Tarımda Milli Birlik Projesi
Hükümet daha önce Milli Tarım Projesi’ni açıklamıştı. Şimdi de Tarım ve Orman Bakanlığı, yanına birlik kelimesini ekleyerek “Tarımda Milli Birlik Projesi” hazırlamış. Onu konuşacağız.
Tarımda Milli Birlik Projesi’nin giriş yazısında, “Herkesin sağlıklı beslenmesini makul fiyatlar ve hakkaniyetli bir değer zinciriyle sağlayarak ülkemizin uluslararası alanda rekabetçi bir güç olmasını merkeze alır” diyor.
“Uluslararası rekabetçi güç” olmadan evvel ithalatçı konumdan kurtulsak ya(!)
Proje “Tarihi Referanslar” başlığıyla devam ediyor.
“Ahilik: Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışması teşkilatıdır.
İaşecilik: Osmanlı Devleti reayanın (çiftçinin) refahını sürekli kılmak için piyasalarda istenilen kalitede uygun fiyata yeterli miktarda mal bulunmasına özen gösterirdi” diye yazılı.
Gerçekler:
1- AKP, 17 yıllık hükümeti süresince “Ahilik”in, ‘a’ sını dahi uygulamadı.
2- Osmanlı, reayanın refahını sürekli kılmak için değil, padişaha karşı bir isyana sebebiyet verilmesin diye özellikle İstanbul iaşesinin yeterli miktarda, istenilen kalitede ve uygun fiyatta sağlanması için reayanın ensesinde boza pişirdi. Bu bakımdan Osmanlı dönemi ile AKP döneminin çiftçiye yaklaşımı, benzer değil, özdeştir.
Proje’de kalınan yerden devam edelim.
Söylenenler:
“İsraf: Tarladan sofraya kadar uzanan ürün değer zincirlerinden yüzde 50’ye varan israf ve verimsizlikler yaşanmaktadır.
Gıda Enflasyonu: Plansızlık ve yetersiz veri nedeniyle gıda fiyatlarında suni dalgalanmalar ve fiyat artışları yaşanmaktadır.
Maliyetler: Ölçek problemi nedeniyle tarımsal maliyetler oldukça yüksektir.
Adaletsizlik: Değer zinciri kopuktur. Tarımsal katma değer hakkaniyetli dağılmamaktadır” denmektedir.
On yedi yıldır tek başına aralıksız hükümet olan AKP’nin bugün bunları söylüyor olması mı, yoksa “bu sorunları çözdük” demesi mi gerekiyordu?
Proje’nin Tarım Ekosistemindeki ‘Temel Sorunlar’ bölümünde ise;
“ – Küçük ölçekli çiftçilerin pazarlık gücünün az olması nedeniyle girdi maliyetlerinin kontrol edilememesi,
– Büyük girdi tedarikçilerinin arzı belirlemesi sonucu yüksek girdi maliyetleri,
– Ülke çapındaki planlamanın uygulanmaması nedeniyle ürünlerin üreticinin elinde kalma riski,
– Tedarik zincirinde yüksek miktarda kayıp,
– Ürünlerin gereğinden fazla el değiştirmesi nedeniyle maliyet ve verimsizlik artışı,
– Fiyatlarda aşırı dalgalanma,
– Gıda güvenliğinde yaşanan sıkıntılar.
Sonuç: Yüksek tarım ürünü fiyatları ve enflasyona olumsuz etki
> Yüksek girdi fiyatları,
> Verimsizlik
– Tarımda oluşturulan katma değerin hakkaniyetsiz paylaşımı
– Değer zincirinde yüksek miktarda israf.”
Bu sorunlar yeni değil. AKP çöz(e)mediği gibi AKP’nin yanlış tarım politikalarıyla iyiden iyiye kangrene dönüştü. Şimdi tedavi edilemiyor. Gelinen noktada tarım, Türkiye’nin bünyesinden koparılıyor, kesiliyor artık.
Proje’den devamla, “Yönetilemeyen ve Planlanamayan Çok Parçalı Ekosistem başlığında:
“ – Tohum tesisleri, yem fabrikaları, gübre ve ilaç tesisleri,
– Üretici: Çiftçiler, ormancılar, balıkçılar,
– Birlikler, Ziraat Odaları, Kooperatifler,
– Bakanlık taşra teşkilatı,
– Kesim haneler, meyve sebze halleri, celepler, çırçır tesisleri, tüccarlar, balık halleri, sanayiciler, perakendeciler
– ve son halka TÜKETİCİ.
Koordinasyon, veri akışı, planlama, kontrol ve fiyat istikrarı sağlanamıyor” diye ayrıca not düşülmüş bu başlığın altına.
Hükümet sizsiniz, neden, niçin diye sorsak, kaba kaçar mı acaba?
Evet. Tarımda Milli Birlik Projesi ana başlığı altında belirlenen bu alt başlıklar tarımın geldiği, getirildiği noktayı doğrular nitelemelerdir. Bir denetleme kuruluşunun tespit edip raporladığı ve hukuki mercilere gereğinin yapılması için gönderdiği bir denetim sonrası raporu değil. Tarım Bakanlığı hakkında gensoru gerekçeleri de değil. Tarımın 17 yıllık AKP iktidarınca getirildiği nokta (!)
Bu durumda makul çözüm ne olmalı?
Üretici ve tüketici arasındaki aracıları kaldırmak. Üretici ile tüketiciyi doğrudan buluşturmak olmalı değil mi? Ancak hükümetin çözüm önerisinin adı “Yalın Sistem”. Haftaya bu çözüm önerisi Yalın Sistem mi? Yoksa Yanlı Sistem mi? Tarımın Türkiye’den koparılması mı? Onu konuşacağız.