Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçim sonuçlarını değerlendirmek için önceki gün yaptığı MYK toplantısının ardından dün de Parti Meclisi’ni topladı. Toplantı arasında Eş Genel Başkanlar Sezai Temelli ve Pervin Buldan genel merkez binası önünde basın açıklaması yaptı. Buldan, iki gündür toplantı halinde olduklarını ve seçim sonuçlarının hem partileri hem de ülke açısından eksi ve artılarını tartıştıklarını kaydetti. Seçimlerin meşru ortamlarda gerçekleşmediğini belirten Buldan, “OHAL sürecinde çok yoğun baskıların devam ettiği bir dönemde, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu bir dönemde büyük bir başarı elde ettiğimizi belirtiyoruz” dedi. “Bu seçimin kazananı HDP olmuştur” diyen Buldan seçim sonuçlarının yurttaşların “HDP’siz bir parlamento istemiyoruz” dediğini gösterdiğini söyledi. Buldan’ın açıklamalarının ardından söz alan Sezai Temelli, HDP kurullarında seçim sonuçlarına ilişkin devam eden toplantılarda ortaklaşılan hususlara ilişkin hazırlanan metni açıkladı. Metinden öne çıkan başlıklar şöyle:
‘Mesajı aldık’
Bizler, HDP’ye oy verenlerin mesajlarını aldık ve beklentilerini boşa çıkarmayacak bir siyasi hatla mücadelemize devam edeceğiz. Bu seçimlerde türlü nedenlerle bizlerden oylarını esirgeyenlerin veya tereddüt yaşayanların da mesajlarını aldık; eksik ve zaaflarımızı bir an önce gidererek onların gönüllerini ve desteklerini kazanmak doğrultusunda çabalardan geri durmayacağız.
‘Planları boşa çıkarıldı’
24 Haziran seçimleri OHAL gölgesinde, adil ve eşit olmayan koşullarda, demokratik meşruiyeti bulunmayan bir ortamda yapılmıştır. Seçime katılım oranı demokratikliğin veya meşruiyetin karinesi olamaz. Bu süreçte AKP Genel Başkanı Erdoğan ve partisinin bütün temsilcileri HDP’nin baraj altında bırakılması, demokratik siyasetten tasfiye edilmesi için parası, sivil ve asker bürokratı, kaymakamı ve valisiyle devletin bütün imkanlarını pervasızca kullanmışlardır. HDP’nin demokratik siyasetten tasfiye edilmesi, sandığa gömülmesi girişimleri ve bir bütün olarak çöktürme planı durdurulmuş ve boşa çıkarılmıştır. HDP etrafında örülmeye çalışılan tecrit çemberi kırılmış, bir eşik aşılmıştır.
‘Demirtaş serbest bırakılmalı’
4 Cumhurbaşkanı adayımız Selahattin Demirtaş, tamamen eşitsiz ve adil olmayan koşullarda, cezaevinden sürdürdüğü seçim kampanyasına, kendisine karşı yürütülen tüm kara propagandaya rağmen 3. sıraya yerleşmiş; halkın sevgisine ve güvenine sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Dünya siyaset tarihinde ilk kez bir Cumhurbaşkanı adayı kampanyasını bir hücreden ve siyasi rehine olarak sürdürmüştür. Keyfilik ve hukuksuzluk sona erdirilmeli, yaklaşık 4,5 milyon oy almış olan Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır.
‘HDP Türkiye partisidir’
Sayısal verilere dair ilk değerlendirmelerimizin ortaya koyduğu tablo, önümüzdeki günlerde neler yapmamız gerektiğine dair bizlere ışık tutmaktadır: Kasım 2015 seçimleri ile karşılaştırıldığında, toplamda oy artışımız 725 bindir. İstanbul ve İzmir’de 7 Haziran 2015 seviyesinin üzerine çıkılmış ve HDP 3. parti olmuştur. Keza diğer batı metropollerinde ve illerinde de ya 7 Haziran’ın ya da 1 Kasım’ın üzerinde sonuçlar alınmıştır. 1 Kasım’da vekil kaybettiğimiz Antalya ve Kocaeli’nde bu kayıp telafi edilmiş, ilk kez vekil çıkardığımız Hatay’da büyük bir başarıya imza atılmıştır. Hala HDP’nin bir Türkiye partisi olamadığı iddiasında bulunanlara bu tabloya bakmalarını salık veririz.
‘MHP lehine müdahale edildi’
Ancak üzülerek belirtelim ki, Kürt illerinde istenen düzeye erişilememiş ve 120 bin civarında bir oy kaybımız olmuştur. Bu sonuç ağır baskılardan, sandık taşımalardan, zorunlu göçlerden, yüksek orandaki geçersiz oylardan, parti çalışmalarının ve müşahitlerimizin engellenmesinden, il-ilçe yöneticilerimizin ve üyelerimizin sürekli tutuklanmalarından, devletin idari ve askeri bütün yapılanmasıyla ve derin kollarıyla Cumhur İttifakı ve özellikle MHP lehine seçimlere müdahale etmesinden kaynaklanmıştır. Ancak bu apaçık olumsuzlukları bir mazerete dönüştürecek değiliz. Her şeye rağmen bu bölgede daha başarılı bir sonuç elde edememiş olmamızı kendi eksiğimiz olarak görmekteyiz. Buna dair değerlendirmelerimizi tamamlayıp, yanlışlarımızı ve eksiklerimizi aşma, halkımızın eleştirileri doğrultusunda kendimizi düzeltme konusunda kararlıyız.
‘HDP’siz demokrasi olmaz’
Seçim sonuçları da göstermiştir ki, Türkiye halkları HDP’nin yer almayacağı bir parlamentonun olamayacağına, gerçek bir demokrasi ve adalet mücadelesinin HDP’siz yürütülemeyeceğine dair inançlarını oylarıyla teyit etmiştir. HDP’siz barış olmaz, demokrasi olmaz, yeni yaşam olmaz, çoğulculuk olmaz denmiştir. HDP’nin bu seçimlerdeki bir hedefi de tek adam rejiminin kurumsallaşmasını engellemekti. Ne yazık ki bu hedefe ulaşılamamıştır. Bu sonuçta Millet İttifakı’nın demokratik muhalefetin gelişmesi konusundaki ürkek ve kaygılı tavrının rolü büyüktür. Sandık hiçbir şekilde faşizmi meşrulaştırmanın aracı haline getirilemez. Türkiye’de demokrasi, barış, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesini önümüzdeki dönemde büyütmek, cumhuriyeti demokratikleştirmek, demokratik ulus mücadelesini geliştirmek bizlerin sorumluluğu ve görevidir.
‘HDP umudu büyüttü’
Tek adam rejimini değiştirecek bir ittifak anlayışı ve güç dizilişi geleceğin demokratik gelişmelerinin adımlarını oluşturacaktır. HDP olarak aktif ve cesur bir rol ve misyon üstlenmek konusunda kararlıyız. Nereden gelirse gelsin hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğiz. Demokratikleşme ve toplumsal sorunların çözümü konusunda geliştireceğimiz politikalar ile bunu sağlayacağız. Bu bağlamda HDP, demokrasi blokunun ön saflarında yerini alacaktır. HDP, faaliyetleri ve mücadelesi ile AKP’nin yaratmaya çalıştığı korku imparatorluğuna karşı cesareti ve umudu büyütmüştür. Demokrasi ve barış mücadelesinin inşa gücü ve lokomotifi olmuştur ve gelecekte de olacaktır. HDP, umudun ve demokratik geleceğin adresidir ve teminatıdır.
HABER MERKEZİ