HDP ‘Savaşa Hayır, Onurlu Barış ve Demokratik Müzakere Hemen Şimdi’ şiarıyla 5 bölgede miting çalışması örgütleyecek.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 10 Temmuz’da Eş Genel Başkan Sezai Temelli başkanlığında toplanan Parti Meclisi (PM) sonuç bildirgesi açıklandı.
Sonuç bildirgesinde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve 200 günü bulan açlık grevleri hatırlatılarak, “Sayın Öcalan 8 yıl aradan sonra avukatlarıyla görüşebilmiştir. Sayın Öcalan’ın avukatları ile görüşebilmesi başta partimiz olmak üzere demokratik kamuoyu tarafından olumlu bir adım olarak görülmüştür. HDP olarak tecridin hukuk ve insanlık dışı olduğunu her koşulda haykırmaya devam edeceğiz. Sayın Öcalan’ın sesinin kısıldığı her an Türkiye halklarının özlemini duyduğu barışı imkansız hale getirmektedir. Bu nedenle İmralı’daki mutlak tecridin tümden kaldırılması için mücadelemiz sürecektir” denildi. Öcalan’ın kamuoyuna deklare ettiği 7 maddeye yer verilen bildirgede mesajdaki hedeflerin yerine gelmesi için sorumluluk alınacağı vurgulandı. HDP’nin PM sonuç bildirgesinin tamamı şöyle: “Sayın Öcalan’ın başta Türkiye halkları olmak üzere Ortadoğu halkları için sunduğu mesajı başta topluma, sivil toplum kuruluşlarına ve siyasi partilere taşımaya devam edeceğiz.
İstanbul seçim sonuçları
31 Mart seçimlerinde ve akabinde 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçimlerinde AKP-MHP bloğuna kaybettirme stratejisi muhalif güçlerin konumunu güçlendirmiş, halkların birbirine yakınlaşmasını sağlamıştır. Demokrasi isteyen toplulukların tabanda ittifakının oluşması Türkiye’nin demokratikleşmesine ve demokrasi mücadelesine önemli bir güç katmıştır. Partimizin 7 Haziran’da milyonları arkasına alarak yarattığı demokrasi sinerjisi ve etki, 31 Mart seçimlerindeki izlediğimiz politika ile kalıcı hale gelmiştir. Partimiz ve birlikte hareket ettiği tüm güçler, Türkiye’nin siyasi geleceğini belirleyecek politik güce sahip olduğunu net bir şekilde göstermiştir. İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan en önemli sonuç, farklı toplumsal kesimlerin bir araya gelmesi ve demokratik kesimlerin bu sonuçlardan büyük bir moral ve cesaretle çıkmış olmalarıdır.
AKP-MHP bloğunun yerel seçimlerde bu kadar ciddi bir yenilgiye uğramasının en büyük sebebi gelinen süreçte mevcut politikalarının sonuç vermemesi bu politikaların yapısal krizi derinleştirmesidir. Bütün seçim kampanyası boyunca temel stratejisini Kürt, emek, kadın ve demokrasi karşıtlığı üzerine kuran iktidara, Türkiye halkları tabir yerinde ise ‘Bu iş buraya kadar’ diyerek çok güçlü bir yanıt vermiştir.
‘AKP-MHP bloğu, toplumsal desteği önemli oranda kaybetmiştir!’
7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan halk iradesi, demokrasi güçleri tarafından doğru değerlendirilmediği ve bir fırsata dönüştürülmediği için faşizm bu ülkede gün be gün daha da kurumsallaştı. AKP-MHP iktidarı, o günden bu güne bütün klasik faşizmlerde olduğu gibi kendi iktidarlarını sürdürebilmek için içeride şovenizmi körükleyerek kitleleri tahkim etme yoluna gitti. 31 Mart seçimleri net bir sonuç çıkarmıştır: AKP-MHP bloğu, Türkiye halklarının toplumsal desteğini önemli oranda kaybetmiştir!
