Aziz Oruç/Süleymaniye
IŞİD’in 3 Ağustos 2014’te saldırdığı Şengal’de Ezidi halkı için 73. ferman yaşandı. IŞİD, 3 Ağustos’ta Şengal kent merkezine girince, 11 yıl boyunca alanın güvenliğini sağlayan KDP peşmerge güçlerinin geri çekilmesiyle savunmasız kalan Ezidi halkının soykırım ve katliamlarla dolu tarihlerine kara bir sayfa daha eklendi. IŞİD’in 15 ay boyunca işgal altında tuttuğu, büyük bir katliam yaptığı Şengal,13 Kasım 2015’te YBŞ, YPJ-Şengal, HPG, YJA-STAR ve peşmerge güçleri tarafından özgürleştirildi. IŞİD saldırıları, katliam, göç ve yollarına düşen yüzbinlerin trajedisini dünyaya an be an duyuran ve kendisi de yürüyerek Şengal Dağı’na sığınanlara eşlik eden Gazeteci Hayri Kızıler, yaşadıklarını, tanıklığını gazetemiz Yeni Yaşam’a anlattı.
Şengal’den biraz bahseder misiniz?
Şengal, Musul’un 2 saat batısında yine Musul-Şengal yolu üzerindeki Tel-Afer’in arabayla 45 dakika uzağında, Duhok’un güneyinde, Suriye’nin kuzeybatısından sınır Irak’ın Ninova vilayetinin Musul’a bağlı bir ilçesi. İlçe deyip geçmeyelim köyleri ve kasabaları ile birlikte beş yüz bin nüfusa sahip bir yerleşim alanı. Şehir merkezi hariç tüm köy ve kasabaların tamamı Ezidilerden oluşan bir yerleşim alanı. Şehir merkezinin nüfusu kırk bin; bu kırk binin yirmi bini Sünni Kürtler, Şii Kürtler, Sünni, Şii Arablar, Sünni ve Şii Türkmenlerden oluşuyor. Nüfusu şehir merkezine yaklaşan köy ve kasabaların tamamı Ezidi.
IŞİD’in saldırısı öncesi pek kimse bilmiyordu Şengal’i. Siyasi ve askeri olarak da çok önemli bir noktada addedilmiyordu. Şengal niye hedef oldu?
Evet Şengal halklar, dünya kamuoyu açısından fazla bilinen bir yer değildi. Ama bölgesel ve küresel hegemonik hesaplar peşinde koşan devletlerin, güçlerin bilmedikleri, üzerine hesap yapmadıkları yer de değildi. Bugün bunu rahatlıkla değerlendirebiliriz. Şengal neden hedef oldu sorusuna verilecek karşılığı bulabilmek için Şengal neden savunulmadı sorusunun karşılıklarını bulmak gerekir diye düşünüyorum.
Siz nasıl saldırı olduğunu öğrendiniz?
Şengal’deydim. Her Kürt gazetecinin yapmak istediği Ezidiler üzerine araştırma yapmak, Ezidi kültürünü tanımak üzere Şengal’de bulunuyordum. Çıra TV’ye de programlar yapıyordum. Anlayacağınız oradaydım. Fermanın hem öncesinin hem de sonrasının tanığıyım.
Musul-Telafer düştükten sonra sıranın Şengal’e geldiği konuşuluyor muydu?
İnsanlar endişeliydi, endişelerini de yerel yönetime -KDP yetkililerine- bildiriyorlardı. Çok da bir hazırlık yoktu. Hatta hiçbir hazırlık yoktu. Yönetim halka, yardım, takviye istediklerini söylüyordu. Tabii işin aslı böyle bir takviyenin ve yardımın olmadığı görüldü.
Kameranızla, fotoğraf makinenizle çok şeye tanıklık ettiniz; bize biraz o anlardan bahsedebilir misiniz?
