Kürt sanatçı Musa Baki’nin yeni albümü ‘Repal’ dijital platformlarda yayınlandı
Neğşirvan Güner / İstanbul
Dersimli sanatçı Musa Baki’nin maxi single albümü ‘Repal’ Kalan Müzik etiketiyle geçtiğimiz günlerde dijital olarak yayınlandı. Musa Baki’nin, son albümünde sözü ve müziği kendisine ait olan “Rewala mı”, Hozat’tan “Meleme”, Pülümür’den ise “Lazım Değilsin” isimli derlediği toplamda üç eser bulunuyor. Sanatçı Musa Baki anadilin önemine vurgu yaparak, yok olan diller arasında olan Kırmancki’nin bir hafıza oluşturduğunu belirtiyor. Musa Baki ile son albümünü ve müziğe başlama sürecini konuştuk.
15 yaşında eline aldığı bağlama ile müziğe başlayan Baki, 1992 yılında akademik olarak müzik eğitimi almış. Kürtçe’nin Kırmancki ve Kurmanci lehçeleri ile Türkçe ezgiler besteleyen Baki, aynı zamanda Dersim bölgesinden derlediği birçok esere de ses veriyor. Müziğe başlama sebebi ise anadilinde şarkılar söylemek, bestelemek, Dersim yöresinin deyiş ve ağıtlarını kayıt altına almak.
Anadilde ısrar ediyor
Dijital platformlarda yayınlanan son çalışması ise büyük ilgi gördü. Düzenlemelerini ve aranjörlüğünü Coşkun Karademir’in yapmış olduğu maxi singleda, söz ve müziği sanatçıya ait olan “Rewala mı”, derleme olan “Meleme” ve “Lazım Değilsin” isimli üç eser yer alıyor. “Repal” yumuşak aynı zamanda da özgün melodi akışları ve güçlü altyapısıyla dikkatleri üzerine çekiyor. İlk albümde olduğu gibi sanatçı Baki, son çalışmasında da anadili olan Kırmancki ısrarını sürdürüyor.
‘Koşullar zorluyor bizi’
Sanatçı Baki, Repal’in ortaya çıkışını ise şöyle anlattı: “Aslında bir bir albüm çıkarmayı düşünüyordum, bestelerim de hazırdı. Stüdyoya girdikten sonra koşullar maxi single yapmaya yöneltti bizi. Ama zorlu bir süreçti benim için. Derlemelerin üzerinde çalışmak, sözlerini düzeltmek uzun sürdü. Kendi anadilimde üretiyorum, üretmeye de devam edeceğim. Özellikle Kırmancki dilinde üretmek çok önemli. Onun için de Kırmancki dilinde sanat yapan herkes desteklenmeli.”
Sahne almakta zorlanıyor
Sanat çalışmalarında kendi çabaları ile ayakta durmaya çalıştıklarını anlatan Baki, destek görememekten yakındı. Yaşadıkları sıkıntılara değinen Baki, “Maalesef konser verme noktasına gelince bu konuda sorun yaşıyoruz. Hiç destek görmüyoruz. Kendi çabamızla ayakta durmaya ve anadilimizle üretmeye, insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Burada Kürt kurumlarına düşen nitelikli işler üreten insanlara yer vermesi. Sahne yapma imkanı bize verildiği zaman, daha sonraki üretimler için de önümüz açılmış olur” dedi.
Kırmancki ve müzik
Kırmancki lehçesini müzik ile yaşatmaya çalıştıklarını ifade eden Baki, “Ama bu dili müzik ile ne kadar yaşatabiliriz” demekten de geri durmuyor. Kırmancki’nin kaybolma tehlikesi altında olduğunu söyleyen Baki, şöyle devam etti: “Bu çok acı verici bir durum. Dersim’de bile artık aileler çocukları ile Türkçe konuşuyor. Bu çok kötü bir tabloyu ortaya koyuyor. Biz sanatla uğraşanlar elimizden geleni yapıyoruz, ama geriye kalan ise akademik anlamda anadilde eğitim. Kırmancki söylenen şarkılara olan ilgi dile pek verilmiyor. Anadilimizi ancak eğitimle yok olmaktan kurabiliriz.”
İlk albümü Fuat Saka’yla yaptı
Sanatçı Baki’nin ilk albümü “Na Dina” 2012 yılında dinleyiciyle buluşmuştu. Albümde yer alan 12 eserden 5’inin sözü ve müziği kendisine ait. Baki, ilk albümün hikayesini şöyle anlattı: “İlk albüm fikri her zaman aklımda vardı. 2010 yılında çalışmalara başladım. Kirmancki, Dersim yöresine ait derlediğim ezgiler ve Türkçe bestelerim var. Daha sonra sanatçı Fuat Saka ile birlikte ilk albümün çalışmalarına başladık. İlk albümde 12 eser var, ilk 10 eseri Fuat Saka ile birlikte yaptık. 3 Kirmancki, 2 de Türkçe olmak üzere 5 eserin söz ve müziği bana ait, 1 tanesi Volkan Yagan’a, diğer eserler de geleneksel anonim.