Bir grup gönüllü çevreciden oluşan Freiburg Bilim Tiyatrosu, insanın geleceğini tehdit eden ekoloji ve iklim sorunlarını sahneye taşıyor. Ekotiyatro’yu da kurarak bir ilke imza atan topluluk, ‘Bu konuyu hükümetlere ve politikacılara bırakamayız’ diyor
Almanya’nın Freiburg kentinde bir grup çevrecinin bir araya gelerek kurduğu Freiburg Bilim Tiyatrosu (Freiburg Scientific Theater), bilimsel verileri tiyatro yolu ile aktararak iklim değişiminin bilimsel olgularını kolayca kavranır ve içselleştirilir biçimde insanlara anlatıyor. Bir oluşumu, Ekotiyatro’yu da kurarak bir ilke imza atan topluluk, insanın geleceğini tehdit eden ekoloji ve iklimin konunun uzmanlarını değil hepimizi ilgilendiren bir konu olduğuna dikkat çekiyor.
Bu kapsamda birçok özel performans sahneleyen topluluk, Uluslararası Orman Araştırma Kuruluşları Birliği’nin 125. yıldönümü kongresinde (IUFRO) ormanların ve ağaçların ekolojik, ekonomik ve sosyal yönlerine dikkat çekmek amacıyla sahne aldı. Topluluk Paris’teki Küresel Manzaralar Forumu’nda (GLF) da “Toprak, Toplum ve Ruh” performansı ile insanların gündelik hayatlarının basit hikâyelerinde sürdürülebilirlik dramasına bir yolculuk yaptırdı. Topluluk ayrıca özel performanslara ek olarak, Bilimsel Tiyatro Atölyeleri de sunuyor.
‘Olduğu gibi kabullen!’
Gönüllülük esasına dayanan topluluk, ortaya çıkışlarını biçimlendiren gözlemlerini şöyle açıklıyor: “Yaşamsal niteliği olan bilimsel konular hep aşırı entelektüel bir düzeyde ifade ediliyor. Konferanslarda, yazılarda, gazetelerde, televizyonlarda. Kavrayabilmek için bilgi birikimi ve kavram dağarcığı gerektiren kuru, soğuk, mesafeli bir dille. ‘Bunları ben bilirim. Sen bilmezsin. Bilmesen de olur. Olduğu gibi kabullen’ demeye getiren bir iletişim yaklaşımıyla.” Bu yaklaşımın yanlış olduğu inancında olan topluluk, özellikle ekoloji ve iklim değişimi konusunda insanların dinleyip okuduklarını içsellleştirmediklerini ve bu yüzden de yaşama ve dünyaya bakış açılarında bir değişim olamadığını vurguluyorlar.
Muhatabı sokaktaki halk
Topluluk, insanlığın geleceğini tehdit eden ekoloji ve iklim konusunun sadece hükümetlere politikacılara, devletlere, büyük firmalara ve uluslararası kuruluşlara bırakmanın doğru olmadığını söylüyor ve bu konunun en önemli bileşenlerinin sokaktaki halkın olduğunun altını çiziyor. İşte tüm bunları göz önüne alan topluluk bilimsel verileri tiyatro yoluyla aktarmaya çalışıyorlar. Bunu da topluluğun deyimiyle ukalaca duran kuru ve soyut bilimsel olgulara tiyatro ile sıcaklık, ruh, duygu, mizah katarak ve eğlendirerek. Özellikle duyguya vurgu yaparak; yani aklın yanında kalbe de kapı açarak. Tiyatroyu bir araç olarak devreye alarak. Ama odakta yer alan bilimselliği sulandırmadan.
Farklı kültürlerin tiyatrosu
Sekiz kişiden oluşan topluluk her biri ayrı ülkeden geliyor. Hukuktan, kamu yönetimine, mühendislikten eğitime, sosyal bilimlerden doğa bilimlerine kadar çeşitli alanlarda eğitim güren topluluğun üyeleri şimdi ise çevre konusunda lisansüstü yapıyorlar. Daha önce tiyatro deneyimleri ve sahne üstü birikimleri olan topluluk farklı kültürlerin tiyatrosunu, müziğini, dansını katıyorlar oyunlarına. Profesyonel bir dansçı ve tiyatrocu oyunlarının hazırlanışına destek oluyor.
Seyircinin katılımı önemli
Katı, içine kapalı, dediğim dedik çevre militanlığı tuzağına düşmekten kaçınan topluluk, bilimsel birikimi sergileyip kavranır kılmanın peşindeler ve gerektiğinde en uç, en radikal, en aykırı görüşlere bile yer vermekten kaçınmıyorlar. Gösterim sırasında seyircinin de katılımını teşvik eden topluluk, oyundan sonra ise seyirciyle sohbet ederek işledikleri konuları tartışmaya açıyor. Bu yöntemlerle seyircileri iklim değişimi karşısında ne gibi bir kişisel tavır alınabilir düşüncesine davet eden topluluk “Bu konuyu uzmanlarına bırakmak gerekir” umursamazlığını da silip atan bir tavrın çıkmasına vesile oluyorlar.
HABER MERKEZİ