Bütün dünyada yaşanan küresel ısınma Türkiye’de de kendini iyice hissettirirken, bundan en çok tarım etkileniyor. Urfa’da bu yıl buğday üretimi yağışların düzensizliği sonucu rekolteyi yarıya düşürdü
Türkiye’nin önemli tahıl üretim merkezlerinden Urfa’da, hasadı devam eden buğdayda yaşanan düzensiz yağışlar ve dolu nedeniyle rekolte yarıya indi. Urfa’da Türkiye’deki pamuğun yüzde 43’ü, mercimeğin yüzde 36’sı, buğdayın yüzde 10’u, arpanın ise yüzde 11’i üretiliyor. Ekilebilen tarım alanı bakımından Konya ve Ankara’dan sonra üçüncü en büyük alan olan Urfa’da mayıs ve haziran aylarındaki yağışların düzensizliği nedeniyle üretim düştü. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, yaptığı açıklamada, son yıllarda kuraklığın arttığını, bu durumun da çiftçileri olumsuz etkilediğini söyledi. Bu yıl bölgede sonbahar ve kış mevsiminde yağış azlığının kuru tarımda verim kaybına neden olduğunu söyleyen Çullu, mayıs sonu ve haziran başında etkili olan yağışların ise sulu tarımın yapıldığı bölgelerde buğday verimini olumsuz etkilediğini belirtti. Çullu, düzensiz yağışlar nedeniyle tahıl üretiminde beklentilerin gerçekleşemediğini vurguladı. Çullu, “Üretim sezonunda, sulanabilen alanlardaki buğday arazileri mayıs sonunda yağan yoğun yağışlardan olumsuz etkilendi. Buğday tam olgunlaşma aşamasındayken, toprağın doygun hale gelmesi ile bitkinin gelişimi olumsuz etkilendi. Bu nedenle de ürüne zarar veren bazı hastalıklar oluştu” dedi.
Yüzde 50 kayıp var
Bazı bölgelerde yağan yoğun yağmur ve dolu buğdayın yatmasına ve verim kayıplarına neden oldu. Kuraklık nedeniyle ürün alınamayan kuru alanlardaki çiftçilerin hayal kırıklığından sonra, mayıs sonu ve haziran başındaki zamansız gelen yağmurlar ve dolu sulu tarım yapan buğday üreticilerini felakete sürükledi. Bazı çiftçiler dekar başına 300- 350 kilogram civarında verim aldıklarını belirttiler. Kuraklığın neden olduğu verim düşüklüğünden sonra sulu tarım alanlarındaki zamansız ve yoğun yağışlar nedeniyle rekolte düşüklüğü yaşanıyor. Ziraat Mühendisi Sait Ardavioğlu, rekoltede geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 50 kayıp olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Sulamaya rağmen, yağışların zamansız düşüşü özellikle buğday bitkisini kötü etkiledi. Geçen yıl bir dekardan 600 kilogram buğday elde edilirken, bu yıl ise aynı alandan 300-350 kilogram ürün alınabiliyor. Genel olarak bir verim kaybı var.”
Barajlar iklimi değiştiriyor
Urfa Valisi Abdullah Erin yaptığı açıklamada, “Atatürk Barajı’ndan elektrik üretmeye başladığımızdan bugüne kadar 20 milyar doların üzerinde getirisi oldu. Sulamada kattığı katma değer, ürün ve verimlilik artışı ise bu hesabın için de yok” dedi. Bu açıklama enerji üretiminin esas alındığını tarımsal sulama işininse satır arası bir iş olduğunu gösteren nitelikte iken, bölgede yaşanan sorunlara yanıt vermekten çok uzak olduğu görüldü. Bölgesel iklim değişiminin ilk hissedildiği yıl olan 2008 yılı ilkbaharında Atatürk Barajı’nı kapsayan Urfa ve Adıyaman’da çok ciddi kuraklık yaşanmıştı. Bölgenin kuzeyi de bu kuraklıktan oldukça etkilendi. Meralar kurudu ve hayvanların bir kısmı öldü. Kuru tarım yapılan alanlarda ekinler gelişemedi, başta buğday olmak üzere mercimek ve arpa gibi tahıllardan verim alınamadı.
Yağış düzensiz
Bu durum bugün de devam ederken, kuraklıktan etkilenen bölge giderek genişliyor. Bölgedeki bu kuraklığın iki nedeni var. Birincisi küresel ısınma ve buna bağlı yaşananlar. İkincisi ise büyük barajların inşa edilmesiyle birlikte bölgesel düzeyde ortaya çıkan iklimsel değişimler. Atatürk Barajı ile sulu tarıma geçişin hedeflenen bölgede sulu tarımla birlikte üretim artışı beklenirken. Atatürk Barajı’nın ortaya çıkardığı iklimsel değişimle birlikte yaşanan kuraklık ve devamında ortaya çıkan aşırı yağışlar bölgenin en önemli sorunu haline geldi. Yağmurlar kısa süreli ancak selleri ve dolu yağışlarını ortaya çıkaracak biçimde yağarken, çiftçinin ihtiyaç duyduğu stabil yani mevsimsel yağmurlar artık ortada görünmezken yağışsız günler giderek artmakta. Sonuç olarak büyük barajlar Samsat ve Halfeti’yi suya gömüp tarihi hafızayı yok ederken, aynı zamanda bölgesel iklim değişimlerini ortaya çıkardı. Türkiye’nin genelinde benzer koşullar nedeniyle tahıl üretimleri her geçen yıl düşerken ithalatta patlamalar yaşanmakta.
EKOLOJİ SERVİSİ