İzmir Barosu, mültecilere yönelik ayrımcı, nefret odaklı söylem ve politikaları kınayan bir açıklama yayınladı
İzmir Barosu mültecilere yönelik ayrımcı, nefret odaklı söylem ve politikalara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, dünyada ve yakın coğrafyada yaşanan savaş, iç karışıklık, iklim değişikliği ve ağır insan hakları ihlallerinin, milyonlarca insanı yerinden ettiği belirtildi.
‘Yabancı düşmanlığı tırmanıyor’
Devletlerin, mültecilerle ilgili yasal iltica yollarını kapattığını vurgulayan Baro açıklamasında, şunları kaydetti: “Sürece bu ölümcül yolculukların devam edecek olması ve yeni yurt arayışındaki insanların daha ağır risk ve bedellerle kayıplarının sürmesi beklenen bir gerçektir. Böylesi bir insanlık dramının yaşandığı ülkemiz ve yakın coğrafyamızda mültecilere yönelik ayrımcı ve nefret odaklı söylem ve politikalar toplumda karşılığını bulmakta, her geçen gün yabancı düşmanlığı tırmanmaktadır. Yakın zamanda İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan geçici koruma altındaki Suriyelilere yönelik açıklamalar, taraf olduğumuz 1951 Tarihli Mültecilerin Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi ve 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunumuz ile garanti altına alınmış ‘Geri Göndermeme İlkesi’nin ihlali anlamına gelmektedir” denildi.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 4’üncü madde ile geri göndermeme ilkesini hatırlatan Baro, “Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez. Suriye Arap Cumhuriyeti halen savaşın ve sıcak çatışmaların devam ettiği, insan hayatının ve hürriyetinin risk altında olduğu bir bölgedir. Her ne sebeple olursa olsun mültecilerin ülkelerine geri dönmeye mecbur bırakılmaları taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve iç hukukumuz gereği mümkün değildir” ifadelerine yer verdi.
Sürecin takipçisi olacağız
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi: “Bireylerin sadece insan olmaktan doğan temel hak ve hürriyetleri tanınmalı, yaşam hakkı, işkence yasağı ve sığınma hakkı gibi temel değerler vatandaşlık/vatansızlık ve coğrafi sınırlar gözetilmeksizin korunmalıdır. İzmir Barosu olarak uluslararası ve ulusal mevzuatımızla koruma altına alınan hakların ihlali niteliğindeki her türlü idari ve politik uygulamayı kınıyor, göç ve iltica komisyonu üyesi avukatlarımız ile mülteciler ve tüm yabancılara yönelik nefret suçları, sınır dışı işlemleri ve geri gönderme merkezinde yaşanan insan hakkı ihlallerinin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”