İnsani yardım için harcanan milyarlarca paraya rağmen, Afrika’da yaklaşık 60 milyon çocuk açlıkla yaşıyor.
Kuraklık, yoksulluk ve savaş döngüsünü bitirmeye dönük çabalar yeni problemlere neden oldu. Bu problemlerden en büyüğü gıda yardımına olan bağımlılıktır.
Birleşmiş Milletler rakamsal verilerine göre 250 milyondan fazla insan (bu da Afrika nüfusunun 5’te 1 demektir) yetersiz besleniyor, bu da insanları hastalıklara karşı savunmasız kılıyor. Bu değişmek zorunda.
Daha zengin bağışçı ülkelerin, Afrika’daki açlığı ve kötü beslenmeyi bitirmek konusunda ciddi olduklarını göstermeleri gerekir. Kulağa mantıksız gelebilir fakat Afrika Kıtası’nın kendi kendine yetebilmesi için bağışta bulunan ülkelerin tarımı ve yerel gıda üretimini desteklemeleri gerekiyor. Bu yeni cesur girişimlerin de kamu ve özel yatırımlar tarafından fonlanmaya ihtiyacı var.
Açlığı azaltmaya dönük projeler var fakat sadece bir kaçı gerçekten işe yarıyor. Çözüm Afrika İyileştirilmiş Gıdalar gibi kendini açlıkla mücadeleye adamış kurumlarda. Afrika İyileştirilmiş Gıdalar (AİF) örgütü, 2 sene önce Ruanda’da faaliyetlerine başladı. Yaptığı ilk işlerden biri aldığı 70 milyon dolarlık yardımla, 2 milyondan fazla insana beslenme konusunda yardımda bulunmaktı.
AİF bölgede yetiştirilmiş Mısır ve diğer mahsuller belli bir fiyattan çoğunu kadınların oluşturduğu yaklaşık 20 bin çiftçiden satın alıyor. daha sonra satın alınan bu mahsuller bölgedeki kadın ve çocuklara ulaştırılmak için Kigali de bir fabrikada işleniyor.
AİF tarafından yürütülmüş bağımsız bir çalışmada, 2016’dan 2031’e kadar AİF Ruanda’daki insanlar için 756 milyon dolarlık bir gelir yaratacak. Eğer bu girişim sadece 75 kere tekrarlansaydı Afrika’da gıda eksikliğine dönük kalıcı bir başarı sağlanabilirdi.
Peki açlığı yok etmenin fiyatını koyabilir miyiz? AİF’in verilerine göre bu sadece 5 milyar dolara mal olabilir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne göre 2017 yılında Afrika’ya yapılan resmi yardım 29 milyar dolar. Fakat açlık oranı hala yükselmekte, milyonlar hala yokluk içinde ve geleceğe dair umutları oldukça zayıf.
Nüfusun yüzde atmışı kırsal kesimlerde yaşayan bir kıta için temel ürünleri ithal etmek her açıdan delilik. Daha iyisini yapabiliriz. Yerel nüfus için üretilmiş gıdalar yaratmak bunlarda biri.
Afrika’da açlıkla mücadele sosyal bir sorumluluk. Devletler bu sorumluluğu yerine getirmek için çabalamalı.
Tarıma yatırım yapma fayda sağlayacaktır. Bölgesel ekonomik yatırımların, yerinden edilme ve savaşı tetikleyen problemleri azaltacağı bir gerçek. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı gibi yardım kuruluşları Afrikalı Çiftçilerden kalma fazla mahsulleri savaş bölgelerine tedarik için kullanabilirler. Bölgesel bir gıda ağı Sahra’nın kuzeyinde olduğu gibi kuraklığın vurduğu bölgelere ulaşılmada daha hızlı ve etkili olabilir.
Ayrıca böyle bir gıda ağı açlık ve her yıl Avrupa’ya gitmeyi denerken Akdeniz’de hayatını kaybeden binlerce Afrikalının ölümüne neden olan ümitsizliğin de üzerine gidecektir.
Yetersiz beslenme her yıl on binlerce çocuğun geleceğini çalıyor. Eğer çocuklar yaşamlarının ilk 3 yılında doğru besin ve vitaminler almazlarsa, normal şartlarda ulaşacakları boy, zeka gibi hayati durumlardan geri kalacaklar. Ayrıca öğrenme zorluğu yaşayacakları da bir diğer acı gerçek.
Afrika dışından gelen gıda yardımları açlıkla mücadelede bir çözüm üretmediği gibi gelişmeme ve diğer ciddi sağlık problemlerini de engellemiyor. Hatta yardım alan ülkeleri daha da yoksullaştırıyor çünkü yardım alan ülkelerdeki insanlar hastalıktan kaynaklı çalışamıyor ve daha fazla bakıma ihtiyaç duyuyorlar. Afrika’da gıda güvencesi gerçekleştirilebilir bir hedef. Afrika’da parlak bir gelecek oluşturmak adına özel şirketlerin yatırım için ön adımlar atmaları durumunda, Yerel çiftçiler ve hükumetler birlikte açlığı yok edebilirler.
Çeviren: Mehmet İnanç