Ferman öncesi de çekimlerim var. Örneğin Musul düştükten sonra Irak ordusu, bir gece birkaç saatte Şengal’den geri çekildi. Aslında birçok yerden çekilmişti. Ortada kalan askerler, memleketlerine dönenlerden bazıları yollarda katledildi. Şengal’li askerler de böyle bir durumla karşı karşıya kaldılar. Şengal’e dönerken hemen hepsi yollarda katledildi. Şengal’e yakın yerlerde katledilenlerin cenazeleri aileleri tarafından güç de olsa Şengal’e getirildi. Şengal Hastanesi’nde olayı takip ediyordum. Tabii KDP çalışmama engel olmaya çalışıyordu. Çok kez sorun da çıkardı. Cenazeleri gördüğüm zaman o duyduğumuz IŞİD vahşetini gözlerimle görmüş oldum. Kokudan yanaşmakta zorlandığım cenazelerin fotoğraflarını ağzımı burnumu kapatarak, tuttuğum gözyaşlarımla belgeledim. Halk da bu durumu görüyor ve endişeler bir kat daha artıyordu. Sonrasında Tel Afer’den Şengal’e göç eden Şii Türkmen ve Şii Araplar da durumun vahametini ortaya koyuyorlardı.
Şengal’e saldırılar ve Şengal’i kuşatma da başlamıştı. Ferman öncesi yedi ayrı yerde, Şengal’in ayrı ayrı dört tarafındaki köylere saldırılar oldu. Etrafınız sarıldı dercesineydi bu saldırılar. KDP’nin verdiği cevap uzaktan birkaç doçka atışıydı. Açık tek bir kapı kalmıştı o da KDP denetimindeki Rabia Kapısı’ydı. Burası hem Rojava’ya (Til-Koçer) hem de Duhok-Zaxo’ya açılan kapıydı. Şengal’i terk etmek isteyenlere bu kapıdan KDP izin vermiyordu. Hele hele aile geçişine hiç izin verilmiyordu. Artık Şengal’e erzak da gelmiyordu, gıda maddeleri olmadığı gibi benzin de kesilmişti. Ama KDP hala bir şey olmaz, takviye istedik, siz rahat olun diyordu. Durum bundan ibaretti. Halkın yapabileceği çok da bir şey yoktu.
TV’lere bağlandınız Ferman’ı duyurdunuz. Sizce o dönem yaşananlar gerçekten görüldü mü, duyuldu mu?
Tarihte ilk kez Ezidilere uygulanan soykırım belgelendi, anı anına tüm dünyaya bu soykırımı gördü, yaşadı. Hissetti mi bilemem ama tüm dünya bu soykırımı yaşadı.
IŞİD saldırdığında büyük bir katliam ve göç yaşandı. Bunları birebir gördünüz, yaşadınız, nasıl bir duyguydu?..
Bütün duygular iç içeydi. Tarifi zor. Yollarda yaşlılarını bırakanlar, susuzluktan ölen çocuklarını, yaşlılarını, eşlerini, sevgililerini toprağa gömemeden, üzerlerine sadece taşlar yığarak defneden insanlar gördüm. Nereye ulaşacağını bilemeden dağa doğru yol alan yüzbinler vardı. İçecek bir yudum suları, yiyecek bir lokma ekmekleri yoktu. Gündüz tüm vahşetini sergileyen ağustos sıcağı, gece yine gündüze nispet yapan çöl soğuğu. IŞİD’den can havliyle dağa kaçan insanlar zorlu koşulların içine de kaçmışlardı. Kamerayı gören teklifsiz konuşuyordu. İnsanlar KDP’ye köpürmüşlerdi. İhanete uğradık, satıldık diyorlardı. Susuzluktan ağızları kurumuş halde kendilerini zorlayarak konuşuyorlardı. İnsanların gözlerindeki fer sönmüştü.
Şengal saldırısı bir IŞİD soykırımı ama bu saldırının gerçekleşmesinde bir suç zinciri var. Bu saldırının gerçekleşmesi ve katliamla sonuçlanmasında hangi güçlerin suçu var? Çünkü KDP bu bölgedeydi, Irak askerleri yine buradaydı. Uluslararası güçler de uzun süre izlemekle yetindi.
