Bu yıl 10.’su düzenlenen İstanbul Opera Festivali, pazar günü sona erdi.
Festival kapsamında 13 ve 14 Temmuz günü Rus Bolşoy Tiyatrosu’nun dünyaca ünlü solistleri İstanbul’da konser verdi. İki gün sahne alan sanatçılar İstanbul’daki ilk konserlerinde oldukça büyük beğeni topladı. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde (PSM) gerçekleşen konserlerde uluslararası birçok ödül sahibi soprano Anna Nechaeva, mezzosoprano Yulia Mazurova ve Bolşoy Tiyatrosu Orkestra Şefi Anton Grishanin orkestrayla birlikte izleyicilerle buluştu.
Ayakta alkışlandılar Konser
“Sevil Berberi” operası Uvertürü (Gioacchino ROSSINI) ile başladı. (Mezzo Soprano) Yulia Mazurova’nın “Una voce poco fa” -Rosina’nın aryası- (Gioacchino ROSSINI ) adlı aryayı seslenlendirmesi ile devam etti. Orkestra ve şef Anton Grishanin gerçekten harikaydı. Konser sonunda tüm solistler birlikte son olarak “Brindisi”(Giuseppe VERDI “LaTraviata”) adlı aryayı seslendirdiler. Final parçasından sonra dakikalarca ayakta alkışlanan sanatçılar, sempatik tavırlarıyla da konserin sıcak bir atmosferde geçmesini sağladı. Konser öncesinde Sputnik Türkiye’ye röportaj veren uluslararası birçok ödül sahibi soprano Anna Nechaeva, “Türkiye’ye profesyonel solist olarak ilk kez geliyorum. Bu orkestra ve solistler arasındaki diyalog inanılmaz önemli. Yarın harika bir performansla karşınızda olacağımıza inanıyoruz” diye konuşmuştu.
Bolşoy Tiyatrosu
Biraz da Bolşoy Tiyatrosu’nun tarihinden ve öneminden bahsetmek istiyorum. Moskova’nın merkezinde bulunan Bolşoy Tiyatrosu binası Rus kültürünün anıtı olarak kabul ediliyor. Bolşoy, dünyanın en önemli opera ve bale tiyatrolarından biridir ve hatta Avrupa’nın en iyi tiyatrosu olarak biliniyor. Bolşoy’dan sonra Milano’daki La Scala ikinci olarak kabul ediliyor. Tiyatronun kuruluş tarihi ise kayıtlarda 28 Mart 1776 yılı olarak görünüyor. Bu tarihte II. Ekaterina, Prens Petro Urosova’ya Moskova’da gösteriler, maskeli balolar ve diğer eğlencelerin düzenlenmesini sağlayacak sınırsız yetki veren bir belge imzaladı. Daha sonra Prens Petro tiyatro binasının inşasını başlattı. Tiyatro binasının resmi açılışı 1825’te gerçekleşti. Bu nedenle kimisi tiyatronun kuruluşu olarak bu tarihi de kabul eder. Tarih boyunca savaşlar ve diğer nedenlerden dolayı birkaç kez yanan bina, her seferinde aslına uygun olarak restore edildi. Son olarak 29 Ekim 2002’de yenilenmiş binanın açılışı yapıldı ve tiyatro grubu bu tarihte yeni binada sahne aldı. Tiyatronun yenilenme süreci 2011 yılına kadar da devam etti ve büyük ölçüde aslına uygun olarak yenilendi. Şu anda tiyatro meydanında ebedi yaşam ve sanat döngüsünün sembolü olan portiko üzerinde tanrı Apollon arabasıyla sekiz sütunlu muhteşem bir tiyatro binası olarak Moskova’nın en önemli sembollerinden biri. Bolşoy Tiyatro haklı olarak Rus kültürünün sembolü olarak adlandırılıyor. Bolşoy Tiyatro binası kurulduğu tarihten bu yana Rus opera ve bale sanatlarının en güçlü çekim merkezi oldu. Ünlü Rus bestecilerin eserleri ilk olarak bu sahnede gün yüzüne çıktı. Ünlü şarkıcılar, dansçılar, şefler, yönetmenler ve koreograflar bu sahnede hünerlerini sergiledi. Tiyatronun ihtişamı haklı olarak ülke sınırları dışına taştı. Ek olarak, Bolşoy Tiyatro hakkında dünya çapında filmer de çekilmiş. Bu filmerden, “Pariste Son Konser” (The Concert- Le Concert) ve Polina, Danser Sa Vie en izlemeye değer başlıcaları…
Aysel Tabak/ İstanbul