepelere karakollar yaptı. Dolayısıyla burada yaşayan insanlar adım atamaz hale geldi. İnsanlar artık ekonomik geçim için hiçbir yol bulamıyor ve sınır ticareti yapıyor. Sınır ticareti yapanlara yönelik de öldürme politikası güdülüyor. Aslında sınırda uygulanan bir devlet politikası ve siyasi bir karardır. Yaşananları kesinlikle münferit bir olay olarak algılayamayız” değerlendirmesi yaptı.
‘Artık kılıf da bulamıyorlar’
Vedat Ekinci’nin gündüz ortasında, sivil oldukları bilinmesine rağmen askerlerce vurulduğuna işaret eden Dede, Hakkari Valisi İdris Akbıyık’ın cinayeti “coğrafi kader” olarak tanımlamasına tepki gösterdi. Dede, şöyle devam etti: “Bu açıklama skandaldır. Hatta vali ‘kurşun sekmesi’ diyor. Nereden sekti de kardeşimizin sırtından girip göğsünden çıktı. Bari bir kılıf bulun. Ama kılıf da bulamıyorlar. Biz bunu Roboski’den, 33 kurşundan, Yüksekova’da öldürülen Sertip Şen’den biliyoruz. Eğer bu devlet Roboski’nin hesabını sorsaydı Yüksekova’daki çoban ölmezdi. Yüksekova’nın hesabını sorsaydı Vedat Ekinci bugün yaşıyor olacaktı. Devlet aslında bu güvenlik gücüne; ‘Kürdü öldürebilirsin’ diyor. Nedense bu kurşun sekmeleri bu kazalar hep Kürdistan’da oluyor.”
HAKKARİ/MA