Sizin de bahsettiğiniz bütün güçlerin bu soykırımda eli var. Hepsi suçlu. Onların doğurduğu ortamda, hatta desteklediği bir IŞİD gerçeği var. Amerikan, Batı Avrupa’nın, İsrail’in, Irak devletinin, Türkiye’nin hepsinin bu katliamda rolü var.
200 binden fazla insan Şengal Dağı’na sığındı. O dağlara sığınanlar neler yaşadı?
Ferman gerçekleştiğinde insanlar hiç düşünmeden yönlerini dağlara verdiler. Ama dağı tanımıyorlar. Nereden güvenli yerlere çabuk ulaşılabilir, nerede dinlenilebilir, bilmiyorlardı. Dört saatte güvenli, suyun bulunduğu, (ki sadece birkaç yerde var) yerlere ulaşılabilecekken, 12 saatte ulaşanlar, hatta bir haftada ulaşanlar olmuştu. Ağustos ayı sıcak, gece soğuk, susuz, bir lokma yiyecek bir şey yok. Annesinin sütü ile beslenen çocuklar, hamile kadınlar, yaşlılar velhasıl hepsinin bu zorluklar karşısında yapabilecekleri bir şey yok. Hepsi muhtaç konumdalar. Anneler-babalar çaresiz. Binin üzerinde insan bu koşullardan dolayı yaşamını yitirdi. Dert bununla da bitmiyor, her aileden mutlaka birileri IŞİD’in eline geçmiş. Özellikle kadınlar. İnsanlar tüm zorluklarla uğraşırken gözleri de arkada. Tarifsiz.
Şengal özgürleştirildi, sonrasında neler yaşandı?
Evet Şengal belli anlamda özgürleştirildi. Özgürleşmek veya özgürleştirmek öyle sadece düşman gücünü bertaraf etmekle olmuyor. Büyük şeyler yapıldı ama daha yapılacak çok şey var. Şengal’in ve Ezidilerin hala güvenlik sorunları var, büyük oranda bu durum halledilse de Ezidilerin bilinç altlarına kazınmış bir güvenlik sorunu var. Bunu da çözmek lazım. Yoksa dört bir yana dağılmış Ezidilerin tekrardan Şengal’e dönüşü sağlanamaz.
Türkiye Şengal’i ‘temizleyeceğini’ söylerken, KDP ise Şengal’i sadece kendilerinin kurtardığını söylemeye başladı. KDP peşmergeleri buradaki YBŞ güçlerine karşı saldırıya da geçmişti. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
Herhalde Ortadoğu’nun en kirli ilişki birlikteliği KDP ve Türkiye devleti arasında. KDP’nin en büyük korkusu üzerine hakim olduğu toplumun direniş çizgisini seçmesi ve KDP’den uzaklaşması. Bundan dolayı 1983’lerden beri PKK’ye karşı mücadele içerisinde ve bunu Türk devleti ile birlikte gerçekleştiriyor. Şengal’de bugün Kürt Özgürlük Hareketi’nin özgürlükçü, direnişçi çizgi var. Ezidiler Ferman’da kimin ne olduğunu iyi anladı. Kendilerine direniş çizgisini seçtiler. KDP’nin rahatsız olduğu nokta bu. Bundan dolayı Ezidilerin kendi öz örgütlenmeleri olan YBŞ’ye saldırıyorlar. Daha önce YBŞ’nin yerinde kendileri vardı. Artık yoklar.
Şengal özgürleştirildikten sonra da gittiniz; nasıl bir Şengal gördünüz, neler hissetiniz?
