Van’ın Edremit ilçesinde Tarım ve hayvancılık yapan Mehmet Selim Güleş isimli çiftçi, mevcut tarım politikasını eleştirerek, ekonomik kriz sebebiyle elindeki hayvanları satmak zorunda kaldığını söyledi.
Ekonomik krizin etkisiyle artan mazot, gübre ve diğer maliyetler tarım ve hayvancılığı bitirme noktasına getirdi. Van’ın Edremit ilçesine bağlı Çiçekli mahallesinde 20 yıldır çiftçilik yapan Mehmet Selim Güleş, aileden kalma 5 dönümlük arazide arpa, yonca ve buğday ekiyor. Ekinleri hem hayvanlarının kış beslenmesi için hem de satmak için hasat eden Güleş, geçen yıl bir bağ otu 3 TL’ye bu yıl ise 5 TL’ye satıyor. Ektiklerinin masraflarını karşılamadığı belirten Güleş, mazot, gübre ve ilaç gibi maliyetlerden kurtulmak için beslediği inekleri satmak zorunda kaldığını dile getirdi. Güleş, hükümetin hayvancılık ve çiftçiliğe destek vermediğini söyledi.
‘Hayvanlarımı satmak zorunda kaldım’
Mahallede herkesin çiftçilik yaparak geçimini sağladığına dikkat çeken Güleş, fakat ekonomik kriz nedeniyle birçok kişinin bu işi bıraktığını kaydetti. Çiftçiliğin desteklenmediğini ifade eden Güleş, mazot ve gübreye yapılan zamlar nedeniyle iş yapamaz hale geldiklerini vurguladı. Güleş, “Hükümet en azından çiftçinin mazotunu karşılamalıydı. Eğer yakıt ihtiyacımızı karşılasaydı belki de bu kadar zorluk çekmeyecektik. Biz de bu masraftan kurtulmak için hayvanlarımızı satarak sayısını düşürüyoruz. Bir yıl boyunca bir inek beslesen neredeyse maliyeti 5 bin TL ediyor. Bunca zahmet ve masraftan sonra ineği sattığında ancak ona yaptığın masrafın bedelini çıkarıyorsun. Bu nedenle artık hayvan beslemenin bir anlamı kalmadı. Geçen yıl ineklerim çok fazlaydı fakat satmak zorunda kaldım. Şimdi 4 tane ineğim var ama 2 tanesini de bu yıl satmayı düşünüyorum. Böyle giderse elimde hayvan kalmayacak” dedi.
‘Krizden dolayı yardımlar kesildi’
Tarladaki ekinlerin hasadı için 700 TL harcadığını belirten Güleş, “Geçen yıl ot iyiydi ama bu yıl kuraklıktan dolayı yok. Bu nedenle otun fiyatı bu yıl çok artacak. Ben ve çocuklarım sabahtan akşama kadar tarlada çalışıyoruz. Şu an zorlaya zorlaya kazanmaya çalışıyoruz. Mesela gübre alıyorsun, tohum ekiyorsun, suluyorsun, tarlayı kaldırıyorsun ve bu işlemler için büyük paralar ödüyorsun. Bunun bize maliyeti çok büyük. Eğer böyle giderse çiftçiliği bırakıp inşaatlara geri dönmek zorunda kalacağım. Devlet geçen yıl buzağı başına 540 TL bakım parası veriyordu. Bu yıl krizden dolayı artık onu da vermiyorlar” dedi.
‘Böyle devam ederse inşaatta çalışırız’
Yıllardır inşaatlarda çalıştıktan sonra köye babasının yanına dönen Recep Güleş de, birçok insanın kendi topraklarını bırakıp başka şehirlerde çalışmak zorunda kaldığını hatırlattı. Tarım ve hayvancılığa destek verilmesi halinde kimsenin kendi topraklarını bırakmak zorunda kalmayacağını vurgulayan Güleş, daha önce köyün tamamının hayvancılık ve çiftçilikle geçimini sağladığını söyledi. Ekonomik kriz ve artan maliyetlerden dolayı insanların çiftçilik yapmayı bıraktığını belirten Güleş, “Her geçen gün diğer günü aratıyor. İstanbul’da inşaat işinde çalışıyordum. Her ay sigortam ve maaşım yatıyordu. Şimdi kendi işimde çalışıyorum ama hiç bir destek göremiyorum. Tarlada kendimi perişan etsem de ayda 3 bin TL maaş alamam. Bir gün çalışıyorum 10 gün boştayım. Çiftçilik desteklense, kendi işimizi ve kazancımızı rahatlıkla sağlasak neden kendi topraklarımızı bırakmak zorunda kalalım? Kim ister göçebe gibi bir yaşamı. Kendi işimizde bile kazancımız yoksa o zaman insanlar ne yapsın. Daha önce her evinin önünde 400-500 tane koyun vardı. Şimdi baksanız 10 tane bile yok. İnsanlar çiftçiliği bırak zorunda kalıyor” diye konuştu.
Kaynak: MA