Diyarbakır’da bir araya gelen Kürt partileri ‘Savaş ve işgallerin çözüm getirmediği, getirmeyeceğinden hareketle meseleleri Kürdistanlı muhataplarla barışçıl, demokratik zeminde diyalog ile çözmeye çağırıyoruz’ dedi.
Ortak açıklamayla Türkiye’ye “İşgale son verin” çağrısı yapan Kürt partileri, “Savaş ve işgallerin çözüm getirmediği, getirmeyeceğinden hareketle meseleleri Kürdistanlı muhataplarla barışçıl, demokratik zeminde diyalog ile çözmeye çağırıyoruz” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürt Demokratlar Platformu (KDP), Partîya Azadî, Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP), TSK’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik “Pençe” operasyonları ve Kuzey Suriye’ye yönelik operasyon hazırlıklarına ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan açıklamaya, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDP milletvekilleri ve Kürt partilerinin temsilcileri katıldı.
Açıklamanın Türkçesi DTK Eşbaşkanlık Divanı üyesi ve HDP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, Kürtçesi ise PDK-T üyesi Ozan Kardaş tarafından okundu.
‘Kürt Sorunu güvenlik siyasetiyle çözülemez’
Türkiye’nin “güvenlik” gerekçesiyle sınır ötesi operasyonlar düzenlediği belirtilen açıklamada, “Türkiye ve İran’ın; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile Kuzey Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KSDÖY) egemenlik alanlarında işgalleri genişliyor-derinleşiyor. Özellikle Türk Ordusunun 1980’lerden bu yana sürekli, ‘güvenlik nedeni ile’ yaptığı sınır ötesi harekâtların güvenlikle ilgilisi olmadığı gibi Kürt sorununu da ağırlaştırmıştır. Kürt sorunu Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana güvenlik siyasetiyle çözülmedi, çözülmez” denildi.
Operasyonların Kürtlerin statülerine yönelik olduğu kaydedilen açıklamada, “Türk Ordusu; uzun zamandır Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi egemenliği altındaki bölgelerde haksız-hukuksuz ve uluslararası hukuku da çiğneyerek askeri harekâtı sürekliliğe dönüştürmüştür. Türkiye ve İran’ın Kürdistan’ın Güney ve Batısına yaptığı askeri harekatların tek nedeni Kürtlerin devlet olma korkusudur. Oysa Kürtlerinde diğer milletler gibi talep ettiği bir siyasal statüye sahip olma hakkı vardır” ifadelerine yer verildi.
‘Türkiye kalıcı işgal hesapları yapıyor’
Türkiye’nin askeri operasyonlarının “işgal” olarak değerlendirildiği açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Açıktır ki Türkiye’nin derdi ‘sınır güvenliği’ ya da ‘Güvenli bölge’ değil. Derdi sınır güvenliği olsa ‘sınırda ortak devriye’ önerisine ‘evet’ derdi. Kaldı ki Türkiye’nin sınır güvenliği üyesi olduğu NATO’nun güvencesi altındadır, yani öyle bir sorunu yoktur. Türkiye, Efrin-Qamışlo-Şengal hattında kalıcı işgal hesapları yapıyor. Yapılanlar ‘askeri operasyon’ değil işgaldir. Planlanma, sınırda ve sınır ötesi askeri yığınak, kurduğu karakollar ve Efrin-Şehba-Hakurk pratiği kalıcı işgalin ilk ciddi işaretleri. İran’da, Türkiye benzeri bir işgal pratiğini IKBY ile KSDÖY’nin egemenlik alanlarında yayarak sürdürüyor. Hakeza, BM Yüksek Mülteciler Komisyonu (UNHCR) gözetiminde olan Mahmur Kampı çevresinde de kamp sakinleri yoğun baskı ve gözlem altındadır.”
Kürt partilerinden çağrı ve öneriler
Ortak açıklama yapan partiler, Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik devam eden operasyonlar ve Kuzey Suriye’ye yönelik müdahale tehditlerine ilişkin şu çağrı ve önerileri sıraladı:
“* Türkiye ve İran’ın, IKBY ve KSDÖY egemenlik alanlarında giriştikleri işgalleri kınıyoruz. Bu işgallere son vererek askeri güçleri çekilmelidir. Savaş ve işgallerin çözüm getirmediği, getirmeyeceğinden hareketle meseleleri Kürdistanlı muhataplarla barışçıl, demokratik zeminde diyalog ile çözmeye çağırıyoruz. Denenmiş ve çözümsüzlük getirmiş yol ve yöntemlerden vazgeçilmeli. Ayrıca Kürdistanlı tüm güçleri; duyarlılıkla IKBY’nin egemenlik haklarının, yurttaşlarının, topraklarının güvenliğinin sağlanmasında ve yasalarının uygulanmasında destek olmaya çağırıyoruz.
* Başta BM, NATO, Avrupa Konseyi, AB Komisyonu ve uluslararası kurumları; IKBY ve KSDÖY’nin egemenlik alanlarına yönelik silahlı müdahale ve işgallere yönelenleri uyarmasını ve sorunların yalnız siyasal, demokratik, barışçıl yollar ile çözümünün olanaklı olduğunu belirterek çözüme katkı sunmaya çağırıyoruz.
* Türkiye, İran ve bölge halklarını, demokrat, duyarlı kamuoyunu, kendi ülkelerinin bu işgal hareketlerine karşı ‘savaşa, işgale hayır’ diyerek tutum almaya çağırıyoruz!
* Halkımızı, siyaset kadrosunu; Kürdistan parçalarındaki kazanımlarını koruyup büyütmede, engelleri aşmada partilerin değil Kürdistan halkının çıkarlarını esas alarak sahiplenmeye çağırıyoruz. Kürdistan gözlüğüyle parçalardaki kazanımları sahiplenmezsek herkes kaybedecek. Gün kazanımlara Kürdistan gözlüğüyle bakıp sahiplenme günü! Gün her parçadaki kazanımı ‘bizimdir’ diyerek ortak sahip çıkma zamanı.
* Kürt medyasını bu hassas dönemde; parti ve kurumlarımız arasındaki kimi meselelere ‘benzin döküp alevlendiren’ dil ve üsluptan kaçınmaya; ‘Ya Güvenli Bölge ya baştanbaşa ateşe verelim’ türünden Moğol istila ve yıkımını bize hatırlatılıp dayatıldığı günümüzde; siyaset kadrosu ve medyasıyla herkesi Kürdistan ufkuyla kazanımları sahiplenerek sorunları küçülten bir pratik geliştirmeye çağırıyoruz.
* Kürdistan Parlamentosunun; Şengal Ezîdî Soykırımının 5’inci yıldönümü olan 3. Ağustos 2019’daki birleşiminde, oybirliği ile bu günü Ezîdî Soykırım Günü ilan etmesini anlamlı buluyor ve selamlıyoruz.”