Her yıl dönümünde Şengal’e gitmeyi aht etmiştim. Son iki yıldır gidemiyorum. Tabi Şengal eski Şengal değil, büyük yaralar aldı. Büyük acılar çekti. Büyük bir travmaydı. Tüm bunların silinmesi zaten mümkün değil. Hafızalarda yer aldı. Hem toplumsal hafızada hem de tek tek bireylerin hafızasında. Çocuklar bu travmanın izlerini yaşayacak. Ama tüm bunları azaltacak olan ve gelecek nesillere gerçekten güvenli bir ortamda yaşayabilecekleri Şengal’i oluşturacak büyük adımlar atıldı. Özellikle güvenliği sağlayan öz savunma, kendi okulları, kendi dini eğitimleri kısacası kendi olacakları ne varsa onların adımları atıldı. Umut veriyor.
‘KDP Ezidilere ihanet etti’
Şengal’e saldırı sonrasında hala da konuşulan iki önemli şey var. Biri KDP peşmergelerinin kaçtığı görüntüler, ikinci ise Şengal’in kurtuluşuna katkı sunan 12 HPG’li? Neler söylemek istersiniz bununla ilgili?
Kürt cephesinden bakarsak, hegemonyanın ele geçirdiği ve geçiremediği iki Kürt gerçekliği var. Birisi Ezidilere de ihanet eden bir KDP – İhanet çizgisi – bir de kurulduğu günden günümüze özgürlük mücadelesi yürüten- Direniş çizgisi -. Şengal’de yönetim KDP’nin elindeydi. KDP’nin 11000-17000 arası peşmerge gücü vardı. Tankları, topları vardı. Irak ordusu Şengal’i terk ettiğinde birçok ağır silah da bırakmıştı. Hepsi KDP’nin eline geçmişti. Bu kadar peşmerge ve silah gücüyle (eğer Şengal savunulmak istenseydi) bırakalım IŞİD’in Şengal’e girmesi, IŞİD 40 kilometre Şengal’in yanına yaklaşamazdı. Stratejik bir dağ hemen Şengal’deydi. Buraya konumlandırılacak 3-5 tank ve 8-10 ağır silahla kuş bile uçamazdı. Ama maalesef yapmadılar. Kaçarken de bu ağır silahları IŞİD’e bıraktılar. Bilemiyoruz belki de birçok Ezidi bu silahlarla katledildi. HPG’nin Şengal’i özgürleştirmesini geciktiren belki de KDP’nin bıraktığı, IŞİD’in kullandığı bu silahlardı.
Kürt Özgürlük Hareketi tahlil gücü, öngörü gücü, hem tarihsel olayları hem de güncel yaşananları birleştirebilen, olabilecekleri önceden kestirebilen bir siyasi, ideolojik ve askeri yapı. Ferman’dan hemen bir ay öncesi HPG’den 12 kişilik profesyonel bir askeri güç gönderilmişti. Bu güç Şengal’in hemen her köyünde silahsız dolaşarak halkı gelişebilecek durumlara karşı örgütlemeye ve bir özsavunma gücü oluşturmaya çalışmıştı. KDP bu gruptan 3 kişiyi tutukladı. Ferman zamanı işte bu grup ve YPG’den gelen bir grup güç ile Şengal savunması yapılamadı belki ama dağlara sığınan iki yüzbin insanın hayatı kurtarıldı. İkinci
Harpagos olayı
Şengal geçmişte olduğu gibi bugün de çok konuşuluyor. Kimler için ne ifade ediyor?
Bir kere KDP için tarihsel, kültürel, miras anlamlarında bir şey ifade etmediği kesin. Subjektivizm yok bu değerlendirmede. Pratikleri ile yaşattıkları ile böyle bir değerlendirmeyi KDP kendisi yaptırttı. Kürt tarihindeki Harpagos* olayı gibi hatırlanacaklar. İkinci Harpagos.
*Son Med Kralı Astyages ve Başkomutanı Harpagos olayına atıf yapılmaktadır. Harpagos’un ihaneti nedeniyle Medler yenilerek Kralı Astyages Perslere esir düştü. (M.Ö 6. yüzyıl)