Küçükçekmece’nin Mehmet Akif Mahallesi’nde bir çocuğunun cinsel istismara uğraması üzerine hedef gösterilen Suriyeli mülteciler, yaşanan her olumsuzluktan kendilerinin sorumlu tutulmasından rahatsız ve tedirginler.
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesine bağlı Mehmet Akif Mahallesi’nde 29 Haziran Cumartesi günü bir çocuğun cinsel istismara uğradığı iddiasıyla Suriyeli yurttaşların ev ve iş yerleri hedef gösterildi. Mahalledeki gerginlik devam ederken, Suriyeliler, mahallede tek başına gezemiyor ve tedirginlik içinde yaşıyorlar.
‘Biz sadece ekmeğimizin peşindeyiz’
Ülkesindeki savaştan kaynaklı 2011 yılında Suriye’nin Halep kentinden Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Abdurrahman Gabaş, yaşanan olaya dair “Ne olup bittiğine dair hiçbir bilgimiz yoktu. Alakamız olmadığı halde dükkanımıza bir an da yüzlerce kişi saldırmaya başladı. Biz burada sadece ekmeğimizin peşindeyiz, burada kimseyle kavga etme niyetimiz yok. Çocuğum var, evime bakmak zorundayım” dedi.
‘200 kişilik grup dükkanıma saldırdı’
Mahallede lokanta işleten Ammar Kakhe de, kendilerine saldıranların mahalleden olmadığını, farklı mahallelerden geldiğini vurgulayarak, “Biz o gün çalışıyorduk. Yakın dükkanlardan birine saldırı olduğunu öğrendik. Daha sonra arkadaşlarımızdan ‘Dükkanlarınızı kapatın’ diye haber geldi. Ben de bu yüzden dükkanımı kapattım. Kapattıktan kısa bir süre sonra yaklaşık 200 kişilik bir grubun dükkanıma saldırdığını gördüm” diye belirtti.
‘Ülkemizde savaş olmasaydı buraya gelmezdik’
İbrahim Halil Hüseyin isimli Suriyeli de, Türkiye’de ekonomik sorunlar başta olmak üzere yaşanan her sorunda kendilerinin gerekçe gösterildiğini dile getirerek, “Burada işsizlik var, ‘Suriyeliler yüzünden’ diyorlar. Burada, bir çocuğun burnu kanasa ‘Suriyeliler yapmıştır’ diyorlar. Ülkede ne olsa bizden biliyorlar. Yağmur yağsa, cam kırılsa bile bizden biliyorlar, biz bunları kabul etmiyoruz. Ülkemizde savaş olmasaydı biz buraya gelmek istemezdik” diye konuştu.
‘Savaşa karşıyız’
Küçükçekmece’de usta olarak çalıştığı tekstil atölyesi saldırıya uğrayan Talat Kahya da, savaştan kaynaklı kaçmak zorunda kaldıklarını dile getirerek, şunları ifade etti: “Sürekli yanımıza gelip ‘Sizin buralarda ne işiniz var? Siz neden buradasınız? Gidip ülkenize savaşın’ diyorlar. Biz savaşmak isteseydik zaten orada kalırdık, savaşa karşı olduğumuz için buradayız. Orada kalsak kiminle savaşacaktık? Kendi kardeşlerimizle, kendi kardeşlerimizin canını yakmak için savaşacaktık. Bunları reddettiğimiz için buradayız. Böyle olayların yaşanmasını istemiyoruz.”