Mardin’de gözaltına alınan ve sonradan serbest bırakılan gazeteci Ahmet Kanbal, belediyeye girmesini engelleyenlerin kararı doğrultusunda gözaltına alındığına vurgu yaparak, ıslık çaldığı için hakkında tutanak tutulduğunu söyledi.
Mardin’de 13 Temmuz tarihinde polisler tarafından yolda durdurularak gözaltına alınan ve sonrasında evinde arama yapılan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Ahmet Kanbal, dün çıkarıldığı mahkeme tarafından “adli kontrol” ve “yurtdışı yasağı” şartıyla serbest bırakıldı. Kanbal, iki günlük gözaltı süreci ve hakkındaki iddialara ilişkin MA’ya konuştu.
6 defa kimlik kontrolü
Dargeçit’te, sular altında bırakılmak istenilen Hasankeyf’e ilişkin yapılan açıklamayı takipten döndüğü gün gözaltına alındığını aktaran Kanbal, “Gün içinde en az 6 defa kimlik kontrolünden geçtim. Hiçbirinde sorun çıkmadı. Hakkımda herhangi bir işlem yapılmadı. Saat 17.30 gibi eve döndüm ve 18.00 gibi evden çıktım. Binadan çıkar çıkmaz bir grup TEM polisi etrafımı sardı ve hakkımda yakalama kararı olduğunu söyledi. Ancak söz konusu yakalama kararı saat 18.30’a kadar ellerine ulaşmadı. Zaten karar geldiğinde yeni çıkarıldığı anlaşıldı” dedi.
‘Gerekçe uydurmak için operasyon yapıldı’
Kanbal, hakkındaki gözaltı kararının, bir süredir Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne alınmamasına gerekçe olarak gösterilen “yukarıdan talimatı” verenler tarafından alındığını kaydetti. Kanbal, “Çünkü önceki gün valiliğe yeniden yazı yazmış, belediye binasına girmemin yasaklanması talimatının gerekçesini sormuştum. Sırf verilen talimata haklı bir gerekçe uydurabilmek için bu operasyon yaptırıldı. Daha önce TEM Şube’de benzer soruşturmalar için çağrılınca ifade vermeye gittiğim biliniyordu” diye konuştu.
‘Islık çalma’ tutanağı tutuldu
Hakkındaki kararda ilk başta “örgüt adına faaliyet göstermek” iddiasının bulunduğunu ifade eden Kanbal, polislerin ev aramasında da tutuklamaya yetecek kadar gerekçe bulmak istediklerine dikkat çekti. “Ama evde kağıt parçası dahi bulamayınca doğal olarak amaçladıklarını ulaşamadılar” diyen Kanbal, nezarethanede ıslık çaldığı için de hakkında tutanak tutulduğunu aktardı. Kanbal, şunları söyledi: “Nezarethanede ‘örgüt’ marşını ıslıkla çaldığım iddiasıyla hakkımda tutanak tutuldu. Sırf bu nedenle plastik kelepçeyle ters kelepçelendim. Bilinçli olarak kelepçe sıkılarak, bileğime zarar verildi. Sağ baş parmağım halen bu nedenle uyuşuk. Bileğimde sızlanma mevcut.”
Kayyum Haberleri
Gözaltında, Mardin’de kayyum dönemine ilişkin yapılan haberler, Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (MARSU) kayyum tarafından yüklü bir şekilde borçlandırılması, Dargeçit’te yapılan bombardımanda 2 sivilin yaşamını yitirmesi, Çiyayê Mazî’deki yangına ilişkin yapılan haberlerin kendisine sorulduğunu aktaran Kanbal, Mezopotamya Ajansı’nın “örgütle bağlantılı” olduğu ve yayınladığı haberlerin ise “propaganda” amaçlı olduğunun iddia edildiğini belirtti. Kanbal, şöyle devam etti: “Ajans kimliği kriminalize edilmek istendi. Savcılıkta, nezarethanede ıslık çalmaktaki amacım soruldu. Öcalan ile ilgili avukatlarının yapmış olduğu açıklamaları ajansın ‘örgüt’ ile ilişkisine bağlamaya çalıştılar. Yine bunları sosyal medyada paylaşmayı da propaganda olarak önüme koydular.”
Bıktırma ve sindirme girişimleri
Kanbal, son olarak operasyonla tutuklamaya yetecek delil bulunmak istendiği belirterek, “Bu olmayınca da Mardin’i terk etmem yönünde bir bıktırma ve sindirme politikası uygulamaya kalktılar. Ki bunların hiçbirini gizlemediler. Ancak bir yere gitmiyorum” diye konuştu.