‘HDP ittifakın belirleyici rolü olmuştur’
Tarih boyunca Türkiye’de emek ve demokrasi mücadelesinin sürekliliği ve bütün saldırılara karşı demokratik tutum ve iradenin bir şekilde ayakta duruyor olmasında Kürt halkının rolü elbette yadsınamaz. Partimiz, eğer Türkiye’deki demokrasi güçleriyle bir ittifaklaşmaya gitmemiş olsaydı bu sonucun ortaya çıkması imkânsız hale gelirdi. Bu yönüyle ortaya çıkan sonuçta HDP fikriyatının ve HDP’de vücut bulan demokrasi ittifakının belirleyici bir rolü olmuştur. Bu ittifak ve ortaya çıkan sonuçlar önümüzdeki süreçlerde demokrasi ittifakı daha da genişletme konusunda bütün demokrasi güçlerine tarihi bir vazife yüklemektedir. HDP olarak, iktidarın alacağı pozisyonu dikkatle izleyeceğiz. Bir yandan faşizme karşı güçlü ve etkili mücadeleye devam ederken, diğer yandan da iktidarı demokratik değerlere davet edeceğiz. İktidarı toplumun demokrasi, barış ve özgürlük taleplerini kabul ettirecek bir noktaya çekerek mücadeleyi yükseltmenin ve kitleselleştirmenin kararlılığındayız.
‘Üçüncü yol sahiplenmeli’
Seçimler partimizin Türkiye halklarının ortak bir yapısı olduğu ve bütün Türkiye’yi derinden etkileyen bir dinamik olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Türkiye halklarının geleceğini belirleyecek olan üçüncü yolun her anlamda sahiplenilmesi ve genişletilmesi en önemli ve kritik tarihsel misyon olarak önümüzde durmaktadır. Kürtler ve demokrasi güçlerinin bir araya geldiğinde nasıl alternatifler üretebilme potansiyeline sahip olduğu bu seçimlerde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Partimizin en büyük varlık sebebi Türkiye demokratik muhalefeti ile Kürt Siyasi Hareketinin yarattığı birikimleri birleştirme, Türkiye demokrasi mücadelesinin motor gücü olma ve Türkiye halklarına mevcut statükocu anlayışların dışında yeni bir yaşam politikası önermiş olmasıdır. Türkiye’nin bütün yapısal krizlerinin tek çözüm noktasının HDP’nin fikriyatı olduğunu güvenle ve onurla haykırıyoruz.”
Sonuç bildirgesinin sonunda HDP’nin yeni dönemde izleyeceği yol ve yönteme dair şu bilgiler paylaşıldı:
“* Demokratik bir dönüşümün olması için gerekli olan siyasal ve psikolojik iklim büyük oranda ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin demokratikleşme talebi somut projelerle ortaya konulursa ve demokrasi ittifakı genişletilirse demokratik bir rejimin yolu açılabilir. Son seçimlerde ortaya çıkan sonuç iktidar blokunun zayıflayarak yeni muhalefet imkânlarının ortaya çıkmasını da sağlamıştır. HDP, Demokrasi İttifakının güçlenmesi için üzerine düşen tarihsel sorumluluğu yerine getirmekten asla geri durmayacaktır. Geniş toplumsal kesimlerin kendisini ifade edebileceği bir ittifak ruhu en önemli kıstasımızdır.
‘Örgütlenme çalışmalarına herkes katılmalı’
* Örgütlenme seferberliğimizi kesintisiz olarak sürdüreceğiz. Kongresini yapan her il ve ilçe örgütümüz üye kampanyası başlatmalı. Belediye meclis üyelerimiz, il genel meclisi üyelerimiz mahallelerden köylere kadar örgütlenme çalışmalarına katılmalıdır.
