İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin, bir boşanma davasında ‘süresiz nafaka’ verilemeyeceğine ilişkin kararına kadınlardan tepki yağdı. Avukat Esra Akgün, ‘Kadınlar evliliğe mahkum edildi’ dedi
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11’inci Hukuk Dairesi’nin, bir boşanma davasında “süresiz nafaka verilmeyeceğine” hükmetmesine tepkiler her geçen gün artıyor. Mahkemenin tarafların yaşları ve kısa evlilik süresini gerekçe göstermesi, özellikle bölgede sistematik şiddete rağmen geleneksel kalıplar, başka alternatifi olmayan kadını adeta “evliliğe mahkum etme” politikaları olarak karşımıza çıkıyor.
Van’ın Erciş ilçesinde uzun yıllardır hukuk mücadelesi yürüten Avukat Esra Akgün, kararı özellikle bulunduğu bölge açısından değerlendirerek, “Çekirdek aile kavramı dahi özel tanımının çok ilerisinde bir genişliğe ve anlama sahip. Aile, akraba, aşiret baskısı, diğer taraftan sosyal ekonomik baskılar, her taraftan kadını kuşatıyorken, kadınların boşanma kararı almasında bence çok ciddi etkisi olacaktır” uyarısında bulundu.
Yoksulluk nafakası
Medeni Kanun’da eşlerden biri lehine hükmedilen nafakanın tedbir ve yoksulluk nafakası olarak ikiye ayrıldığını belirten Akgün, şu bilgileri paylaştı: “Tedbir nafakası, boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra taraflardan birinin veya ergin olmayan çocukların geçinmesini sağlamak için hükmedilen bir nafakadır. Medeni Kanun’a göre hakim, boşanma davası açılınca davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ilişkin geçici önlemleri res’en alır. Yani kadın, boşanma davası açtığında ‘talebi olmasa bile’ dava boyunca geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmeder. Boşanma davası sonunda mahkemenin yoksulluğa düşecek taraf lehine diğer tarafın mali gücü oranında bir nafakaya hükmeder. Medeni Kanun’a ve yerleşik içtihatlara göre yoksulluk nafakası talebinde bulunacak eş diğer eşe göre kusursuz, eşit veya daha az kusurlu olmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Nafaka süresiz değil’
Medeni Kanun’da yoksulluk nafakası düzenlemesinde “süresiz olarak” denilmiş ise de “nafakanın sona erme hallerinin” kanunda düzenlendiğini söyleyen Akgün, şöyle dedi: “Alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar. Kanuna göre, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.” Yine kamuoyunda tartışıldığı şekilde kadın lehine hükmedilen nafaka miktarının öyle çok büyük miktarlarda olmadığına dikkat çeken Akgün, “Hatta bırakın büyük miktarı kadının asgari yaşam geçimini dahi karşılayamayan çok komik rakamlara hükmediliyor. Örneğin 200 TL, 250 TL veya 350 TL gibi ortalama rakamlar Anadolu Mahkemelerinden çıkan nafaka miktarları. Memur, işçi, serbest meslek çalışanı kadınların neredeyse tamamı için nafakaya hükmedilmiyor” dedi.
‘Kadınlar haklarını öğrendi’ Son yıllarda kadın mücadelesinin hayatın her alanına yayılması ve kazanılan hakların özgüven oluşturduğunu ifade eden Esra Akgün’ “Kadınlar haklarını öğrendi. Bu haklarından biri de boşanmanın hukuki sonuçlarından olan yoksulluğa düşeceği zaman isteyebileceği nafakadır” ifadelerini kullandı.
VAN/JINNEWS