Tarımdaki sıkıntı ihracat rakamlarında
Tarımda yaşanan gerileme sadece tarım alanlarındaki küçülme ile tarımdan çekilme ile sınırlı değil. Yaş sebze ve meyve ihracatında mayıs ayı itibariyle son bir yılda yaşanan gelişmeler de tarımda kendi kendine yeten nadir ülkelerden biri olan Türkiye için iyi işaretler vermiyor. Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin hazırladığı 2018-2019 Mayıs ayı Yaş Sebze ve Meyve Sektörü Türkiye Geneli Değerlendirme Raporu’na göre, taze meyvede miktarda yüzde 38’lik düşüşe karşılık değerde de yüzde 41’lik düşüş var.
Aynı dönemde taze sebzede yüzde 2’lik bir artışa karşın değer olarak yüzde 3’lük bir düşüş yaşandı. Narenciyede ise miktarda yüzde 56’lik, değerde ise yüzde 61’lik bir düşüş var. Toplamda ihraç edilen taze sebze ve meyve ile narenciye miktarında yüzde 28’lik bir azalma olurken, değerde yüzde 34’lük bir gerileme dikkat çekiyor
Miktar ile değer arasındaki fark ise doların 2019 başından bu yanı TL karşısında değer kazanmasından kaynaklı. Ülkelere göre kıyaslamaya gelince, 2019 Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, en çok ihracat yapılan ülkelerin başında yer alan Irak’ta yüzde 25, Rusya’da yüzde 24, Romanya yüzde 43, Ukrayna yüzde 23, Suriye yüzde 20 ve Almanya’da yüzde 25 oranında düşüşler göze çarpıyor. Bu ülkelerin, ihracat yapılan ilk 20 ülkenin yaklaşık yüzde 70 payına sahip olduğunu hatırlatalım.
Hangi işsizlik verisi doğru?
Ekonomik krizin (resesyon) artmasıyla birlikte dikkatle izlenen konuların başında işsizlik de var. İşsizlik rakamları ve değişimleri son bir kaç yıla kadar Türkiye’nin İstatistik verilerini yayınlayan kurum olan TÜİK verileri üzerinden takip ediliyordu. TÜİK’e son bir iki yıldır İş ve İşçi Bulma Kurumu (İŞKUR) da eşlik etmeye başladı. İŞKUR daha erken veri yayınlamaya başladı. Örneğin, İŞKUR 2019 Haziran ayına ait işsizlik rakamlarını verirken, TÜİK henüz Nisan ayı istatistiklerini yayınlayabildi. Burada dikkat çekmek istediğim nokta iki kurum tarafından yayınlanan 2019’a dair rakamlara bakıldığında ters bir durum dikkat çekiyor oluşu. Örneğin Ocak-Nisan dönemine ait İŞKUR verilerine göre işsizlik giderek artan bir trend izlerken, TÜİK verilerinde tersine bir seyir gözleniyor. Ocak ayı işsizlik rakamı İŞKUR’a göre, 3 milyon 776 iken, TÜİK verilerine göre, 4 milyon 668 bin. Yani TÜİK’e göre işsiz sayısı İŞKUR’dan yaklaşık 900 bin daha fazla. Ancak bu durum, daha sonraki aylarda giderek İŞKUR rakamlarına daha yakın bir seyir izlemeye başladı. Bunun sonucu olarak nisan ayında iki kurumun işsizlik rakamları arasındaki farkı, 164 bine geriliyor. Bunlar resmi kayıtlı işsiz. Yani TÜİK verilerine göre tespit edilen yüzde 33 oranındaki kayıt dışı işsiz sayısı buna dahil değil. Çünkü öyle olsaydı resmi iş başvurusu üzerinden istatistik hazırlayan İŞKUR’un rakamları ile TÜİK arasında daha büyük fark olması gerekirdi. İşsizlikte artış olduğuna göre, ki İŞKUR rakamları artan bir trend izliyor. Bu durumda TÜİK rakamlarında da bu trende uygun ortalama bir farkın korunması gerekiyordu. Ancak durum tam tersi. Yoksa yine istatistik oyunlarıyla mı karşı karşıyayız?
Turizmde soğuk rüzgar esiyor
Türkiye’nin kaynak bulmada bel bağladığı Turizm’de de durum sıkıntılı. TL’nin Döviz karşısında uğradığı değer kaybı, yabancı turist açısından oldukça çekici. Ancak maliyet artışlarını gerekçesiyle turizm merkezlerinde yapılan aşırı zamlar ters tepti. Rusya Tur Operatörleri Birliği (ATOR) yetkililerine göre, “Yılın ikinci yarısında Antalya kıyılarındaki tatil beldelerinin pek çoğu maksimum kapasitelerine ulaşamadı. 2019 yılında sezon ortasında dahi pek çok otelin doluluk oranı yüzde 70 ila 90 arasında sınırlı kaldı. ATOR, Rus turistleri çekmek adına yüzde 10 ilâ 15 arasında indirime gitti. Ucuzluk cazibesini tersine çevirecek bir gelişme de hükümetten geldi. Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı için otellerden binde 7.5 turizm payı alınacağını duyurdu. Ciro üzerinden yapılacak bu kesintinin “Orta boy otelden karının neredeyse yüzde 3 ila yüzde 4.5’u civarında bir pay” anlamına geldiğini belirten TÜROB, buna karşı çıkıyor.