* Türkiye’nin sistemsel sorununun en büyük nedenlerinden biri de demokratik bir anayasanın olmayışıdır. Partimiz, demokratik çokluk esasına dayanan, bütün halkları ve toplumsal kategorileri içine alan, konsensüs ve müzakereye dayanan yeni bir anayasa yapım süreci için harekete geçmiştir. Türkiye’nin bütün toplumsal kesimlerinin ve temsil kurumlarının içinde bulunduğu yeni bir anayasa yapım süreci için bütün toplumsal kesimlere çağrıda bulunuyoruz. Güçlü bir toplumsal sözleşme ile halkları karşı karşıya getirmek isteyen yüz yıllık tarihsel kötülüğe ‘dur’ diyelim. Devleti büyüten ama toplumu küçülten bir Anayasa değil, bütün halkların, inançların, ezilenlerin, emekçilerin, işçilerin ve kadınların haklarını koruyan demokratik bir anayasa için el ele verelim.
* Bu kapsamda HDP olarak kendi hazırladığımız Anayasa Strateji Metnini forumlar, yerellerde kurulacak halk kürsüleri ve halk toplantıları, mitingler ve dijital platformlar aracılığı ile Türkiye halklarına götüreceğiz.
* ‘Demokratik Anayasa Buluşmaları’ veya ‘Nasıl bir Anayasa İstiyoruz?’ adları altında yaz mevsiminde açık havada her kesimden bireylerin katılacağı buluşmalar düzenleyeceğiz. Türkiye halklarının her ferdinin demokratik anayasaya dair görüşü bizler için yol gösterici olacaktır. Öte yandan Anayasa Strateji Metnimizi bütün kurumlara ve siyasi partilerin görüş ve eleştirilerine sunacağız. Bu yaklaşım aynı zamanda bir müzakere ve tartışma mekanizmasının da başlangıcı olacaktır. Toplumsal tabana, yerel yönetimlere, gençlere, kadınlara, emek yapılarına ve toplumun bütün tabanına yayılmamış bir Anayasa yapım sürecinin başarı şansı kesinlikle yoktur. Demokratik Anayasa’nın yapım sürecinde tarafların kendilerini özgür ve demokratik bir ortam içinde ifade etmesi ve yine tüm tarafları bağlayıcı bir metin olarak ele alınması ülkenin en büyük yarası olan toplumsal kutuplaşmayı ortadan kaldıracaktır. Bu bağlamda toplumu savunmak adına tüm toplumsal kesimlerin kendi özgünlüklerini dâhil ederek Demokratik Anayasa İttifakı çerçevesinde hareket etmesi ve bağlayıcı bir metin için çalışmaları elzem bir durum haline gelmiştir.
Yargı reform çalışmaları
* Türkiye’nin önemli sorunlarından biri adalete ve hukuka olan inancın çökmüş olmasıdır. ‘Adalet sisteminde köklü değişimler’ yapmanın yegâne koşulu toplumun ensesinde Demoklesin Kılıcı gibi duran anti demokratik yasaların kaldırılması ile mümkündür. Olağanüstü Hal döneminin uygulamaları, hukuku çökertmiş ve adalet duygusunu zedelemiştir. AKP iktidarının insafına kalan bir ‘Yargı Reformu’ sorunları çözmez aksine derinleştirir. Meclis’te partilerin katılımıyla geniş mutabakatı ve hızlı sonuç almayı hedefleyen bir çalışma grubunun oluşturulması öncelikli talebimiz olmalıdır. Bu bağlamda HDP olarak her türlü katkıyı sunacağız ve üzerimize düşen sorumluluğun gereğine uygun hareket edeceğiz. Toplumun ihtiyaçlarını esas alan bir ‘Yargı Reformu’ için partimiz STK’lar, insan hakları kuruluşları, barolar ve siyasi partiler ile kapsamlı görüşmeler gerçekleştirilecektir.
Etkinlikler düzenlenecek
* Ülkenin normalleşebilmesi ve toplum üzerindeki ağırlaştırılmış baskının kısmen de olsa kalkması için düşünce özgürlüğü üzerindeki prangalar kırılmalıdır. Bu kapsamda düşünceleri ve görüşleri nedeni ile cezaevlerinde olan siyasetçilerin, gazetecilerin, insan hakları savunucularının, üniversite öğrencilerin, emekçilerin, sendikacıların, avukatların özgürlüklerine kavuşması için önümüzdeki günlerde ‘Demokratik Siyasete ve Düşünceye Özgürlük’ adı altında geniş bir kampanya başlatılacaktır. Bu kapsamda halk toplantıları, mitingler, imza kampanyaları, broşür dağıtımı gibi eylem ve etkinlikler düzenlenecektir.
