Gümüşhane’deki Koza Altın’a ait siyanür havuzlarının yakınındaki Dibekli köyünde 120 kişi siyanürden zehirlendi. Altın madeni ile aynı havzada yer alan Harşit Çayı’nda da bir süre önce toplu balık ölümleri yaşanmıştı
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Küçük, Metalurji Mühendisleri Odası Genel Başkanı olduğu 2010 yılında, Gümüşhane’deki Koza Altın’a ait olan altın madeni nedeniyle yaşanacaklara işaret etmişti. Küçük’ün “Gümüşhane’de insanlarda ani olarak baş dönmesi, mide bulantısı ve ishal olmadan bağırsaklardan boşalma söz konusu olursa bilin ki bir siyanür zehirlenmesi yaşanmaktadır” sözleri gerçek oldu. Siyanür zehirlenmesinde ortaya çıkan belirtiler, hafif derece zehirlenmede; kuvvetsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Siyanür dereyle taşındı
Gümüşhane’ye bağlı Demirkaynak köyündek Koza Altın şirketine ait Mastra altın madeni ocağından çıkarılan cevher, siyanür havuzlarında ayrıştılıyor. Demirkaynak köyünün 2.5 kilometre uzaklığında bulunan Dibekli köyü 1100 metre, siyanür havuzları 1143 metre, maden işletmesi ise 1400 metre yükseklikte yer alırken siyanür havuzlarının hemen altından geçen bir dere, Dibekli köyü içinden geçmektedir. Önceki gün Dibekli köyünde 120 kişi zehirlenme nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan yurttaşların, mide bulantısı ve kusma şikayeti olarak hastane tarafından özetlenen şikayetleri olduğu belirtilirken zehirlenmenin içme suyundan kaynaklandığı ifade edildi. Köyün tek su kaynağı olan derenin maden sahasından köye ulaşıyor olması zehirlenmenin siyanürden olduğu şüphesini ortaya çıkardı.
Üstü örtülmek mi isteniyor?
Olayın ardından köye giden AFAD, Sağlık Müdürlüğü, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ekiplerine göre suda koliform bakteri tespit edildiği ancak köylülere sularını içmemek kaydıyla kaynatarak kullanınız uyarısı yapıldı. Bu uyarı üzerine uzmanlar bir şeylerin gizlenmeye çalışılıyor olabileceğine dikkat çekti. Hastanenin bulantı ve kusma olarak açıkladığı şikayetler için köyün muhtarının, “Köyde bir ishal salgını başladı ve artarak devam etti” dedi. Sıradan bir vakada aylarca beklenen devlet görevlilerinin topluca köye gelmiş olması ise bir başka dikkat çekici nokta. Olayın gerçekleştiği gece köyde birçok araba bulunmasının yurttaşları ölümden kurtardığını ifade eden köy sakinlerinden Alaattin Demir, yurttaşların bu araçlarla hastanelere taşındığını söylemesi bir diğer dikkat çekici ayrıntıydı.
TMMOB 10 yıl önce uyardı
Görüşüne başvurduğumuz TMMOB Yön. Kur. Üyesi Cemalettin Küçük. “Bugün yaşananları 10 yıl önce ortaya koymuş ve uyarılarda bulunmuştuk. Ancak halkın bu konuda duyarlılığını ortaya çıkarmayı başaramadık” diye birlitti. Küçük, “On yıl öncede belirtiğimiz gibi, altın şirketler birbiriylem bağlantılıdır. Altın üretimi dünyada bir ya da iki şirketin elindedir. Türkiye’de bu işleri yapan işletmeler onların sadece ayakçılarıdır. Bağımsız değildirler, onlar adına işletme yaparlar. Borsadan şirket hisselerini çıkardığınız zaman, Türk şirketi diye yaptıkları yayınların yanlış olduklarını görürsünüz. Gümüşhane’deki siyanürlü altın işletmesi ve bölgemizde projelendirilen bütün işletmelerin acilen durdurulması gerekmektedir. Bu konuda 20 yıldır örgütsel çalışma yapanlar olarak bunu söylüyoruz” dedi.
Halkın isyan etmesi gerekiyor!
Siyanürle altın aramanın insanlık dışı bir yöntem olduğunu savunan Küçük, ‘Şu tehlikeyi unutmayın. Gümüşhane’de yaşananlar, Eşme’de zaman zaman yaşanmakta. Bugün suya karışan siyanürün yarın buharlaşması halinde insanlar aniden ölmeye başlarlar. Türkiye’de yağmurun en çok olduğu Karadeniz Bölgesi’nde kimyasal yöntemlerle yapılan işlemlere son verilmelidir. Demokratik kitle örgütlerinin ve halkın örgütlenmesi, sivil isyan haklarını kullanması gerekmektedir. Bunun başka çaresi kalmamıştır artık” diye belirtti.
Siyanür bir felakettir
Altın çıkarma işleminin Gümüşhane’ye, Bergama’ya, Erzincan’a ne gibi zenginlikler kazandırdığını soran Küçük, ‘’Gitmiş oldukları bölgeyi insansızlaştırmışlardır, tarımı yok etmişlerdir, toprakları kirletmişlerdir ve kirletmeye de devam ediyorlar. Adım adım Türkiye’yi gezerek siyanürle altın aranmanın insanlığa bir yararı bulunmadığını, bir felaket olduğunu anlatıyoruz. Karadenizlileri uyanık olmaya çağırıyoruz. Alınan yargı kararları hükümet tarafından uygulanmamaktadır. Yasa dışı yöntemlere başvurulmaktalar” uyarılarında bulundu.
EKOLOJİ SERVİSİ