İHD İzmir Şubesi ve kayıp yakınları, 1993 yılında gözaltına alındıktan sonra işkenceyle öldürülen Özgür Gündem Muhabiri Ferhat Tepe’nin faillerin yargılanmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi üye ve yöneticileri, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganıyla Konak’ta bulunan Eski Sümerbank önünde bir araya geldi. “Kayıplar Belli Failler Nerede?” pankartının açıldığı eylemde, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticileri katıldı. 28 Temmuz 1993’te gözaltına alındıktan sonra işkence ile katledilen Özgür Gündem Muhabiri Ferhat Tepe için adalet isteyen İHD’liler, failleri sordu.
‘Ağır işkence gömüştü’
Haftanın hikâyesini paylaşan İHD Şube Yöneticisi Caner Canlı, yıllardır kayıp yakınlarıyla birlikte kayıpların bulunması, faillerin yargılanması için mücadele ettiklerini ifade etti. Tepe’nin 28 Temmuz 1993 akşamı Bitlis şehir merkezinde sivil polis olarak bilinen, silahlı telsizli 3 kişi tarafından kaçırıldığını hatırlatan Canlı, “Ferhat’ın kaçırılmasının ardından DEP Bitlis İl başkanı olan babası İshak Tepe’yi telefonla arayan bir kişi, oğlunun hayatına karşılık DEP İl Örgütünü kapatmasını ve fidye vermesini istedi. İshak Tepe, telefondaki sesi Tatvan 6’ncı Zırhlı Tugay Komutanı General Korkmaz Tağma’ya benzettiğini kamuoyuna açıkladı. Tepe ailesi, Bitlis Asayiş Şube Başkanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne, Valiliğe, Savcılığa, Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na ve OHAL Valisi’ne başvurarak oğullarının bulunmasını istedi. Ailenin ısrarlı arayışı sonucunda gözaltına alındığı inkâr edilen Ferhat’ın ağır işkence görmüş bedenine 13 gün sonra ‘meçhul kişi’ olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı” diye belirtti.
AİHM Türkiye’yi mahkum etti
Canlı, Tepe için etkin soruşturma yürütmeyen yargı makamlarının Baba İshak Tepe’yi oğlunun kaybedilmesi ile ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalar nedeniyle “güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etme” suçundan bir yıl hapse mahkûm ettiğini hatırlattı. İç hukukta ilerleme sağlayamayan ailenin, davayı AİHM’e taşıdığını ifade eden Canlı, “ Kamu görevlileri, AİHM’de tanıklık yapacak kişilerin tehditle ve rüşvetle yalan beyanda bulunmalarını sağladı. AİHM’in olayın kamu görevlileri ile ilgisi olup olmadığı açısından kritik öneme sahip olduğunu değerlendirdiği General Korkmaz Tağma’nın Mahkemeye ifade vermesi hükümet tarafından sağlanmadı. 9 Mayıs 2003 tarihli kararında Mahkeme, Ferhat Tepe soruşturmasında ‘şaşırtıcı eksiklikler’ olduğu tespitini yaptı. Olayın aydınlanması için Hükümetin AİHM’le işbirliği yapmadığı; gerekli bilgi, belge ve tanıklara ulaşımı sağlamadığı ve etkin bir cezai soruşturma yapmadığı için Türkiye’yi mahkum etti” diye belirtti.
‘Davanın kapatılmasını kabul etmiyoruz’
İç hukukta ailenin yaptığı tüm başvuruların gerekçesiz reddedildiğini aktaran Canlı, şunları kaydetti: “Ferhat’ı Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında işkenceli sorguda gördüğünü söyleyen 14 tanığın ifadesine başvurulmadı. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma 2013 yılında zaman aşımı gerekçesiyle kapatıldı. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne taşınan davada mahkeme, savcılığın soruşturmayı genişletmek için somut hiçbir talimat vermediğini, olayı aydınlatacak işlem yapmadığını, soruşturmanın sürüncemede bırakıldığını kayıt altına aldı ve hak ihlali kararı verdi. Ancak değerlendirmesini uluslararası hukuka aykırı biçimde ‘insanlığa karşı suç’ kapsamında yapmayarak, zamanaşımı gerekçesiyle soruşturmanın yeniden açmasını engelledi. Davanın hukuksuz bir biçimde zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmasını kabul etmiyoruz.”