* Yurt dışına çıkmak zorunda kalan ve cezaevlerinde olan aydın, sanatçı, akademisyen, siyasetçi ve gazetecilerle ortak çalışma ve mücadele alanlarının oluşturulmasını önemsiyoruz. Bu kapsamda yapılacak çalışmalar, kültür ve sanat alanında toplumun farklı kesimlerinin de ilgisini çekecek şekilde olacaktır. ‘Barışa Bir Şarkı Yaz’ ve ‘Demokrasi Temalı Kısa Film Çek’ gibi çalışmaların yapılmasına öncülük edeceğiz.
* Partimiz bütün toplumsal kesimleri içine alan ve halkın gündelik ekonomik sıkıntılarına çözüm üretebilecek alternatif ekonomik programlar ve somut projeler için çalışmalar başlatacaktır. Ekonomik krizin ve savaşın bütün yükünü sırtlamış olan yoksullarla ve üreticilerle birlikte somut, sürdürülebilir alternatiflerin (kooperatifler, ekonomik komünler, dayanışma ağları vs) hayata geçirilmesi için orta vadede ekonomik bir seferberlik başlatmayı planlıyoruz. Bununla birlikte emeğin örgütlü hale gelebilmesi için sendikalarla ve emek örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülecek, somut bir yol haritası çıkarılacaktır.
Bölge mitingleri düzenlenecek
* Yaşanan bütün yapısal krizlerin en büyük sebeplerinden birinin de savaş politikaları olduğu gerçeğinden hareket ederek toplumun bütün kesimlerine yayılacak ve ana teması barış ve müzakerenin biricik çözüm olduğunu net bir biçimde ortaya koyan bir kampanya HDK ile birlikte başlatılacaktır. Partimizin en önemli ilkelerinden biri olan barışı toplumsallaştırmak için mitingler, halk toplantıları, paneller, söyleşiler gibi bir dizi eylem ve etkinlik düzenlenecektir. Bu kampanya bütün demokrasi güçlerinin ve savaş karşıtı güçlerin desteği ve işbirliğiyle yürütülecektir. Kampanya çerçevesinde ilk etapta Diyarbakır, İstanbul, Van, Mersin ve İzmir’de ‘Savaşa Hayır, Onurlu Barış ve Demokratik Müzakere Hemen Şimdi’ sloganları ile mitingler yapılacaktır. Bu çerçevede ilki 22 Temmuz 2019 tarihinde Amed’teBölge Mitingi gerçekleştirilecektir. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde ise farklı kentlerde aynı slogan ile büyük kitleleri buluşturmayı hedefleyen bölge mitingleri organize edilecektir.
* ‘Güçlü bir HDP, demokrasi mücadelesinin teminatıdır’ tespitinden hareketle bütün parti yapımızın ve il, ilçe ve belde örgütlerimizin yeniden toparlanma sürecine odaklanması için bir örgütlenme seferberliği başlatılmıştır. Bu kapsamdan ilk etapta illerde toplantılar düzenlendi.7 ayrı bölgede örgütlenme konferansları yapıldı. 3-4 Ağustos 2019 tarihlerinde de Merkezi Örgütlenme Konferansımızı Ankara’da gerçekleştireceğiz. 2020 yılının Şubat ayında yapacağımız 4’üncü Olağan Kongremize giderken demokrasi mücadelesinin mevzileri olan il ve ilçe örgütlerimizi en güçlü bir şekilde yapılandıracağız. Bu kapsamda HDP’ye gönül veren herkese çağrıda bulunuyoruz. Gelin hep beraber halkların ortak evi olan HDP’yi güçlendirelim, demokrasi mücadelesini yükseltelim.”
HABER MERKEZİ