Ortadoğu’da kadın özgürlüğünü filizlendiren Rojava Devrimi, 7 yılını geride bıraktı. Kalıplaşan erkek egemenliğine karşı Rojava’da hayata geçirilen uygulamalar, kadın erkek eşitliği için toplumun dönüşümüne zemin yaratıyor
Dünya ve insanlık tarihi kuşkusuz ki sayısız devrimler ile dolu. Takvim yaprakları 19 Temmuz 2012’yi gösterdiğinde yeni bir devrimin adı kazındı tarih sayfalarına. Bu devrim Rojava Devrimi idi. Kadın öncülüğünde yürütülen ve kadın özgürlüğünü esas alan Rojava Devrimi’nde, kadınlar için karanlık bir maziye sahip olan Ortadoğu’da devrimin meşalesi yakıldı ve bu meşale Kürt kadınların ellerinde yükseldi. Ortadoğu’ya yeni bir soluk getiren bu devrim, dünya kadınlarına da ilham olmayı başardı.
3’üncü yol çizgisi
Suriye’de iç savaşın baş gösterdiği 2011’den sonra 19 Temmuz 2012’de ilk Kobani’de adımları atılan devrim için Kürt güçleri örgütlülüklerini büyüterek 3’üncü yol çizgisini benimsedi. Yerelde kurulan komün ve halk meclisleri ile halka 3’üncü yol anlatıldı ve halkın kendi demokratik sistemine öncülük etmesi sağlandı.
Kadın lehine bir hukuk
Rojava devrimiyle kadınlar mücadele düzeylerini de yükseltti. Demokratik, örgütsel, diplomatik, siyasal ve kültürel açılardan erkek egemen zihniyete karşı çalışmalarını daha da büyüterek geliştirdi. Kürt kadınları iktidar sistemine karşı kadınların özgürlüğü ve toplumun öncülüğüne soyunan bir mücadele yürüttü ve bunu tüm dünyaya mal etti. 2011’de oluşturulan Mala Jin’da (Kadın Evi) örgütlenen kadınlar, sokak sokak kadına yönelik her türlü ayrımcılık, hak ihlali ile mücadelede direk rol alarak, zaman içinde tüm toplumun adalet mekanizması için başvurduğu ilk merci olma özelliğini kazandı. Özerk yönetim bünyesinde Kadın Adalet Meclisi kuruldu. Meclis, kadın lehine pozitif hukuku oluşturuyor. Rojava Toplumsal Sözleşmesi’nin 27’nci maddesinde “Kadınların siyasi, toplumsal, ekonomik, kültürel ve her türlü yaşam hakkı vardır” ibaresi yer alırken, 28’inci maddesinde ise “Kadınlar, her türlü cinsiyet ayrımını kaldırma, reddetme ve özsavunma hakkına sahiptir” ifadeleri bulunuyor. Kadınlar bununla da yetinmedi meclisler açtı, eğitim alanları oluşturdu, siyasi, düşünsel, özsavunma ve örgütsel çalışmalar yürüttü. Aradan geçen 7 yılda kadınlar örgütlü alanlarını daha da genişleterek Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi çatısı altında birleşmeyi başardı.
Kadın akademileri
2012’den sonra birçok kentte açılan kadın akademilerinde, kadınların ahlaki ve politik toplumun inşasındaki rolü üzerine eğitim çalışmaları yapıldı. Binlerce kadına eğitimler ile ulaşılarak Jineoloji bilimi ve tartışmaları da yürütüldü. 18 Mayıs 2019’da Jineoloji Akademisi’nde yer alan enternasyonalistlere ait Andrea Wolf Enstitüsü açıldı ve 12 ülkeden 22 kadınla ilk eğitim devresi yapıldı. Arap kadınlara özgü eğitim devreleri açıldı ve eldeki materyaller Arapçaya çevrildi. Akademiler zihniyet değişimi ile çıktıkları yolda şimdi de Kuzey ve Doğu Suriye’nin tüm bölgelerinde erkeklere özel eğitimler vermeye başladı. Yoğun ilginin gösterildiği eğitimlerde erkekler kadınlara karşı özeleştirilerini veriyor, zihniyet değişimleri için de ilk adımları atıyor.
Jinwar Kadın Köyü
Dirbesiye’de sadece kadınların yaşadığı Jinwar köyü inşa edildi. Kadın mimarlar tarafından tasarlanan ve ekolojik evlerin yapıldığı Jinwar’a kadınlar aileleri ile yerleşmeye başladı. Burada yaşayacak olan kadınlar için ortak yaşam sözleşmesi hazırlandı. Kadınlar için özel eğitim devreleri başlatıldı. Kadınlar, sağlıktan eğitime, ekonomiden sanata kendilerini geliştirdi ve yaşam alanlarında söz sahibi oldu. Her gün onlarca ziyaretçi kabul eden Jinwar, kadınlar için farklı bir deneyim oldu.