Seçim sonrası ortaya çıkan durumu değerlendiren EMEP, ESP, SYKP ve Halkevleri yöneticileri, iktidarın meşruiyetinin sorgulanır hale geldiğini söyleyerek, kutuplaşmadan kurtulmanın tek çıkışının Üçüncü Yol olduğunu belirtti
İstanbul seçim sonuçlarına göre Cumhur ile Millet ittifaklarının politik yaklaşım ve çizgilerini yorumlayan EMEP, ESP, SYKP ve Halkevleri yöneticileri, kutuplaşmış siyasetten tek çıkış seçeneğinin “Üçüncü Yol” olduğunu vurguladı. Emek Partisi (EMEP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) ve Halkevleri başkan ve eş genel başkanları, İstanbul seçimlerinin sonuçlarının ne anlam taşıdığını ve “Üçüncü Yol”a olan ihtiyacı değerlendirdi.
‘Birlikte yaşamak’
Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay, İBB seçim sonucunun özelde AKP’nin belediyecilik anlayışına, genelde ise iktidar olduğu günden bu yana ki tüm politikalarına verilmiş demokratik bir halk tepkisi olduğu görüşünde. Günay’a göre, 31 Mart sonucunda çok kuvvetli bir biçimde teyit edilen bir şey var ki o da, AKP’nin 25 yıllık belediyecilik anlayışına, siyasal İslam’ın din sömürüsüne, talan politikasına verilen yanıt. Günay, bu duruma dair “31 Mart seçimlerinde halk bu itirazını sandığa taşımıştı. Halk, sandıkta birlikte yaşam mümkün demişti. 23 Haziran seçimleri de halkların birlikte yaşama arzusunun bir ifadesi olmuştur” ifadelerini kullandı.
‘Tek adam rejimi tutmadı’
23 Haziran seçimleriyle halkın AKP’ye dönük tepkisini en iyi şekilde gösterdiğini ifade eden Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan da, halkın haksız ve hukuksuz bir şekilde verilen yenileme kararına karşı iktidara yakıcı bir etkiyle cevap verdiğini söyledi. Seçim sonuçlarında emek ve ekonomi alanında yaşanan daralmaların belirleyici bir faktör olduğunu vurgulayan Gürkan, iktidarın İstanbul’la birlikte ülkenin birçok metropol kentini kaybetmesine işaret etti. “İşin özü; halkın işe, aşa, demokrasiye ve özgürlüğe ihtiyacı var” diyen Gürkan, şunları ekledi: “O nedenle sandıkla bitmiyor diyoruz. Şimdi demokrasiyi, barışı ve özgürlükleri kazanmak için biriktirdiğimiz deneyimleri ilerleterek, ortaklıkları ve birliktelikleri geliştirerek mücadeleyi örgütleme zamanı. Elbette burada sorumluluk hepimize düşmektedir.”
‘Direniş ruhu’
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ise, toplumsal ittifakın büyük potansiyelinin İBB seçimleri sonucunda ortaya çıktığını ve AKP-MHP bloğunun kaybetme sürecine girdiğini belirti. İstanbul seçim sonuçlarının kibir, ötekileştirme, saflaştırma, ayrıştırma, düşmanlaştırma siyasetine karşı verilmiş bir yanıt olduğunu söyleyen Yüce, “Gezi direnişinden beri toplumun bütün katlarında mayalanan direniş ruhunun bir kez daha başını kaldırdığını gördük. Bu direniş ruhunun başını kaldırışına 7 Haziran milletvekili seçimleri ve Anayasa Referandumu sonuçlarıyla da tanıklık etmiştik. AKP-MHP faşist iktidar bloğuna kaybettiren yolun ne olduğu artık büsbütün ortaya çıkmıştır” dedi. Yüce, örgütlü bir güç olarak HDP’nin bu gücünü seçim stratejisini belirlemede çok doğru kullandığını da ifade etti. HDP’nin bu seçimle beraber Türkiye siyasetinde ‘Artık üçüncü bir yol mümkündür’ dediğini vurguladı.
‘İktidarın meşruiyeti sarsıldı’
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü de seçim sonucu ile birlikte iktidarın meşruiyetinin toplumsal anlamda sarsıldığı görüşünde. Anayasa tartışması ve bağlı olarak devlet düzeninin yeniden reorganizasyonu sorununun önümüzdeki dönemin temel tartışma konularından biri olarak öne çıkacağını söyleyen Tümüklü, “Ne var ki ne rehabilitasyon ne de reorganizasyon cephesinin rejimi açmaza sürükleyen yapısal sorunlardan çıkış için bir yolu yok. Kürt sorunu başta olmak üzere, Aleviler, Ermeniler, ezilen topluluklara haklarının iadesi sorunu ve hepsini içerecek ve genişletecek biçimde politik özgürlük sorununun bireysel ve biçimsel düzenlemelerle aşılabileceği fikrine dayanan bu görüş açısı, tarih boyunca bir dizi deneyimden geçerek boşa düşürülmüştür. Bu yol dolambaçlı yollardan yeniden aynı noktaya açılacaktır. Tek çıkış yolu Üçüncü Yol’dur. Ezilenlerin ve onlar adına siyaset üreten politik güçlerin bağımsız programı ile öne çıkmasıdır” dedi.
İSTANBUL