‘Turizme açma’ adı altında hazırlanan projenin ayrıntılarında baraj var!
Sahip olduğu doğal güzelliği ile görenleri kendine hayran bırakan ve yöre halkı tarafından kutsal kabul edilen Dersim’in Ovacık ilçesinde yer alan Munzur Gözeleri, “turizme açılacağı” iddiasıyla bir süredir hedefte. Bölgedeki “görüntü kirliliğini gidermek” gerekçesiyle valiliğin koordinesinde Fırat Kalkınma Ajansı (FKA) tarafından hazırlanıp, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca geçtiğimiz günlerde onaylanan 8 milyon liralık projenin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı.
Kent halkı, belediyeler ve sivil toplum örgütlerine danışılmadan hazırlanan proje, ahşap yoğunluklu planlansa da, Munzur Suyu’nun üzerine çelikten köprüler inşa edilecek. Yine yapılması planlanan iki otoparktan biri hemen gözelerin yanı başında, diğeri ise Gözeler köyü yakınında inşa edilecek. Camping stant üniteleri, kurban kesme ve piknik yerleri de köy yakınlarında yapılacak. Projenin tamamlanmasının ardından ise, Gözeler’e girişlerin ücretli hale getirileceği belirtiliyor.
‘Gözeler kalmayacak’
Projeyi inceleyen CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, söz konusu projeye ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan’a konuştu. Sarıgül, projenin hayata geçirilmesi halinde geriye Munzur Gözeleri diye bir şeyin kalmayacağını söyledi. Projenin hayata geçirilmesi halinde birçok su kaynağının yok olacağı uyarısında bulunan Sarıgül, proje kapsamında küçük bir baraj projesi ile karşı karşıya olduklarını da söyledi. Sarıgül, incelediği projede yıllardır ziyaret ettiği Gözeleri tanıyamaz hale geldiğini de ifade etti. Bu duruma karşı çıktığında ise, gösterilen projenin ‘sadece bir animasyon olduğu’ savunmasında bulunulduğunu paylaşan Sarıgül, “Hazırlanan proje eğer gerçekten benim incelediğim ise, vahim bir durum. Kabul etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
‘Geleneğimizin ser çeşmesi’
Belediye Başkanı Sarıgül, Munzur Gözeleri’nin ibadet yeri, Kızılbaş Alevi geleneğinin ser çeşmesi olduğunun da altını çizdi. Sarıgül, bu nedenle hazırlanan projenin ilçe halkı tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Valiliğin gözelerin turizme açılacağı yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Sarıgül, “Turizm için altyapı gerekir. Orada ticari mekânlar açmak zorunlu olacak. Karşı olduğumuz şey de buranın ticarete açılmasıdır. Eğer ticaretleştirilirse bunun ihaleleri olacak. Akabinde yandaş birilerine teslim edilecek. Bu da Gözeler’in yok olması demek. Turizme açılıp, ticaretleştirilmesi rantın kendisidir” dedi.
Gözeler’in halkın ‘ibadet yeri’ olduğunu vurgulayan Sarıgül, belediye olarak halk, STÖ, siyasi partiler ve inanç önderleriyle birlikte hareket edip, projenin bu haliyle hayata geçirilmesine karşı duracaklarını söyledi.
Dağların tamamı maden sahası ilan edildi
Munzur Dağları tehlike altında. 145 maden projesinin bulunduğu Dersim’de, şimdi de 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları’nın tamamının maden sahası ilan edildiği ortaya çıktı.
Dersim’deki maden aramalarına ilişkin kaygılarını dile getiren Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu üyesi ve Metalürji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük, “Bu bölgeyi maden sahası olarak görüyorlar. Bu bölgede, dünyanın en değerli temiz su kaynakları var” dedi.
60 kilometrelik uzunluğundaki Munzur Dağları’nın tamamının maden sahası ilan edildiğini hatırlatan Küçük, maden ve su kaynaklarına sahip olma üzerinde yürütülen güç ve iktidar ilişkilerine dikkat çekti. Dersim’in tehlike içerisinde olduğuna vurgu yapan Küçük, “Her tarafımızda su akıyor, ama burada pet şişede su içiyoruz. Buranın halkı bunu kanıksamış” eleştirisinde bulundu. Sadece festivaller ile Dersim meselesini anlamanın mümkün olmadığının altını çizen Küçük, “Dersim’in doğasına saygılı bir şekilde o coğrafyada yaşanan sorunları da görmek gerekiyor. Dersim, inanç konusunda dejenere oldu. Bölgenin inancında en küçük canlıya bile saygı vardır. Ancak, bu durum yavaş yavaş kalkıyor” ifadelerini kullandı. “Türkiye’de bir enerji yalanı vardır” diyen Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de var olan enerji dönüşüm sistemleri, kullanabilen kapasitenin çok üstündedir. Buna rağmen halen çok enerji tüketiliyor varsayımıyla bazı sektörler, bütün coğrafyaya yoğun olarak yerleştirilen ve bizim kullanım kapasitemizin çok üstündedir. Tamamıyla yabancı sermayenin elinde. Otomatik sistemler ile doğayı alt üst eden sistemlerdir. Buna rağmen hala enerji sistemleri kurmaya çalışıyorsanız, bu yalandır. Toplumu kandırıyorsunuz.” Küçük, “Suyumuza, ormanımıza, coğrafyamıza, yaşam alanlarımıza sahip çıkmalıyız, bizimle yaşayan canlılara saygı göstermeliyiz” diye konuştu.
DERSİM