Temmuz başında TÜİK tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon rakamlarına dair açıklamada bulunan KESK İstanbul Şubeler Platformu, gerçek verilerle açıklanan veriler arasında büyük farklılık olduğunu ifade etti.
Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) İstanbul Şubeler Platformu, Temmuz başında TÜİK tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon rakamlarına ilişkin Taksim’de bulunan Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Şube’de basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına çok sayıda kişi katıldı. KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ata Esen basın açıklamasını yaptı. “TÜİK kamu çalışanları ve emeklilerin hakkını gasp ediyor” diyen Esen, Haziran ayı enflasyon rakamlarına dikkat çekerek, “Buna göre tüketici fiyatları Haziran’da aylık bazda yüzde 0,03 artarken yıllık artış yüzde 15,72 oldu. Haziran ayı enflasyon rakamları, Temmuz ayında emeklilerin ve kamu çalışanlarının maaşlarına yansıtılacak enflasyon farklarına doğrudan etki ettiği için çok önemlidir. Tam da bu yüzden Haziran ayında devlet zamları hep ayın son günlerinde yani veri toplama bittikten sonra yapılır. Böylelikle emekliye ve kamu çalışanlarına ödenmesi gereken enflasyon farkları asgari seviyede tutulmaya çalışılır. Bu düzmece yöntemlerle kamu çalışanlarının zamlarını çalmayı planlayanlar gene hedefine ulaşmış gözükmektedir. Hükümete göbekten bağlı sarı sendika Memur Sen’in 2017’de imza attığı toplu sözleşmeye göre kamu çalışanları bu dönemde ancak yüzde 5 zam alacaktır” diye belirtti.
TÜİK’in açıkladığı Haziran enflasyon oranlarına göre bu yetersiz zamma eklenecek enflasyon farkı ise sadece yüzde 1.01 puan olacağını sözlerine ekleyen Esen, “Çarşıya pazara çıkan her emekçinin bildiği gibi enflasyon beklentisiyle halkın enflasyonu arasındaki fark yüzde birin çok çok üzerindedir. TÜİK’in açıkladığı rakamın çarşının pazarın gerçeğiyle hiçbir bağı yoktur” diye konuştu.
‘Tüik bilimsel yöntemlerden ayrılmamalıdır’
Gerçek verilerle açıklanan veriler arasında büyük farklılık olduğunu dile getiren Esen, şöyle devam etti: “Türkiye’nin içine girdiği derin ekonomik bunalımla birlikte hükümetin TÜİK gibi kurumları zorlayarak ekonomiye dair sahte iyimserlik yaratacak rakamların açıklanmasını istediğine dair iddialar ayyuka çıkmıştır. Açıkçası açıklanan bu oranlar bu iddiaları destekler niteliktedir. TÜİK veri toplama yöntemini yakın dönemde değiştirerek sadece yüksek cirolu işletmelerden yani perakende marketlerinden fiyat toplamaya başladı. Özellikle hükümete yakın mağazalarla TÜİK arasında bir işbirliği olduğuna dair iddialar araştırılmaya muhtaçtır. Unutulmamalıdır ki sahte rakamlarla ekonomiyi olduğundan iyi göstermek Yunan Hükümetinin Avrupa Para Birliğine girmek için başvurduğu bir yöntemdi. Bunun sonuçlarının Yunanistan’da yol açtığı yoksullaşma ve ekonomik sıkıntılardan burada bahsetmeye herhalde gerek yoktur. TÜİK aklını başına almalı bilimsel yöntemlerden ayrılmamalıdır.”
‘Zamlar sefalat ücretidir’
Esen, devamla şunları söyledi: “Emekliye yüzde 5 kamu çalışanına yüzde 6, TÜİK’in kendi rakamlarına göre bile sefalet ücretidir, zira resmi gıda enflasyonu Haziran ayında yüzde 19.20 olmuştur, bu ortalama enflasyondan yüksektir ve emekliler ile kamu çalışanlarının çoğunluğunu etkileyen enflasyon kalemi budur. Bu kaleminde daha bilimsel ve dürüst veri toplama yöntemleriyle yüzde yirminin üstünde olacağı açıktır. Hükümet desteğiyle şişen Memur Sen ve Hak İş konfederasyonlarının balonu mahalli idareler seçimlerinden beri sönmeye başladı. Fakat bu toplu sözleşme döneminde de Memur Sen rolünü oynamak üzere masaya gelecektir. Buradan tüm kamu çalışanları adına uyarıyoruz, geçen sefer imzalanan felaket toplu sözleşmeden dolayı yüksek enflasyon ortamında kamu çalışanlarının alım gücü büyük ölçüde düşmüştür. Son dönemde TÜİK üzerinden yapılan oynamalarla enflasyon farkı anlamsız hale gelmiştir. 2019 toplu sözleşmesi bu kayıpların telafi edildiği bir sözleşme olmalıdır.”
‘KESK asla kabul etmeyecek’
“Ekonomik bunalım dönemlerinde devlet ve sermaye kesimleri hep fedakârlıktan söz ederler fakat fedakârlığı hep emekçilere yüklerler” diyen Esen, şunları ifade etti: “KESK 2019 toplu sözleşmesinde aynı tiyatronun oynanmasına izin vermeyecektir. Krizin faturası emekçilere değil ekonomiyi ve devlet kurumlarını böyle kötü bir biçimde idare edenlere kesilecektir. Dayatılacak olan sefalet ücretlerini, güvencesizliği, KESK asla kabul etmeyecektir, dün olduğu gibi bugünde ve bundan sonra da kamu emekçilerinin haklı mücadelesinin temsilcisi olmayı sürdürecektir. Görünen odur ki TİS görüşmelerinde yetkili olan yandaş sendika kamu emekçilerinin sesine kulaklarını tıkamıştır, sahibi olan hükümetin emirlerini dinlemektedir. Geçen TİS sürecinde hükümetin teklifinin de altına imza atarak görevini eksiksiz yerine getiren bu yandaş sendikadan kamu emekçilerini kurtarmak KESK’in mücadele tarihine duyduğumuz sorumluluğun gereğidir. Biz bu oyunları sokakta da masada da bozacağız. KESK masaya yumruğunu vuracak, direnen emekçiler kazanacak.”